yatagants
Hayatımda hiç yıkamadım şimdi yurttayım ve yıkamam lazım. İki ayrı renkliler ve beyazlar için sıvı deterjanım var. Ne yapıcam?Hangi çamalırı hangi programda yıkıyıcam?
Hayatımda hiç yıkamadım şimdi yurttayım ve yıkamam lazım. İki ayrı renkliler ve beyazlar için sıvı deterjanım var. Ne yapıcam?
Hangi çamalırı hangi programda yıkıyıcam?
Hangi çamalırı hangi programda yıkıyıcam?
0
beyazlar pamuklu - 60
renkliler pamuklu(içeriği önemli etiketlerinden bir bak ona göre seç) - 40
renkliler pamuklu(içeriği önemli etiketlerinden bir bak ona göre seç) - 40
0
Kaç saat sürer ortalama ?
Toplam kurutma makinesi ile beraber 3 saat rezervasyon hakkım var...
Toplam kurutma makinesi ile beraber 3 saat rezervasyon hakkım var...
0
sıvı deterjanı, deterjan gözündeki, en soldaki geniş yere dökün. kendi kapağıyla bir tane yeter muhtemelen.
o süre meselesi de makinenin devriyle alâkâlı. 600 devirliyse 2 saat sürer, 1200 devirliyse 1 saat gibi birşey sürer. ama yurttayım diyorsunuz, muhtemelen makinelerim devri yüksektir, 1 saate hallolur yıkama işi. kurutmayı hiç bilmiyorum.
edit: bir de evet, renkliler için kıyafetin içindeki etiketlere bakmak en iyisi. bazı şeyleri 30 derecede yıkamak gerekiyor rengini atmasın diye.
o süre meselesi de makinenin devriyle alâkâlı. 600 devirliyse 2 saat sürer, 1200 devirliyse 1 saat gibi birşey sürer. ama yurttayım diyorsunuz, muhtemelen makinelerim devri yüksektir, 1 saate hallolur yıkama işi. kurutmayı hiç bilmiyorum.
edit: bir de evet, renkliler için kıyafetin içindeki etiketlere bakmak en iyisi. bazı şeyleri 30 derecede yıkamak gerekiyor rengini atmasın diye.
0
o hakkı veren yurtsa, daha önce hesapladıkları için 3 saat veriyorlardır. 2 saat yıkama 45-50dk kurutma sürer tahminimce tabi makinalara bağlı idyl'in dediği gibi.
0
makinenin kullanma klavuzu varsa hangi kıyafetlerin hangi programda yıkanacağını yazar. klavuz yoksa makinenin özelliklerini internetten aratıp kullanma klavuzunu bulabilirsiniz.
bir de her beyaz 60 derecede yıkanmaz. kumaşın cinsine göre 30 derecede de yıkanması gerekebilir.
benim kullandığım makinede (siemens) programların zamanlarını veriyor ve geriye sayıyor zaten. en kısa program 35 dakika sürüyor. 60 derecelik beyazlar 90 dakika mıydı neydi.
tekstil ürünlerin çoğunun etiketinde kaç derecede yıkanabileceği de yazar. bu da yardımcı olabilir.
bir de her beyaz 60 derecede yıkanmaz. kumaşın cinsine göre 30 derecede de yıkanması gerekebilir.
benim kullandığım makinede (siemens) programların zamanlarını veriyor ve geriye sayıyor zaten. en kısa program 35 dakika sürüyor. 60 derecelik beyazlar 90 dakika mıydı neydi.
tekstil ürünlerin çoğunun etiketinde kaç derecede yıkanabileceği de yazar. bu da yardımcı olabilir.
0
alphaville
"güvendim, inandım kaç kere, kandım sana bir kere, yıkıldım kaç kere" gibi sözleri olan, yanılmıyorsam bir kadının söylediği, 90lar şarkısı arıyorum. böyle neşeli hareketli bir parçaydı.
"güvendim, inandım kaç kere, kandım sana bir kere, yıkıldım kaç kere" gibi sözleri olan, yanılmıyorsam bir kadının söylediği, 90lar şarkısı arıyorum. böyle neşeli hareketli bir parçaydı.
0
QwertyKlavye
28 yaşındayım.Türk halk müziği dinlerim.bu adam bildiğim kadarı ile bir türkücü.hayatında bir kere şarkısını dinlemeyen, bir kere yanına gitmeyen ya da bir kere adını bile zikretmeyen kişilerin bu adam bugün neden bunların babası kadar değerli oldu? Aynı şey yarın Münir Özkul ölünce de olacak mı?
28 yaşındayım.
Türk halk müziği dinlerim.
bu adam bildiğim kadarı ile bir türkücü.
hayatında bir kere şarkısını dinlemeyen, bir kere yanına gitmeyen ya da bir kere adını bile zikretmeyen kişilerin bu adam bugün neden bunların babası kadar değerli oldu? Aynı şey yarın Münir Özkul ölünce de olacak mı?
Türk halk müziği dinlerim.
bu adam bildiğim kadarı ile bir türkücü.
hayatında bir kere şarkısını dinlemeyen, bir kere yanına gitmeyen ya da bir kere adını bile zikretmeyen kişilerin bu adam bugün neden bunların babası kadar değerli oldu? Aynı şey yarın Münir Özkul ölünce de olacak mı?
0
peki, hayatınız boyunca dinlemeyi geçtim adını bile bir kere zikretmediğiniz bu adam öldüğü zaman babanızdan kıymetli duruma getiren şey ne ? ahde vefa mı:)
0
katiliyorum. ferdi, muslum'u kro, damarci diye yaftalayan metropol insanlarinin en az onlar kadar damar sarkilar yapan bir adama bu kadar tapmasi samimiyetsizliktir.
0
Barış Mançoyu düşün. Yaşarken cenaze kortejindeki kalabalık kadar seveni ilgi duyanı vs var mıydı? Hayır. Eskiler boşuna dememiş "kör ölür badem gözlü olur" diye.
0
ben de bu kafayi anlamiyorum. sen kimin dinleyip dinlemedigini nereden biliyorsun? bu yargiya nasil variliyor? ben bir sarkiciyi dinliyorsam, bir oyuncuyu begeniyorsam bunu bagira bagira hayatimin her aninda birilerine gostermek, ispat etmek zorunda miyim?
0
@fader
çok kelime oyunu yapıyorsun.
700 tane entry girilmiş belki daha fazla.
yüzlerce yazar var ortada.
bunlardan kaç tanesi bu adamı dinledi?
"kör ölür badem gözlü olur" olay budur.
sen kimi ya da neyi savunuyorsun?
çok kelime oyunu yapıyorsun.
700 tane entry girilmiş belki daha fazla.
yüzlerce yazar var ortada.
bunlardan kaç tanesi bu adamı dinledi?
"kör ölür badem gözlü olur" olay budur.
sen kimi ya da neyi savunuyorsun?
0
@fader, hayattayken bagirarak gostermedigin seyi olurken gosterince samimiyetsiz oluyor ve bu da bizleri rahatsiz etmesinin yaninda yakinlari icin de uzuntu verici oluyor.
0
he tamam siz haklisiniz. simdi tek tek tum entry yazanlara mesaj atiyorum silmeleri icin. sonucta hepsi dinlemis olamaz!!!! pis yalancilar!!!!!
0
neşet ertaş gayet değerli bir müzisyendir.sonuçta türkü kültürüyle büyüyenler illa ki rahmetliyi tanır,bilirler.
0
bu adamı dinlemeyip olumu sonrası sahiplenen kişi sayısı kadar "kor olur badem gozlu olur" diye aynı şeyi 1 tirilyonuncu defa sanki sözü kendi bulmuş gibi ortada dolanan denyo da var.
ne yapalım şimdi ? sizinki ssamimiyet de onlarınki değil mi ? yahu bi sktriniz gidiniz efendim. kimin neyi ne kadar dinledigini sevdiğini nerden biliyorsunuz ?
velev ki hiç dinlememiş olsun , ne değişecek ? sanane ? neşet ertaşın ahde vefa bekçisi misiniz birader ? insanların birilerine saygı , sevgi göstermesi sizi niye bu kadar geriyor..
ulan belki çocukken babası çok dinliyordu ama bilmiyordu kimi dinlediğini , ölümü sonrası o tınıyı yeniden duyunce çocukluğuna döndü ?
belki gençliği onu dinlemekle geçti ? ne yapsaydı facebookta 20 yıl boyunca neşet ertaş mı paylaşacaktı ? broşür mü dağıtacaktı ?
he herkes çok samimiyetsiz ..he kör ölür badem gözlü olur.. 1000 kere daha yazarsak ödül de vereceklermiş ..
ne yapalım şimdi ? sizinki ssamimiyet de onlarınki değil mi ? yahu bi sktriniz gidiniz efendim. kimin neyi ne kadar dinledigini sevdiğini nerden biliyorsunuz ?
velev ki hiç dinlememiş olsun , ne değişecek ? sanane ? neşet ertaşın ahde vefa bekçisi misiniz birader ? insanların birilerine saygı , sevgi göstermesi sizi niye bu kadar geriyor..
ulan belki çocukken babası çok dinliyordu ama bilmiyordu kimi dinlediğini , ölümü sonrası o tınıyı yeniden duyunce çocukluğuna döndü ?
belki gençliği onu dinlemekle geçti ? ne yapsaydı facebookta 20 yıl boyunca neşet ertaş mı paylaşacaktı ? broşür mü dağıtacaktı ?
he herkes çok samimiyetsiz ..he kör ölür badem gözlü olur.. 1000 kere daha yazarsak ödül de vereceklermiş ..
0
insanların samimiyetsizliği eleştirilebilir ama bunu yaparken neşet ertaş'ı veya münir özkul'u değersiz göstermeye gerek yok.. bu insanlar sanatını icra etmekten başka ne yapmış? sanatında bu seviyelere çıkıp da mütevazi kalabilen belki son nesilden bahsediyoruz.. o yüzden biraz saygıyı hak ediyorlar bence.. bari ferdi tayfur'la neşet ertaş arasındaki ayrımı bilelim..
0
Ölmüş birini anmak, hakkında güzel şeyler yazmak için illa onu dinlemek, onunla aynı fikirleri paylaşmak, adını sürekli zikretmek gerekmez bence. Sonuçta bu insan, -sen dinlesen de dinlemesen de- sanat dünyasına eserler sunmuş, bir açıdan insanlığa faydası dokunmuş. Sevmek zorunda değilsin. Ancak yaptığı eserlere saygı duyuyorsan, ardından bir iki kelam etmek de bu saygının getirisidir.
Evet, ben de Neşet Ertaş'ı hiç dinlemedim. Yaptığı eserleri takip etmedim. Ama biliyorum ki bu insan büyük bir adamdı.
Tabi şu samimiyetsizlik olayına bir nebze katılmıyor değilim. Yani tamam, hakkında bir iki bir şey söylemek geliyor olabilir insanın içinden ama sırf yazmış olmak için entry yazanlar da var.
Evet, ben de Neşet Ertaş'ı hiç dinlemedim. Yaptığı eserleri takip etmedim. Ama biliyorum ki bu insan büyük bir adamdı.
Tabi şu samimiyetsizlik olayına bir nebze katılmıyor değilim. Yani tamam, hakkında bir iki bir şey söylemek geliyor olabilir insanın içinden ama sırf yazmış olmak için entry yazanlar da var.
0
ahde vefa, bir devletler hukuku terimi olup, devletin yaptığı uluslararası sözleşmelerle bağlı olduğunu ifade eder. sizin dediğiniz vefadır. *flies away*
0
bende, bu tür insanlığa mal olmuş kişilerin vefatının ardından üzüntülerini belirten insanları eleştiren insanların varlığından rahatsızım.. arkadaş tamam belki ömrü onu dinlemekle geçmedi, belki sadece kulak aşinasıydı, belki ilk kez behzat ç de duydu.. bu üzüntüsünü belirtmeyeceği anlamına mı geliyor.. peki ne yapılsın.. yok mu sayılsın... hiç bir şey yazılmasın mı.. kimin onu yıllardır dinleyip vefa gösterdiğinin bir ölçüsü var mı ? yani şöyle bir şey mi "ben x kişisini 20 senedir dinliyorum bir tek ben üzülücem, arada bir dinleyenler üzülmesin" bunu ne şekilde ölçebiliyorsunuz ki ?
0
merhaba. ben muzik ogretmeniyim. neset ertas ile ilgili ozel bir anma dersi yapacagiz. kendisinin eserlerini az cok bilirim.
lisedeki ogrencimle yarismaya neset ertas turkusu ile girmistik.
bu insan hicbir sey yapmamis olsaydi bile, sirf beyefendiligi ile bile ornek olmus bir insandir, guzel bir insandir.
dolayisiyla kendisinin isminin gectigi bir duyuruda bile insanlarin kirici konusmasini istemez, kizmaz ama uzulurdu muhtemelen.
en azindan bu anlamda saygili olup birbirinizi kirmamanizi dilerim kendi adima.
not:
muhtemelen herkes hayatinda "neredesin sen" i oyle ya da boyle dinlemis ve sevmistir : )
lisedeki ogrencimle yarismaya neset ertas turkusu ile girmistik.
bu insan hicbir sey yapmamis olsaydi bile, sirf beyefendiligi ile bile ornek olmus bir insandir, guzel bir insandir.
dolayisiyla kendisinin isminin gectigi bir duyuruda bile insanlarin kirici konusmasini istemez, kizmaz ama uzulurdu muhtemelen.
en azindan bu anlamda saygili olup birbirinizi kirmamanizi dilerim kendi adima.
not:
muhtemelen herkes hayatinda "neredesin sen" i oyle ya da boyle dinlemis ve sevmistir : )
0
kör ölür badem gözlü olur yalnış. kendisinin değeri bir çok insan tarafından zaten biliniyordu. yaşayan insan hazinesi seçilmişti. itüde oy birliği ile fahri doktora almıştı. kendi adıma ölümüne üzülme nedenim türkülerini bir daha dinleyemeyecek oluşum değil, doğru dürüst bir insan olduğu içindir.
0
insanları hafife alıyorsunuz. pek çok insan katı tanımlara sahip değil. istanbul'da olsam ve yeterince param olsa, caz festivalinden çıkmayan tiplerden olurdum. ama örneğin son zamanlarda para verip cd'sini aldığım tek albüm fairuz derinbulut'un arabesk'i.
her gün oturup dinlemesem de arabesk'ten rap'e her tür yelpazede müziği dinleyebiliyorum. benim için iyi müzik, müziği yapanın samimiyeti ile ilgili bir şey. neşet ertaş da bu samimiyete sahip olduğundan dinlediklerim arasındaydı. ama her izlediğim filme bir entry yazmadığım gibi, her dinlediğim şarkıya da o anda bir entry yazmıyorum, sözlükte en çok yazanlardan biri olsam da. ki, her şey bir yana neşet ertaş yaşarken yazılan 600 entry küçümseniyor, ama bu hiç de az bir rakam değil. bir insan hayatını kaybedince elbette dikkat çekiyor, bunun da tuhaf bir yanı yok, araya samimiyetsiz insanlar karışsa da.
bir gün rte hayatını kaybederse, bugüne kadar girilen 10 binin üzerindeki entry'nin 3'e katlandığını da görebilirsiniz bir günde, o kadar şaşırmayın.
her gün oturup dinlemesem de arabesk'ten rap'e her tür yelpazede müziği dinleyebiliyorum. benim için iyi müzik, müziği yapanın samimiyeti ile ilgili bir şey. neşet ertaş da bu samimiyete sahip olduğundan dinlediklerim arasındaydı. ama her izlediğim filme bir entry yazmadığım gibi, her dinlediğim şarkıya da o anda bir entry yazmıyorum, sözlükte en çok yazanlardan biri olsam da. ki, her şey bir yana neşet ertaş yaşarken yazılan 600 entry küçümseniyor, ama bu hiç de az bir rakam değil. bir insan hayatını kaybedince elbette dikkat çekiyor, bunun da tuhaf bir yanı yok, araya samimiyetsiz insanlar karışsa da.
bir gün rte hayatını kaybederse, bugüne kadar girilen 10 binin üzerindeki entry'nin 3'e katlandığını da görebilirsiniz bir günde, o kadar şaşırmayın.
0
he tamam ben ahde vefayı da yanlıs kullanıyorum . cok samimi oldu yazdıkların , uyarın için teşekkürler..
konu kapanmıştır , ahde vefayı yanlıs kullandığım için tüm argümanlarımın geçersiz kaldı.
neymiş devletler hukuku terimiymiş bak bak bak..vikide öyle yazıyo diye mutlak gerceklik mi oldu şimdi o ?
sözünde durma, verdiği sözlere bağlı kalma, özü ve sözü doğru olma anlamına gelen ahde vefâ, islâm ahlâkının en önemli prensiplerinden biridir. kur’ân’a göre ahde vefâ, îmân ederek allâh ile ahidleşmiş ve böylece kendisini hür iradesiyle kendisini sadakat yükümlülüğü altına sokmuş olan müminin ahlâkî bir borcudur. ister insanlara, ister allâh’a karşı verilmiş olsun her ahid ve söz, yükümlülük şartlarını taşıyan her insanı borçlu ve sorumlu kılar. bu sorumluluğun yerine getirilmesine ahde vefâ veya ahde riâyet denilir (bakara, 2/177; mü’minûn, 23/8).
konu kapanmıştır , ahde vefayı yanlıs kullandığım için tüm argümanlarımın geçersiz kaldı.
neymiş devletler hukuku terimiymiş bak bak bak..vikide öyle yazıyo diye mutlak gerceklik mi oldu şimdi o ?
sözünde durma, verdiği sözlere bağlı kalma, özü ve sözü doğru olma anlamına gelen ahde vefâ, islâm ahlâkının en önemli prensiplerinden biridir. kur’ân’a göre ahde vefâ, îmân ederek allâh ile ahidleşmiş ve böylece kendisini hür iradesiyle kendisini sadakat yükümlülüğü altına sokmuş olan müminin ahlâkî bir borcudur. ister insanlara, ister allâh’a karşı verilmiş olsun her ahid ve söz, yükümlülük şartlarını taşıyan her insanı borçlu ve sorumlu kılar. bu sorumluluğun yerine getirilmesine ahde vefâ veya ahde riâyet denilir (bakara, 2/177; mü’minûn, 23/8).
0
belkileri bırakınız efenim
bunun tek sebebi popüleritedir.
insanlar o gün popüler olan ne varsa ona uymaktadır.
gerçekten dinleyen, beğenen ve öğrendiklerinde ağladıklarını belirten arkdaşlarım da var. birisine dedesini hatırlatmış.
ama genel olarak olayın özü popüleritedir.
bunun tek sebebi popüleritedir.
insanlar o gün popüler olan ne varsa ona uymaktadır.
gerçekten dinleyen, beğenen ve öğrendiklerinde ağladıklarını belirten arkdaşlarım da var. birisine dedesini hatırlatmış.
ama genel olarak olayın özü popüleritedir.
0
he ok , çözdük o zaman.
tamam dağılalım artık olayın özü populariteymiş..
olaya üzülenler haksız , samimiyetsiz .. bu tespiti yapan arkadaşlara da nobel sosyoloji ödülüne aday gösterelim , gerçekten büyük bir başarı. ilk kez farkediliyo , açıkçası ülkemdeki bu dehalarla gurur duyuyorum.
tamam dağılalım artık olayın özü populariteymiş..
olaya üzülenler haksız , samimiyetsiz .. bu tespiti yapan arkadaşlara da nobel sosyoloji ödülüne aday gösterelim , gerçekten büyük bir başarı. ilk kez farkediliyo , açıkçası ülkemdeki bu dehalarla gurur duyuyorum.
0
@fader, @kennym + 1 milyon
(ilk cevapları için)
sanat/sanatçı açısından söylüyorum; kimin kime ne kadar saygı ve sevgi besleyeceğine kim ne olarak karar verme hakkına sahipmiş yahu..
ibrahim tatlıses hiç bir şekilde bana hitap etmeyen, dinlemediğim birisi. artı; kişiliğini, tavır ve duruşunu falan da hiç sevmiyorum. ama bunlar sahip olduğu sesin çok özel ve önemli olduğu gerçeğini değiştirmez.
adam ölünce arkasından "önemli bir sesti, yazık oldu" diye bir şey yazma hakkım yok mu şimdi sayın otoriteler? töbe töbee..
hele "kör ölür badem gözlü olur" yorumları için gerçekten tebrik ediyorum.. keşke biraz hangi kelimeler/cümleler kim olarak nerede ne için kullanıldığına biraz bakılsa; ezbere, "konuşmuş olmak için konuşmak" yerine..
****
ek;
@QwertyKlavye,
"bak herkes beni destekliyor. bik bik bik."
şaka mı yapıyorsunuz, yoksa liseli falan mısınız bilemedim. benim sözüme bakmazsınız en iyisi şu düşüncenizden çıkarımla hiç duymadığınızı düşündüğüm atalarımızın deyişini yazalım;
"iki yanlış bir doğru etmez"
bin yanlış da bir doğru etmez..
(ilk cevapları için)
sanat/sanatçı açısından söylüyorum; kimin kime ne kadar saygı ve sevgi besleyeceğine kim ne olarak karar verme hakkına sahipmiş yahu..
ibrahim tatlıses hiç bir şekilde bana hitap etmeyen, dinlemediğim birisi. artı; kişiliğini, tavır ve duruşunu falan da hiç sevmiyorum. ama bunlar sahip olduğu sesin çok özel ve önemli olduğu gerçeğini değiştirmez.
adam ölünce arkasından "önemli bir sesti, yazık oldu" diye bir şey yazma hakkım yok mu şimdi sayın otoriteler? töbe töbee..
hele "kör ölür badem gözlü olur" yorumları için gerçekten tebrik ediyorum.. keşke biraz hangi kelimeler/cümleler kim olarak nerede ne için kullanıldığına biraz bakılsa; ezbere, "konuşmuş olmak için konuşmak" yerine..
****
ek;
@QwertyKlavye,
"bak herkes beni destekliyor. bik bik bik."
şaka mı yapıyorsunuz, yoksa liseli falan mısınız bilemedim. benim sözüme bakmazsınız en iyisi şu düşüncenizden çıkarımla hiç duymadığınızı düşündüğüm atalarımızın deyişini yazalım;
"iki yanlış bir doğru etmez"
bin yanlış da bir doğru etmez..
0
ne olmuş burada yahu :) linç ettiniz beni.
ya bırakın arkadaş.
arabada denk gelse "ya bas değiştir şunu" dersiniz..
gelmiş burada bıdı bıdı ediyorsunuz.
bu ne lan?
ne adamlar ölüyor bu kadar ilginin %1 kadarını bile görmüyor.
neşat ertaşmış. sazcının türkücünün teki işte.
ya bırakın arkadaş.
arabada denk gelse "ya bas değiştir şunu" dersiniz..
gelmiş burada bıdı bıdı ediyorsunuz.
bu ne lan?
ne adamlar ölüyor bu kadar ilginin %1 kadarını bile görmüyor.
neşat ertaşmış. sazcının türkücünün teki işte.
0
Konu körün ölüp badem gözlü olması değil. Adam zaten yaşarken de badem gözlüymüş, ama bunu bilen varmış bilmeyen varmış. Asıl mesele, sırf onun değil, bütün sanatçıların ya da büyük adamların ölümünün ardından herkesin bunu aha ben de yazdım hakkında iki satır diye kendini ortaya atma aracı olarak kullanması.
Kimse bana twitter'da her bulduğu hashtag'in peşine takılan, facebook'ta da bütün gündem olaylarını kullanarak hababam bişiler paylaşan insanların samimiyetinden söz etmesin. Ertaş'ın samimiyetle seveni de çoktur eminim, ama adamı anmaktan çok kendini gösterme amacı güden de hatırı sayılır sayıda insan var.
Kimse bana twitter'da her bulduğu hashtag'in peşine takılan, facebook'ta da bütün gündem olaylarını kullanarak hababam bişiler paylaşan insanların samimiyetinden söz etmesin. Ertaş'ın samimiyetle seveni de çoktur eminim, ama adamı anmaktan çok kendini gösterme amacı güden de hatırı sayılır sayıda insan var.
0
fader'ın cevaplarını ispiyonlayın, duyuruya cevap vermiyor, ikili muhabbete giriyor.
0
@baldur
şu cevabınla evladım olsan eldivenle sevmem seni.
ergen tavrını bırak koca adamsın.
varsa diyeceğin yaz.
şu cevabınla evladım olsan eldivenle sevmem seni.
ergen tavrını bırak koca adamsın.
varsa diyeceğin yaz.
0
ölmüş adamın kemiklerini sızlatmayın şurda.
x i bir ben ve arkadaşlarım çok seviyoruz geri kalan samimiyetsizdir, popüler diye takılıyodur. vs. vs.
hayatın her yerinde çıkar böylesi. tamam kardeşim x'i en çok seven (yapan, dinleyen artık ne istersen) sensin. he.
zaten x'i seviyorsan sözlükte de yazmalısın di mi?
vay serhat vay
bi gidin ya, ben burdaki başlıkta soru falan görmüyorum, bi kaç kişi bağra bağra neşet ustayı herkesten çok sevdiğini söylemeye çalışıyor o kadar başka bir cacık yok.
bir konuda bilgisi olmayan bir insanın, o konuda bir büyüğe saygı göstermesi mümkün değil yani he mi.
fizikten zerre anlamam ama einstein reiz'e saygım büyük. fakat burdan anladığım kadarıyla benim bunu dile getirmem bile samimiyetsizlik olarak algınlanması lazım. vay babamın kemiği.
hadi gidin okulunuza mı gideceğiniz ev ödevinizi mi yapacağınız ne yapacaksanız yapın kendinizi komik duruma düşürmeyin.
biri bir kişi/olay/yer/durum vs. hakkında baştan aşağı cahilce şeyler yazar (neşet usta bendeki yeri büyüktür, sayesinde elektro bas gitar icat oldu gibi) he o zaman eleştir onu. eleştir ama saygı duymasını değil, cahilliğini eleştir üstüne de neden saygı duyması gerektiğini öğret. o zaman tamam.
ayrıca hepiniz adınız gibi biliyorsunuz, önemli biri vefat ettiğinde de sevmeyenler bile arkasından kalabalık içinde seviyormuş gibi konuşacaktır. ee, neyi dert ediyonuz, bu hep böyle oldu da şimdi mi rahatsız etti sizi. rahatsız ettiyse söyliyim. sular durulsun birileri başlar ortalıkta ileri geri konuşmaya, ona diyebilirsin. ölümünde böyle dedi, ölümünden sonra böyle diyor samimiyetsiz bu adam diye.
birde size kör ölür badem gözlü oluru anlatim.
elinde olduğu sürece kıymetini bilmediğin bir şeyi, kaybettikten sonra değerini anladığın durumlarda söylersin.
neşet ustanın değeri iyi biliniyordu. kör öldü badem gözlü olmadı. büyük kayıp verdik.
sen bunu sözlükte dile getirdin ben getirmedim. bu beni samimiyetsiz yapmaz. yazsaydım da yapmazdı. zira sözlüğe "sevdiğim her şey için bir şeyler yazacam" diye bir söz vermedim, sözleşme yapmadım.
ama yine de paşa gönlünüz olsun
neşet ustayı en çok siz seviyorsunuz, geri kalanlar samimiyetsiz, göstermelik sevenler
x i bir ben ve arkadaşlarım çok seviyoruz geri kalan samimiyetsizdir, popüler diye takılıyodur. vs. vs.
hayatın her yerinde çıkar böylesi. tamam kardeşim x'i en çok seven (yapan, dinleyen artık ne istersen) sensin. he.
zaten x'i seviyorsan sözlükte de yazmalısın di mi?
vay serhat vay
bi gidin ya, ben burdaki başlıkta soru falan görmüyorum, bi kaç kişi bağra bağra neşet ustayı herkesten çok sevdiğini söylemeye çalışıyor o kadar başka bir cacık yok.
bir konuda bilgisi olmayan bir insanın, o konuda bir büyüğe saygı göstermesi mümkün değil yani he mi.
fizikten zerre anlamam ama einstein reiz'e saygım büyük. fakat burdan anladığım kadarıyla benim bunu dile getirmem bile samimiyetsizlik olarak algınlanması lazım. vay babamın kemiği.
hadi gidin okulunuza mı gideceğiniz ev ödevinizi mi yapacağınız ne yapacaksanız yapın kendinizi komik duruma düşürmeyin.
biri bir kişi/olay/yer/durum vs. hakkında baştan aşağı cahilce şeyler yazar (neşet usta bendeki yeri büyüktür, sayesinde elektro bas gitar icat oldu gibi) he o zaman eleştir onu. eleştir ama saygı duymasını değil, cahilliğini eleştir üstüne de neden saygı duyması gerektiğini öğret. o zaman tamam.
ayrıca hepiniz adınız gibi biliyorsunuz, önemli biri vefat ettiğinde de sevmeyenler bile arkasından kalabalık içinde seviyormuş gibi konuşacaktır. ee, neyi dert ediyonuz, bu hep böyle oldu da şimdi mi rahatsız etti sizi. rahatsız ettiyse söyliyim. sular durulsun birileri başlar ortalıkta ileri geri konuşmaya, ona diyebilirsin. ölümünde böyle dedi, ölümünden sonra böyle diyor samimiyetsiz bu adam diye.
birde size kör ölür badem gözlü oluru anlatim.
elinde olduğu sürece kıymetini bilmediğin bir şeyi, kaybettikten sonra değerini anladığın durumlarda söylersin.
neşet ustanın değeri iyi biliniyordu. kör öldü badem gözlü olmadı. büyük kayıp verdik.
sen bunu sözlükte dile getirdin ben getirmedim. bu beni samimiyetsiz yapmaz. yazsaydım da yapmazdı. zira sözlüğe "sevdiğim her şey için bir şeyler yazacam" diye bir söz vermedim, sözleşme yapmadım.
ama yine de paşa gönlünüz olsun
neşet ustayı en çok siz seviyorsunuz, geri kalanlar samimiyetsiz, göstermelik sevenler
0
mesele şurda başlıyor bence. sana göre türkücü adamın biri olan neşet ertaş, çoğu insan için sadece türkücü bir adam değil. anladın mı klavyecan? yani senin için nihat doğan da türkücü olabilir alişan da ama bu insanların neşet babaya yükledikleri anlamlar tamamen farklı. onu sadece kaset, şarkı yada türkücü olarak görmüyorlar ve bunun için üzülüyorlar.
bu üzüntünün ne kadarı samimi yada ne kadarı samimi değil onu bilemeyiz elimizde veri yok. senin bu "x'in ölümü sonrası ne kadar da çok entry giriliyor yahu" klişesine dayanan bir duyuru açman gibi, sırf popüler diye için üzülen büzülen insanda vardır tabi...
bu üzüntünün ne kadarı samimi yada ne kadarı samimi değil onu bilemeyiz elimizde veri yok. senin bu "x'in ölümü sonrası ne kadar da çok entry giriliyor yahu" klişesine dayanan bir duyuru açman gibi, sırf popüler diye için üzülen büzülen insanda vardır tabi...
0
senin için "sazcının türkücünün teki" olan biri, başkasının hayatına bir anlam katmış olabilir bir şekilde.
ulan sen nerden bileceksin kimin kimi ne kadar hangi samimiyetle sevdiğini? sözlükte yazılanları baz alıyorsun, binlerce adamın hangisinin yaşantısını biliyorsun?
tamam aralarında mutlaka popülerden nemalanmaya çalışanlar da vardır ama saçma sapan genellemelere de girmemek lazım.
kör ölür badem gözlü olur saçmalığına da girmek istemiyorum. adam hayattayken nasıl takdir görmüş, neler yaşamış bilmeden etmeden konuşmamalı.
sözün özü;
sana ne.
ulan sen nerden bileceksin kimin kimi ne kadar hangi samimiyetle sevdiğini? sözlükte yazılanları baz alıyorsun, binlerce adamın hangisinin yaşantısını biliyorsun?
tamam aralarında mutlaka popülerden nemalanmaya çalışanlar da vardır ama saçma sapan genellemelere de girmemek lazım.
kör ölür badem gözlü olur saçmalığına da girmek istemiyorum. adam hayattayken nasıl takdir görmüş, neler yaşamış bilmeden etmeden konuşmamalı.
sözün özü;
sana ne.
0
ayruca onu takdir etmek için ülkenin değerli bir insanı olduğunu belirtmek için onun fanı olmaya gerek yok. bu ülkede yaşayan herkes onun değerini bilmelidir ozanların, aşıkların yetiştiği bir coğrafyada kalan son halk ozanlarındandı o.
ister hayranlıkla dinleyeni ister dinlemeyeni bu yüzden sahip çıkıyor.
28 yaşında türk halk müziği dinleyip "bu adam bildiğim kadarı ile bir türkücü."
demen bir şeyleri eksik yaptığını gösteriyor. aç iyi kaynaklardan geçmişini , eserlerini, halk müziğine katkılarını araştır 28 yaş hala çok geç değil odun gelip odun gitmemek için.
ister hayranlıkla dinleyeni ister dinlemeyeni bu yüzden sahip çıkıyor.
28 yaşında türk halk müziği dinleyip "bu adam bildiğim kadarı ile bir türkücü."
demen bir şeyleri eksik yaptığını gösteriyor. aç iyi kaynaklardan geçmişini , eserlerini, halk müziğine katkılarını araştır 28 yaş hala çok geç değil odun gelip odun gitmemek için.
0
proculianus
ne düşünüyorsunuz? daha doğrusu siz de benim gibi birinin ahını aldığınız için böyle olduğunu ya da bir günah işlediğiniz için şanssız olduğunuzu falan düşünüyor musunuz?ya da nedenini siz neye bağlıyorsunuz hayatınızın kötü olmasının?
ne düşünüyorsunuz? daha doğrusu siz de benim gibi birinin ahını aldığınız için böyle olduğunu ya da bir günah işlediğiniz için şanssız olduğunuzu falan düşünüyor musunuz?
ya da nedenini siz neye bağlıyorsunuz hayatınızın kötü olmasının?
ya da nedenini siz neye bağlıyorsunuz hayatınızın kötü olmasının?
0
İşler çok kötü gidiyor ve kendimde bir hata bulamıyorsam düşünüyorum evet bu karma mevzularını.
0
karma hissiyatı gelebilir de, sen elinden geleni yaptıysan ve yine de sıkıntı devam ediyorsa yapacak bir şey yok ne yazık ki
kendi adıma, kısa süreli üzülme, 2 sigara, sonra çözülebilir mi çözülemez mi şeklinde risk analizi diyebilirim, yapabileceğim bir şey varsa direkt aksiyon; yoksa da s.ktir etmek gerek.
kendi adıma, kısa süreli üzülme, 2 sigara, sonra çözülebilir mi çözülemez mi şeklinde risk analizi diyebilirim, yapabileceğim bir şey varsa direkt aksiyon; yoksa da s.ktir etmek gerek.
0
isler yolunda gitmediginde isleri yoluna koymak icin isler gucler izlerim keh keh keh.
isler yolunda gitmesi sucu ilk kendimde ararim. once kendimi sonra seni vururum nihoha.
bana bir seyler anlat canim cok sikiliyor :(
isler yolunda gitmesi sucu ilk kendimde ararim. once kendimi sonra seni vururum nihoha.
bana bir seyler anlat canim cok sikiliyor :(
0
- karma
- "ne yaparsan elinle o gelir seninle" (atasözü)
- "başınıza gelenler kendi ellerinizle kazandıklarınızdır" (ayet)
www.kuranmeali.com
- "ne yaparsan elinle o gelir seninle" (atasözü)
- "başınıza gelenler kendi ellerinizle kazandıklarınızdır" (ayet)
www.kuranmeali.com
0
holy diver
bulmak mümkün mü? istediğim filmleri nette arama cahili olarak aradım türkçe alt yazılı (veya dublaj) olarak bulamadım, baktım youtube'da karşıma çıktı ama alt yazıları yok. bir de bir sürü alt yazı oluyor bazen. youtube'dan indirilmiş filmler için alt yazı çeşitleri konusunda verilecek bir ipucu va
bulmak mümkün mü? istediğim filmleri nette arama cahili olarak aradım türkçe alt yazılı (veya dublaj) olarak bulamadım, baktım youtube'da karşıma çıktı ama alt yazıları yok.
bir de bir sürü alt yazı oluyor bazen. youtube'dan indirilmiş filmler için alt yazı çeşitleri konusunda verilecek bir ipucu var mıdır?
filmler şunlar;
fando y lis
the holy mountain (türkçe altyazılı zipli 9 part'lı buldum iki gündür daha 5.iniyor. youtube'dan da alt yazısız buldum)
santa sagre
bir de bir sürü alt yazı oluyor bazen. youtube'dan indirilmiş filmler için alt yazı çeşitleri konusunda verilecek bir ipucu var mıdır?
filmler şunlar;
fando y lis
the holy mountain (türkçe altyazılı zipli 9 part'lı buldum iki gündür daha 5.iniyor. youtube'dan da alt yazısız buldum)
santa sagre
0
Bence hiç uğraşma youtube ile falan, torrentten bu filmleri orjinal dilin de indir. Sonra alt yazısını entegre edersin. Daha kolay olur bulman
0
@sivid admin,
ben hiç anlamıyorum ki torrent olaylarından?:))
dahası; sanal ortam olaylarına da zerre ilgim yok.
gülsem mi ağlasam mı bilemedim gerçi bu durumuma;)
ben hiç anlamıyorum ki torrent olaylarından?:))
dahası; sanal ortam olaylarına da zerre ilgim yok.
gülsem mi ağlasam mı bilemedim gerçi bu durumuma;)
0
Çok kolay aslında utorrent i indir mesela 1mb bişey zaten sonra netten torrent nasıl indirilir nasıl kurulur resimli anlatım olarak arattır bürsürü forum var bununla ilgili. Eksi duyuru ya üye olup buraya konu açmandan daha basittir torrentten film indirmen. :)
0
ah geçmişte bir kaç kez denemişliğim var da, gerçekten film indirmeyi beceremedim. bir sürü link çıkıyor, o oraya o oraya yönlendiriyor, en son ortada film falan olmuyordu;) o kadar ilgisiz ve bilgisizim inan;)
o iş ancak birisi yanımda nasıl yapıldığını gösterdiğinde olur. hiç ona da fırsat olmadı. evde internet kullanmıyorum zaten. izlenecek bir sürü film ve dizi var, onları eritmeye çalışıyorum.
bir de duyuru'ya üye olmadım ya, sözlükten direk geliniyor buraya;)
o iş ancak birisi yanımda nasıl yapıldığını gösterdiğinde olur. hiç ona da fırsat olmadı. evde internet kullanmıyorum zaten. izlenecek bir sürü film ve dizi var, onları eritmeye çalışıyorum.
bir de duyuru'ya üye olmadım ya, sözlükten direk geliniyor buraya;)
0
piotr
Şöyle izlenince bir bilgi katacak belgesel önerileriniz nelerdir ?Hazır boş vaktim varken, değerlendireyim.
Şöyle izlenince bir bilgi katacak belgesel önerileriniz nelerdir ?
Hazır boş vaktim varken, değerlendireyim.
Hazır boş vaktim varken, değerlendireyim.
0
ntv'nin doğal yaşam belgeselleri var. bir bilgi derken neyi öğrenmek istediğinize göre de değişir.
0
World war 2: Apocalypse
Nat geo'da Kıyamet : İkinci Dünya Savaşı olarak gösterilmişti.
Nat geo'da Kıyamet : İkinci Dünya Savaşı olarak gösterilmişti.
0
Genel olarak siyasi olabilir, doğa olabilir, biyografi olabilir. Ama özellikle şunu izlememiş olman büyük eksiklik denilecek belgeseller.
apocalypse'yi izlemiştim, hayaletimsinin önerisini beğendim, teşekkürler
Doğal yaşam ve mythbusters'ı da not ettim.
apocalypse'yi izlemiştim, hayaletimsinin önerisini beğendim, teşekkürler
Doğal yaşam ve mythbusters'ı da not ettim.
0
Torrentten 57 GB History indirdim bence hepsi birbirinden güzel. Ama history 'ide beğeniyorum Discovery'ide Natıonal Geographic'ide. Yani bu 3 ü arasında asla bi karşılaştırma yapamam.
0
let the game begin
Arkadaşlar merhaba,Fazla kilosu olmayan bir kişi nasıl zayıflayabilir önerisi olan var mıdır? Hiçbirşey yememek ya da normalde yediğinin yarısını yemek gibi şeyler önermezseniz sevinirim. Teşekkürler.
Arkadaşlar merhaba,
Fazla kilosu olmayan bir kişi nasıl zayıflayabilir önerisi olan var mıdır? Hiçbirşey yememek ya da normalde yediğinin yarısını yemek gibi şeyler önermezseniz sevinirim. Teşekkürler.
Fazla kilosu olmayan bir kişi nasıl zayıflayabilir önerisi olan var mıdır? Hiçbirşey yememek ya da normalde yediğinin yarısını yemek gibi şeyler önermezseniz sevinirim. Teşekkürler.
0
hiçbişey yememiş oluyorum o zaman. zaten çok yiyen bi insan diilim. ayrıca zaten de zayıfım yani zayıflamam çok zor bişey. bişey önerin bana acil.
0
aslında basit,
şekerli yiyecek/içecek ya da tatlı tüketiyorsan, yarıya indir.
yemek yerken tükettiğin ekmek dilimlerini yarı yarıya azalt.
akşamları belli bir saatten sonra yemek yeme.
mümkün olduğunca yürüyüş yap.
zaten bunlardan birini ya da ikisini yaparsan azar azar kilo vermeye başlarsın. kimisi hiç ekmek tüketmez mesela, sen de öyleysen biraz yürüyüşe ağırlık ver. karbonhidratlı yiyeceklerini yarı yarıya azalt. kilo kaybını hemen farkedersin.
şekerli yiyecek/içecek ya da tatlı tüketiyorsan, yarıya indir.
yemek yerken tükettiğin ekmek dilimlerini yarı yarıya azalt.
akşamları belli bir saatten sonra yemek yeme.
mümkün olduğunca yürüyüş yap.
zaten bunlardan birini ya da ikisini yaparsan azar azar kilo vermeye başlarsın. kimisi hiç ekmek tüketmez mesela, sen de öyleysen biraz yürüyüşe ağırlık ver. karbonhidratlı yiyeceklerini yarı yarıya azalt. kilo kaybını hemen farkedersin.
0
spor yaptım senelerce zaten. bir de diyetisyen acaba manyak mısın niye zayıflamak istiyosun der mi?
0
tatlı sebze ve meyve hiç yemiyorum.
daha çok karbonhidrat ve protein tüketiyorum.
örneğin karbonhidrat hiç almazsam mutlaka farkeder mi?
daha çok karbonhidrat ve protein tüketiyorum.
örneğin karbonhidrat hiç almazsam mutlaka farkeder mi?
0
fark eder tabii ama karbonhidrat hic almadan olmaz.
bence vucudu sekle sokarak yani yag kutlesini verip, kas kutlesi kazanarak daha ince gorunebilirsiniz. kilo cok degismez ama goruntu fazlasiyla degisir. evde gunluk 15-20 dklik hareketlerle bu basarilabilir.
bence vucudu sekle sokarak yani yag kutlesini verip, kas kutlesi kazanarak daha ince gorunebilirsiniz. kilo cok degismez ama goruntu fazlasiyla degisir. evde gunluk 15-20 dklik hareketlerle bu basarilabilir.
0
spesifikasyon
http://www.acunn.com/haber/ilk-100-program-siralamasi-21092012/3934221. olmuş. AB de 6.bence kötü bir sıralama.İzlemediniz mi lan?
0
Genel izleyici kitlesi antin kuntin, saçma sapan bol tecavüz sahneli dizileri tercih ediyor.
Birde Behzat ç. geç saatte yayınlanıyor, saatine göre iyi bir reyting.
Birde Behzat ç. geç saatte yayınlanıyor, saatine göre iyi bir reyting.
0
Şimdi kimse tvde sansür olduğu için tvde izlemiyo,küfürler anlaşılsın diye herkez webden izlerse sonuç bu olur çok kafaya takıyosunuz
0
sırf star tv nin sitesinde 3 günde, 450 bin kişi izlemiş.
internete yönelim çok fazla.
internete yönelim çok fazla.
0
ben torrentten indirip izledim. ayrica benim izlemem rating'e etki etmiyor :)
internetten izlenme hususunda, behzat c zaten genel olarak genclere hitap ediyor. eh, onlar da internet gencligi. dogal yani.
internetten izlenme hususunda, behzat c zaten genel olarak genclere hitap ediyor. eh, onlar da internet gencligi. dogal yani.
0
akasya durağının tekrarı ve arka sokakların tekrarının çoğu zaman listede ilk 10'u zorladığını görüyoruz. o liste nasıl yapılıyor, neye göre yapılıyor hala muamma. star tv de bunun farkındadır diye umuyorum. fakat asıl şu durum can sıkıcı. bunca adam sansürsüz şekilde star tv'nin internet sitesinden diziyi izledi. ama girin bakın sözlüğe star başlığında bu konudan bahseden 3-5 adam var. itin götüne sokmaktan başka bişey bilmez hale gelmişiz. dizinin internette sansürsüz kalabilmesi için bir destek olayım diyen yok. varsa yoksa açık kovalayan, kötüleyen mal bi topluluk oldu iyice sözlük.
0
reyting ölçümleri için; çeşitli demografik araştırmalar yapılır, sosyo-ekonomik statülerle ilgili bilgi toplanır, belirli bir büyüklük belirlenir ve elde edilen bilgilere göre izleyici listesi oluşturulur.
tam detayları bilmiyorum da, misal a grubu üst statüde tahsili olan grup, b grubu orta seviye, c grubu varoşlar, düşük seviye (veya gelir?) falan şeklinde bölümlendirmeler yapılıyor.
sonra da o kişilerin evlerindeki her tv'ye reyting aleti takılır. ve oradaki izlenen programlar kaydedilir. sonuçlar hesaplanır vs vs..
yani öyle herkesin evinde kimin ne izlediğinin önemi yok. reyting aleti olanların ne izlediğinin önemi var.
tam detayları bilmiyorum da, misal a grubu üst statüde tahsili olan grup, b grubu orta seviye, c grubu varoşlar, düşük seviye (veya gelir?) falan şeklinde bölümlendirmeler yapılıyor.
sonra da o kişilerin evlerindeki her tv'ye reyting aleti takılır. ve oradaki izlenen programlar kaydedilir. sonuçlar hesaplanır vs vs..
yani öyle herkesin evinde kimin ne izlediğinin önemi yok. reyting aleti olanların ne izlediğinin önemi var.
0
imparatore
Bir bayanın erkekleri elde ettikten sonra bırakması ne demek oluyor(bu konuda sabıkalı). Bu psikolojik bir bozukluk mu?
Bir bayanın erkekleri elde ettikten sonra bırakması ne demek oluyor(bu konuda sabıkalı). Bu psikolojik bir bozukluk mu?
0
bazıları böyledir elde etmektir zevkli olan uğraş vermek falan elde edince bir anda heyecanı kalmaz artık ve sıkılır. misal öğrencidir psikoloji istiyordur deli gibi çalışır kazanır sonra ilgisi söner okulu bırakır başka bölüme gider gibi. ciddi örnekleri var bunun kafadan atmadım verdiğim örneği.
0
bu tam olarak böyle orospuluk bilmem ne diye aciklanabilecek bir sey degil. bazi kadinlar elde etmek icin ugrasir- o ara sizin onu zorlamaniz gerek. biraz kadin gibi düsüneceksiniz. bazen zorlamaniz bazen istedigini vermeniz gerek. soguk- sicak- soguk - soguk- sicak gibi. bir anda her seyi tüketmemeniz gerek. heyecani bitirmemek gerek. kadin sizin ona ait oldugunu bilmeli; ama bundan da heyecan duymalidir. ayni sekilde siz de bunu hissettirmelisiniz. eger ait oldugunuzu hissettirmezseniz- yani onu süphede birakirsaniz - bu sefer de " güven problemi " yüzünden iliski biter.
bu durum psikolojik bi bozukluk olmak zorunda degil: ama olmayacagi anlamina gelmez. aradigini bulamamis olabilir elde edip biraktigi erkeklerde. ya da sizin anlayamayaciginiz icsel güven problemi olabilir. örnek vereyim : erkegi elde ettikten sonra " ya beni aldatirsa, ya yalan söylüyorsa, ya sadece iliski icin kendini bana teslim ettiyse " gibi seyleri düsündükten sonra emin olamayip terkedebilir. bu da psikolojik boyutta degerlendirilmeli.
ha bunu bazen sirf zevk ugruna da yapiyor olabilir. ama durum sandiginiz kadar basit degildir hicbir zaman. ve bunu size yansitacagini sanmam. cünkü o zaman size " acilmis " olur ve bu da duvarlarin yikildigi anlamina gelebilir, bunu istemez, kirilgan olabilcegini görmenizi istemez. bu sebepten olayi " basit " bicimde yansitir. " napim ya ben böyleyim iste ehehe " gibi. daha cok sey söylenebilir aslinda. ama burda keseyim, cok uzattim biliyorum.
bu durum psikolojik bi bozukluk olmak zorunda degil: ama olmayacagi anlamina gelmez. aradigini bulamamis olabilir elde edip biraktigi erkeklerde. ya da sizin anlayamayaciginiz icsel güven problemi olabilir. örnek vereyim : erkegi elde ettikten sonra " ya beni aldatirsa, ya yalan söylüyorsa, ya sadece iliski icin kendini bana teslim ettiyse " gibi seyleri düsündükten sonra emin olamayip terkedebilir. bu da psikolojik boyutta degerlendirilmeli.
ha bunu bazen sirf zevk ugruna da yapiyor olabilir. ama durum sandiginiz kadar basit degildir hicbir zaman. ve bunu size yansitacagini sanmam. cünkü o zaman size " acilmis " olur ve bu da duvarlarin yikildigi anlamina gelebilir, bunu istemez, kirilgan olabilcegini görmenizi istemez. bu sebepten olayi " basit " bicimde yansitir. " napim ya ben böyleyim iste ehehe " gibi. daha cok sey söylenebilir aslinda. ama burda keseyim, cok uzattim biliyorum.
0
0
Erkek yapsa pic gonul eglendiriyor falan yazarsiniz. Cinsiyetciliginizi yesinler.
Gonul eglendiriyordur. Her kizi ananiz baciniz gibi kocasinin ailesinin kolesi sanmayin.
Gonul eglendiriyordur. Her kizi ananiz baciniz gibi kocasinin ailesinin kolesi sanmayin.
0
ben de denk geldim bu tipe. oldukca uzun bir süre(yaklasik 3 sene kadar) pesimde kostu durdu hic orali olmadim. en sonunda hormonlara ve kizin tarz ve zekasina kanarak aldandim. görüstük ettik gezdik tozduk 3 gün evinde kaldim 3 gün 3 gece sevistik.evime döndügümde ne o beni aradi ne de ben onu.öylece bitti film gibi lan. daha sonra birçok kişi ile ayni iliskilerde bulundugunu ögrendim, üzüldüm sadece.
0
herkes elde edip bırakan kadınlara laf etmiş de;
peki bu kadınlar peşinden koştuğu kişinin karşılık verdikten sonra, hiç de peşinden koştuğunu sandığı kişi olmadığını, çok gözünde büyüttüğünü, sevgililiğin her bölümünde sandığından kötü olduğunu, peşinden koşmanın değmemiş olduğunu gördüğü için bırakıyor olamazlar mı?
ek olarak;
@i ve been mistreated + 1
sevsinler sizin kendinize toz kondurmadan elde edip giden kıza saydırmacalarınızı ve cinsiyetçiliğinizi..
peki bu kadınlar peşinden koştuğu kişinin karşılık verdikten sonra, hiç de peşinden koştuğunu sandığı kişi olmadığını, çok gözünde büyüttüğünü, sevgililiğin her bölümünde sandığından kötü olduğunu, peşinden koşmanın değmemiş olduğunu gördüğü için bırakıyor olamazlar mı?
ek olarak;
@i ve been mistreated + 1
sevsinler sizin kendinize toz kondurmadan elde edip giden kıza saydırmacalarınızı ve cinsiyetçiliğinizi..
0
nemo problemo
15 ekim 2012'de cm101mmxi gösteri'sine adana'dan gelip izlemek istiyorum. saat 21:00'de başlıyo büyük ihtimalle 23:59'dan önce bitmez. günü birlik geleceğim için geri dönüş sağlayamam. o yüzden 5-10 saat (uyku için + istenirse sabah kadar sohbette edebiliriz) bir yer arıyorum. yani talep ettiği ücre
15 ekim 2012'de cm101mmxi gösteri'sine adana'dan gelip izlemek istiyorum. saat 21:00'de başlıyo büyük ihtimalle 23:59'dan önce bitmez. günü birlik geleceğim için geri dönüş sağlayamam.
o yüzden 5-10 saat (uyku için + istenirse sabah kadar sohbette edebiliriz) bir yer arıyorum. yani talep ettiği ücret neyse peşin olarak öderim.
sigara kullanmıyorum. rahatsızlıkta vermem yani.
iletişime geçilirse sevinirim.
not: bende o tarihte gidip izlicem. sabah kadar bir yerde oturalım denilirse o da uyar bana. alternatiflere de açığım. hatta pansiyon tarzı bişi varsa o bile uyar. her yol paris yani.
o yüzden 5-10 saat (uyku için + istenirse sabah kadar sohbette edebiliriz) bir yer arıyorum. yani talep ettiği ücret neyse peşin olarak öderim.
sigara kullanmıyorum. rahatsızlıkta vermem yani.
iletişime geçilirse sevinirim.
not: bende o tarihte gidip izlicem. sabah kadar bir yerde oturalım denilirse o da uyar bana. alternatiflere de açığım. hatta pansiyon tarzı bişi varsa o bile uyar. her yol paris yani.
0
10 ekim'e kadar bir çözüm bulamazsan, bana bir msj at bakalım o zamanki durumumuza göre belki bir şeyler ayarlayabiliriz. (evde internet kullanmıyorum o yüzden ctesi pazar denemeni tavsiye etmem)
bu arada yaş, cinsiyet, iş, okul bilgileri gereksiz gibi görünse de sorayım dedim..
bu arada yaş, cinsiyet, iş, okul bilgileri gereksiz gibi görünse de sorayım dedim..
0
wayne
şuan düşünüyorumda, sevdigim kişiyle evlensem, düşünsene başka birisini seçme fırsatın yok, ona kitlisin, hayattaki tüm eğlenceler bitiyor...sizde böyle mi? yoksa çok mu mutlusunuz, nasıl karar verdiniz, ya evlendikten sonra kötü bir şeyi çıkarsa...
şuan düşünüyorumda, sevdigim kişiyle evlensem, düşünsene başka birisini seçme fırsatın yok, ona kitlisin, hayattaki tüm eğlenceler bitiyor...
sizde böyle mi? yoksa çok mu mutlusunuz, nasıl karar verdiniz, ya evlendikten sonra kötü bir şeyi çıkarsa...
sizde böyle mi? yoksa çok mu mutlusunuz, nasıl karar verdiniz, ya evlendikten sonra kötü bir şeyi çıkarsa...
0
evli değilim.
3 senedir sevgilim var. senin düşündüğün gibi düşününce başka birini seçme fırsatım vardı ama seçmedim. hayattaki tüm eğlenceler de bitmedi. evlenirsem de fazla bir şeyin değişeceğini sanmıyorum. sadece döküntümü toplamaktan pek memnun olmayabilir. benim açımdan bir sıkıntı yok horluyor olması dışında.
3 senedir sevgilim var. senin düşündüğün gibi düşününce başka birini seçme fırsatım vardı ama seçmedim. hayattaki tüm eğlenceler de bitmedi. evlenirsem de fazla bir şeyin değişeceğini sanmıyorum. sadece döküntümü toplamaktan pek memnun olmayabilir. benim açımdan bir sıkıntı yok horluyor olması dışında.
0
evlenecek kadar sevdigin kisiyle evlenmek istediginde zaten baska birisini secmek istemiyor oluyorsun. eger icinde boyle bir duygu varsa ilerde mutsuz olabilirsin, aldatabilirsin, vs
0
evlilik güzel bir şey ama ilk aşkınla evlenirsen.
not: bir baktım da ben ne demişim abi? rakıya da zam geldi, artık kokluyoruz.
not: bir baktım da ben ne demişim abi? rakıya da zam geldi, artık kokluyoruz.
0
hacı öyle dusunuyosan evlenme. taş gibi hatunlar sana yazar reddersin zoruna gider. dövme yaptırmak gibi emin degilsen yaptirmayacaksin.
0
kitlisin diye birsey yok.hormonlarina ne yaparsan yap engel olamazsin. evlenirsin hersey güllük gülistanlik filanken karsina biri cikar cat asik olursun, deliler gibi sevismek istersin. ama evlilik sadece bunu sana yapmaman gerektigini baskilar. ama gene de olur yani. hele de hersey monotonlastiktan sonra... ask biter saygi sevgi kalir ise o zaman hersey normal olur. yoksa bosanmak kacinilmaz. evlenmis bosanmis biri olarak yazdim bunu.
0
biriyle evlenmek isteyecek kadar sevmek demek, zaten başkalarını gözün görmemesi aklına bile gelmemesi demek.
eğer evlenmeyi aklından geçirdiğin halde hala "peki ya diğerleri?" diye bir şeyler geliyorsa, sen o evliliği pek istemiyorsun, karşındakini de gerçekten onunla birlikte olacak kadar sevmiyorsun demektir zaten..
ha, aşk ve birbirinize olan sevginiz gözünüzü karartmıştır, gözünüz dünyadaki kimseyi görmeden evlenmek istersiniz evlenirsiniz; ilerde duygularınızın ne olacağını kimse bilemez, hayat bu, her şey olabilir. ömür boyu süren bir evlilik de olabilir, kısa süre (veya uzuun yıllar) sonra bitmek zorunda olacak bir evlilik de..
evliliklerin yürümesinde eşlerin karşılıklı çabaları ve sürmesini istemeleri çok önemli. sürmesini istiyorsan zaten gereken şeyleri çok içten gelerek yaparsın(ız).
(evli değilim)
eğer evlenmeyi aklından geçirdiğin halde hala "peki ya diğerleri?" diye bir şeyler geliyorsa, sen o evliliği pek istemiyorsun, karşındakini de gerçekten onunla birlikte olacak kadar sevmiyorsun demektir zaten..
ha, aşk ve birbirinize olan sevginiz gözünüzü karartmıştır, gözünüz dünyadaki kimseyi görmeden evlenmek istersiniz evlenirsiniz; ilerde duygularınızın ne olacağını kimse bilemez, hayat bu, her şey olabilir. ömür boyu süren bir evlilik de olabilir, kısa süre (veya uzuun yıllar) sonra bitmek zorunda olacak bir evlilik de..
evliliklerin yürümesinde eşlerin karşılıklı çabaları ve sürmesini istemeleri çok önemli. sürmesini istiyorsan zaten gereken şeyleri çok içten gelerek yaparsın(ız).
(evli değilim)
0
öyle oldu böyle oldu
burda verdiğim cevapları silemiyor muyum?
burda verdiğim cevapları silemiyor muyum?
0
dokuzeylul
cehalete, sorumsuzluğa, eğitimsizliğe, kopya insanlara tahammül düzeyim artık negatiflerde. iletişimde bulunmuyorum, mecbursam minimalde tutuyorum, kaçıyorum. sizin çözümünüz nedir?
cehalete, sorumsuzluğa, eğitimsizliğe, kopya insanlara tahammül düzeyim artık negatiflerde. iletişimde bulunmuyorum, mecbursam minimalde tutuyorum, kaçıyorum. sizin çözümünüz nedir?
0
tiksinti geliyor özenti modellerden iletişimde bulunmamak makul ve baki bi seçenektir.
0
kısa vadede bizim memleketimizin de elinde otomatik tüfekle okul, sinema basan veya kendi kurallarını, doğru yanlış anlayışını koymuş sofistike seri katilleri olacak mı acaba.
0
aynı sorundan hem de fazlasıyla muzdaribim. sürekli sinirleniyorum. insan içine çıkmaktan kaçınmadan başka çözümü olduğunu düşünmüyorum. ha, bir tane daha olabilir; sokağa çıkarken kulaklarını tikayıp, gözlerini kapatıp, ağzına bant çekip üç maymuna dönersen de çözümo labilir belki.
0
sizofren hayaller
ağızda kalıyor ya tadı ve kahve partikülleri. o tat ağzımda kalsın diye su içmiyorum, o kahvenin dil ya da ağızda bir bölge içerisinde böyle bir süre kalmasında bir sakınca var mıdır?
ağızda kalıyor ya tadı ve kahve partikülleri. o tat ağzımda kalsın diye su içmiyorum, o kahvenin dil ya da ağızda bir bölge içerisinde böyle bir süre kalmasında bir sakınca var mıdır?
0
joehigashi
Başlıktaki gibidir arkadaşlar.. Özellikle doğa yürüyüşlerinde kullanmak için su geçirmez dayanıklı bir bot arıyorum.. Sizce aşağadaki bot uygun mudur ? Eğer uygun değilse taş çatlasın 200 tl ye kadar önerebileceğiniz rahat, dayanıklı başka hangi trekking botları olabilir ?http://www.kutupayisi.com
Başlıktaki gibidir arkadaşlar.. Özellikle doğa yürüyüşlerinde kullanmak için su geçirmez dayanıklı bir bot arıyorum.. Sizce aşağadaki bot uygun mudur ? Eğer uygun değilse taş çatlasın 200 tl ye kadar önerebileceğiniz rahat, dayanıklı başka hangi trekking botları olabilir ?
www.kutupayisi.com
www.kutupayisi.com
0
Bot çok güzel duruyor. Fiyatı da uygun bence. Hatta çok iyi.
Bu kış Jack Wolfskin aldım ben. Ama 300 TL idi. Eğer o kadar pahalı olmasa onu önerebilirdim.
Dedikleri gibi suya çok dayanıklıysa Lafuma'yı al gitsin. O fiyata zor bulunur. Şahsen ben Jack Wolfskin'i almamış olsam ve bota ihtiyacım olsa onu alır, 300 TL bayılmazdım.
Bu kış Jack Wolfskin aldım ben. Ama 300 TL idi. Eğer o kadar pahalı olmasa onu önerebilirdim.
Dedikleri gibi suya çok dayanıklıysa Lafuma'yı al gitsin. O fiyata zor bulunur. Şahsen ben Jack Wolfskin'i almamış olsam ve bota ihtiyacım olsa onu alır, 300 TL bayılmazdım.
0
carsak bandi olan herhangi bir 4e 3luk bot isini goror crispi markasina da bak derim. ben aldim cok emnun kaldim
0
indirim sitelerinde lafuma ürünleri belirli aralıklarla çıkıyor. almak için aceleniz yoksa; "fırsat / indirim" diyerek arama yaparsanız, hangi sitelerde çıktığını öğrenebilirsiniz.
0
black sabahat
Ya arkadaş, bakıyorum sözlüğe, Mango bir övülmüş bir övülmüş. Keza mağazaları da öyle, çok kalabalık. Ancak Mango'ya girsem alacak bir şey bulamıyorum. Zara desen ayrı bi olay, tasarımları rüküş geliyor bana, yaşıma uygun bulmuyorum(20'lerin ortası). Ama öyle bi imajı var ki, sanki çok üst bir moda
Ya arkadaş, bakıyorum sözlüğe, Mango bir övülmüş bir övülmüş. Keza mağazaları da öyle, çok kalabalık. Ancak Mango'ya girsem alacak bir şey bulamıyorum. Zara desen ayrı bi olay, tasarımları rüküş geliyor bana, yaşıma uygun bulmuyorum(20'lerin ortası). Ama öyle bi imajı var ki, sanki çok üst bir moda zevkine hitap ediyor.
Stradivarius, Pull & Bear türevlerinin öyle tasarımları var ki, Türkiye şartlarında bunları nerde giyiyorlar, diyorum. Forever New, Jack & Jones gibi markaları da beğenmiyorum. Hele ki Twist, naylon kumaşa baskı yapıp 70-80 liraya iteliyorlar. Rüküş bile değil, "giyecek" şeyler satmıyorlar.
Bi ben mi böyleyim? Ne zaman AVM'ye gitsem bu dediğim mağazalara girip bir şeyler almak için kendimi sıkıyorum resmen, yine de bulamıyorum bir şeyler. Ben mi giyinmeyi bilmiyorum argadaşşş?
Not: Beğendiğim markalar da var tabii, mesela Koton ve Mudo, beeelki Bershka...
Saydığım mağazaların çoğunun erkek reyonları da var, cinsiyet belirteyim o halde: gadın.
Stradivarius, Pull & Bear türevlerinin öyle tasarımları var ki, Türkiye şartlarında bunları nerde giyiyorlar, diyorum. Forever New, Jack & Jones gibi markaları da beğenmiyorum. Hele ki Twist, naylon kumaşa baskı yapıp 70-80 liraya iteliyorlar. Rüküş bile değil, "giyecek" şeyler satmıyorlar.
Bi ben mi böyleyim? Ne zaman AVM'ye gitsem bu dediğim mağazalara girip bir şeyler almak için kendimi sıkıyorum resmen, yine de bulamıyorum bir şeyler. Ben mi giyinmeyi bilmiyorum argadaşşş?
Not: Beğendiğim markalar da var tabii, mesela Koton ve Mudo, beeelki Bershka...
Saydığım mağazaların çoğunun erkek reyonları da var, cinsiyet belirteyim o halde: gadın.
0
Kız arkadaşımla gittiğimde aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. %99 çok kötü, %1 ilginç birşey çıkıyor. O yüzde %1 için yine gidiyorsun.
Nispeten sade ve kendi tabirimce komik ¨olmayan¨ şeyler arıyorsan çok zor işin. Öte yandan bazı insanlar o komik dediğim şeyleri giydiğinde onlarda o komikliğini yitiriyor kıyafetler. En absürd leopar desenli pullu aptal şeyi bile giyip üzerine yakıştıran insan var, güzellikle de alakası yok, onun kişiliğine uyuyor. Benim hatun giyse 2 hafta dalga geçerim, onlar giydiğinde göze batmıyor.
İşin kötü yanı, sade ve komik olmayan dediğim herşey bulduğunda çok pahalı oluyor. Erkek kıyafetleri de çok sıkıntılı. Üzerinde yazılı baskılı tişört milyon adet var. 2 saniye durup okuduğunda üzerinde bozuk ingilizceyle saçma sapan şeyler yazıyor. Düz, sade, arkasında abuk subuk bir logo veya yazı olmayan birşey aradığında ayda yılda bir buluyorsun, fiyatları da tavan yapıyor.
Konudan iyice uzaklaşmadan, eskiden mango daha iyiydi sanki. Daha sade düzgün şeyler vardı. Günümüz için olan gözlemine katılıyorum, bu aralar çok kötü (belki de ben yaşlandım).
Nispeten sade ve kendi tabirimce komik ¨olmayan¨ şeyler arıyorsan çok zor işin. Öte yandan bazı insanlar o komik dediğim şeyleri giydiğinde onlarda o komikliğini yitiriyor kıyafetler. En absürd leopar desenli pullu aptal şeyi bile giyip üzerine yakıştıran insan var, güzellikle de alakası yok, onun kişiliğine uyuyor. Benim hatun giyse 2 hafta dalga geçerim, onlar giydiğinde göze batmıyor.
İşin kötü yanı, sade ve komik olmayan dediğim herşey bulduğunda çok pahalı oluyor. Erkek kıyafetleri de çok sıkıntılı. Üzerinde yazılı baskılı tişört milyon adet var. 2 saniye durup okuduğunda üzerinde bozuk ingilizceyle saçma sapan şeyler yazıyor. Düz, sade, arkasında abuk subuk bir logo veya yazı olmayan birşey aradığında ayda yılda bir buluyorsun, fiyatları da tavan yapıyor.
Konudan iyice uzaklaşmadan, eskiden mango daha iyiydi sanki. Daha sade düzgün şeyler vardı. Günümüz için olan gözlemine katılıyorum, bu aralar çok kötü (belki de ben yaşlandım).
0
duyurun içinde (baştan sonra) yer alan hiç bir markayı beğenmiyorum.
cinsiyet; kadın.
cinsiyet; kadın.
0
mango konusunda haklısınız. zara'da nadiren güzel bir şey oluyor ancak onun da fiyatı almış başını gitmiş oluyor. sadece ince kazakları oluyor, onlar güzel.
stradivarius'un pantolonları çok güzel, son 3 yıldır bütün kotlarımı oradan alıyorum. onun dışında etek olsun, şort olsun aslında fena şeyler yapmıyorlar. ancak gerçekten bazı saçmasapan kıyafetlerin arasında onları görmüyor da olabilirsiniz.
pull&bear'ın kısakollu tişörtleri güzel, onun dışında da giyilebilecek şeylerin fiyatları zarayı sollamış oluyor ve malesef o fiyatı hak etmiyor ürünler.
Forever New ancak düğün dernek olursagirilmesi gereken bir yer bence. Twist sahiden felaket.
Mudo kesinlikle bu markadaların içinde en iyisi, ancak genel olarak ürünlerin kalıpları çok büyük, o nedenle çok beğenip de alamadığım şeyler oldukça insanın canı sıkılıyor.
Mesela bence stradivarius ve bershka arasında bir fark yok. Kotondaysa bazı dönemlerde hiç güzel bir şeye rastlanmıyor (ama bu sorun satın alma müdürleriyle ilgili), ama onun dışında gerçekten başarılı.
sorun sizde değil demeye gelmiştim ama gevezeliğim üstünde.
demişsiniz ya "Ama öyle bi imajı var ki, sanki çok üst bir moda zevkine hitap ediyor.", o bizim halkımızın aptallığından. ne kadar çirkin de olsa zara'dan giyindiklerinde kendilerini bir şey sanıyorlar malesef.
stradivarius'un pantolonları çok güzel, son 3 yıldır bütün kotlarımı oradan alıyorum. onun dışında etek olsun, şort olsun aslında fena şeyler yapmıyorlar. ancak gerçekten bazı saçmasapan kıyafetlerin arasında onları görmüyor da olabilirsiniz.
pull&bear'ın kısakollu tişörtleri güzel, onun dışında da giyilebilecek şeylerin fiyatları zarayı sollamış oluyor ve malesef o fiyatı hak etmiyor ürünler.
Forever New ancak düğün dernek olursagirilmesi gereken bir yer bence. Twist sahiden felaket.
Mudo kesinlikle bu markadaların içinde en iyisi, ancak genel olarak ürünlerin kalıpları çok büyük, o nedenle çok beğenip de alamadığım şeyler oldukça insanın canı sıkılıyor.
Mesela bence stradivarius ve bershka arasında bir fark yok. Kotondaysa bazı dönemlerde hiç güzel bir şeye rastlanmıyor (ama bu sorun satın alma müdürleriyle ilgili), ama onun dışında gerçekten başarılı.
sorun sizde değil demeye gelmiştim ama gevezeliğim üstünde.
demişsiniz ya "Ama öyle bi imajı var ki, sanki çok üst bir moda zevkine hitap ediyor.", o bizim halkımızın aptallığından. ne kadar çirkin de olsa zara'dan giyindiklerinde kendilerini bir şey sanıyorlar malesef.
0
sorun artık kaliteli üretimin olmaması.aynı parça kumaştan birçok model yapılıyor ve fahiş fiyata satılıyor.eskiden her gün mutlaka mangoya uğrar alırdım birşeyler.ancak şimdi ben de beğenemiyorum.zara güzel ama el yakar cinsten.koton da kaliteyi bozdu tekstilde çalışanlar da aynı şeyi söylüyor.vero moda/topshop gayet başarılı lcw da çizgisini değiştirdi.modern şık ve her bütçeye uygun ürünler bulmak mümkün.taksimdeki kikiriki son zamanda gezdiğim,güzel bulduğum mağaza.
0
Son bir kaç yıldır Mango'yu haketmediği kadar pahalı buluyorum. Yani, neredeyse transparan sayılabilecek ince siyah bir kazağa 90 lira vermek saçma geliyor. Bir kazağa 90 lira verilmez demiyorum, sadece kalite-ürün ve fiyat uygun gelmiyor.
Mudo,55 kilo altı icin imkansız gibi neredeyse.
Stradivarius saydıklarınızın icinde benim en rahat kıyafet bulduklarımdan biri (hırkaları, düz kazakları falan) ama işin içine yılan derisi bir karış mini etekler, leopar desenli parlak taytlar falan girince ben de "nerede yaşıyoruz" düşüncesine kapılıyorum.
Bershka'nın ürünleri genelde kalitesiz oluyor. Daha magazadaki tişörtler bile yırtılmıs, delik, sökük vs olabiliyor o yüzden cok iyi kontrol edip almak gerekiyor.
beden sorunu yüzünden ben genelde Stradivarius'u tercih ediyorum, pantolonlarımı da genelde Mango'dan alıyorum. Mağazada 40-50 lira arası olan pantolonlar her zaman İzmit'teki outlette 10 lira, yine 50- 60 liralık etekler 3 liraya falan geliyor, o yüzden avantajlı.
ama yine de bu aralar bir çok mağazada aptal tişört modası var sanırım. Yani, hayatta hiçbir güç bana çingene pembesi ve üstünde "party girl" falan yazan bir şey giydiremeyeceği için seçmek zor. Hele, İngilizce olup da yanlış yazılmış -gramer veya imla açısından- cümleler olunca otomatik olarak eleniyor.
Mudo,55 kilo altı icin imkansız gibi neredeyse.
Stradivarius saydıklarınızın icinde benim en rahat kıyafet bulduklarımdan biri (hırkaları, düz kazakları falan) ama işin içine yılan derisi bir karış mini etekler, leopar desenli parlak taytlar falan girince ben de "nerede yaşıyoruz" düşüncesine kapılıyorum.
Bershka'nın ürünleri genelde kalitesiz oluyor. Daha magazadaki tişörtler bile yırtılmıs, delik, sökük vs olabiliyor o yüzden cok iyi kontrol edip almak gerekiyor.
beden sorunu yüzünden ben genelde Stradivarius'u tercih ediyorum, pantolonlarımı da genelde Mango'dan alıyorum. Mağazada 40-50 lira arası olan pantolonlar her zaman İzmit'teki outlette 10 lira, yine 50- 60 liralık etekler 3 liraya falan geliyor, o yüzden avantajlı.
ama yine de bu aralar bir çok mağazada aptal tişört modası var sanırım. Yani, hayatta hiçbir güç bana çingene pembesi ve üstünde "party girl" falan yazan bir şey giydiremeyeceği için seçmek zor. Hele, İngilizce olup da yanlış yazılmış -gramer veya imla açısından- cümleler olunca otomatik olarak eleniyor.
0
yani dediğiniz gibi mango ve zara çerçöp satıyorlar artık, eskisi gibi değil. br önceki sezon penye aldıysanız, ertesi sezon o penyenin deseninde etek görüyorsunuz, hatta aynı kumaşla kaplı ayakkabı. iğrençç!!. Artık, çöpe gidecek kumaşları yeni koleksiyon diye bize kakalıyorlar. Bu saydıklarınızdan birinin merkez ofisinde çalıştım. sizin mağazadan misal 100 tl ye aldığınız kotu biz 10 tl ye alıyorduk ki o satıştan bile bayağı kar ediyorlar !! ne kadar kaliletli olduğunu varın siz düşünün...bershka da Zara'nın alt grubu fakat kaliteden ziyade tasarım olarak Zara'ya on basar diyorum. Vero moda'yı da beğeniyorum ne yalan söyleyeyim. ama bana sorarsanız gidin paranıza kıyıp Polo Garage'dan alın. orası da eskisi kadar kaliteli olmasa da diğerleri arasında farkını belli ediyor.
0
john petrucci
şimdi benim bayadır anlamadığım bir olay var, bu soruda bi daha karşıma çıktı...Jack was talking with his parents this evening when his girlfriend from New York telephoned to let him know she had been engaged with someone else...(çalıştığım kitap biraz ''acıklı'')burada neden has been engaged olmuyo
şimdi benim bayadır anlamadığım bir olay var, bu soruda bi daha karşıma çıktı...
Jack was talking with his parents this evening when his girlfriend from New York telephoned to let him know she had been engaged with someone else...(çalıştığım kitap biraz ''acıklı'')
burada neden has been engaged olmuyor da had been engaged oluyor, has been kullanılsa olmaz mı, gramer olarak hatalı mı, cevaplarsanız çok iyi olur.
yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim...
Jack was talking with his parents this evening when his girlfriend from New York telephoned to let him know she had been engaged with someone else...(çalıştığım kitap biraz ''acıklı'')
burada neden has been engaged olmuyor da had been engaged oluyor, has been kullanılsa olmaz mı, gramer olarak hatalı mı, cevaplarsanız çok iyi olur.
yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim...
0
had ile geçmişte iki zaman karşılaştırılır. Has been gramer olark geçmişte başlamış etkisi halen süren durumlarda kullanılır genel olrak durum böyle.
0
has been deseydi kiz arkadasi o konusmaya kadar biriyle nisanli olurdu, ama bu konusmada kiz arkadasi daha once nisanliymis, ama artik o noktada degil.
simdi ogrendigimizi calisalim. Jack, telefonda annesi ile konusuyor, Mary megersem bir de o adamdan hamileymis. Evet dinliyoruz:...
simdi ogrendigimizi calisalim. Jack, telefonda annesi ile konusuyor, Mary megersem bir de o adamdan hamileymis. Evet dinliyoruz:...
0
bu cümleden çıkan anlam, kızın başka birisiyle nişanlandığı değil mi, yani arıyor ve diyor ki; ''ben bi halt yedim, nişanlandım, haberin olsun...''
?
?
0
she had got engaged with someone else
she has become engaged with someone else
şeklinde bitmeliydi ki zaten cümle gramer olarak öncesinde de hatalı.
çalıştığın kitabı değiştir bence.
she has become engaged with someone else
şeklinde bitmeliydi ki zaten cümle gramer olarak öncesinde de hatalı.
çalıştığın kitabı değiştir bence.
0
have been de gecmisteki bir zamani anlatiyorsun, had been de ayni cumlede o gecmisteki zamandan da gecmis olani anlatiyor.
0
nişanlanma eylemi yok burada. nişanlı olma durumu var. nişanlandığını değil de nişanlı olduğunu söylüyor. ve evet bu durum elemana telefon açmasından da öncesini ifade ediyor.
edit: orada his girlfriend öncesinde "he" varsa kötüymüş gerçekten.
edit: orada his girlfriend öncesinde "he" varsa kötüymüş gerçekten.
0
ya zaten ne menem bi kitap almışsam artık, test attack diye bi soru bankası. üds kpds için...
kime sorsam yanlış diyor, diğer örnekler de sıkıntılı...
bu present perfectle past perfecti mala anlatır gibi anlatan bildiğiniz bi internet sitesi var mı?
kime sorsam yanlış diyor, diğer örnekler de sıkıntılı...
bu present perfectle past perfecti mala anlatır gibi anlatan bildiğiniz bi internet sitesi var mı?
0
Tartışmaya müdahil bile olamadım, o kadar anlamadım yani...biraz konuya çalıştığımda bu past perfect'in geçmişin de geçmişi olduğu gibi bi şey çıkardım.
o da muallak, bi ampul çakıyo, sonra başka bir örnekte yine sorun...
o da muallak, bi ampul çakıyo, sonra başka bir örnekte yine sorun...
0
john, tartışma olmadı, durup dururken gereksiz atarlananlara gıcıkım sadece.
has been yakın geçmiş zaman. yani süregelen geçmiş.
geçmiş zamanla şimdiki zaman arasında. cümelnin gelişinden anlayabilirsin.
had been kalıbı ise uzak geçmiş. geçmiş zamandan daha uzağa doğru giden zaman aralığı.
bol bol ingilizce kitap okuyup pratik yaptıkça zaten beynin otomatik olarak başlıcak doğru kalıbı kullanmaya.
başlarda hata yapmaktan korkma, okuya dinleye konuşa yerine oturucaktır.
has been yakın geçmiş zaman. yani süregelen geçmiş.
geçmiş zamanla şimdiki zaman arasında. cümelnin gelişinden anlayabilirsin.
had been kalıbı ise uzak geçmiş. geçmiş zamandan daha uzağa doğru giden zaman aralığı.
bol bol ingilizce kitap okuyup pratik yaptıkça zaten beynin otomatik olarak başlıcak doğru kalıbı kullanmaya.
başlarda hata yapmaktan korkma, okuya dinleye konuşa yerine oturucaktır.
0
tartışma derken, konuyu tartışmak manasında demiştim zaten. fikir teatisi:)
cevap veren herkese çok teşekkür ederim tekrar. uğraştırdım baya.
cevap veren herkese çok teşekkür ederim tekrar. uğraştırdım baya.
0
simon diyor ki;
"had been" olmasının sebebi, ilk cümledeki "was"dır.
"was" geçmiş zaman.
was'dan önce olan bir şeyi de "had been" ile anlatacak.
"had been" olmasının sebebi, ilk cümledeki "was"dır.
"was" geçmiş zaman.
was'dan önce olan bir şeyi de "had been" ile anlatacak.
0
sorunun cevabı:
cümlede hiçbir sıkıntı yok. bu kız günümüzde hala nişanlı olabilir veya olmayabilir, o bizi ilgilendirmez. orada had been kullanılması son derece doğrudur. şu an nişanlı olsa da olmasa da has been kullanılırsa tense uyumu bozulur. "has been engaged" olur diyen varsa tense uyumunu nasıl yakalayacağımızı söylesin.
cümlede hiçbir sıkıntı yok. bu kız günümüzde hala nişanlı olabilir veya olmayabilir, o bizi ilgilendirmez. orada had been kullanılması son derece doğrudur. şu an nişanlı olsa da olmasa da has been kullanılırsa tense uyumu bozulur. "has been engaged" olur diyen varsa tense uyumunu nasıl yakalayacağımızı söylesin.
0
Buradaki karmaşanın nedeni bir türkçede az önce olan bişe için de, geçen yıl olan bişe için de, geçen yıl olan bişeyi anlatırken kullandığımız geçmiş zaman için de aynı kalıbı kullanıyoruz. Ama ingilizcede öyle değil. Şu ana etkisi devam eden süreç şeklinde tanımladıkları perfect tense diye bir olayları var. Dolayısıyla geçmişte yaşanan bir olaydan zaten geçmiş zamanla bahsederken onun perfect halini de past perfect şeklinde kullanıp had been yapıyorlar. Yani annemle konuşurken babam aradı, parayı yastığın altına koyduğunu söyledi. Bizde hep di di di. Orda önce past, sonra past perfect. Hatta bir de past continious.
0
2superfilm1den
merhabalar, yeni eve taşınıyorum hafta sonu, kağıthaneye. elektrik ve suyu kendi adıma alıcam, doğalgaz yeni abonelik olacak sayaç falan takılacak. bedaş, iski ve igdaş tam olarak nerede bunları halledeceğim yerler? ve depozito ücretleri ne kadar şu an?
merhabalar, yeni eve taşınıyorum hafta sonu, kağıthaneye. elektrik ve suyu kendi adıma alıcam, doğalgaz yeni abonelik olacak sayaç falan takılacak. bedaş, iski ve igdaş tam olarak nerede bunları halledeceğim yerler? ve depozito ücretleri ne kadar şu an?
0
toplam 500'den biraz fazla ediyordu bildiğim kadarıyla, biz de baktık bayağı. yerleri bilmiyorum ama. bir de igdaş'ın sayacı vesair ev sahibine aldır. senlik iş değil o.
0
kibritsuyu
şimdi yine biri bi başlığa yazmış da aklıma geldi.gençler merak ediyorum, yürüyen merdivenden çıkan insanların niye sağda beklemesini, sol şeridi boş bırakmasını istiyorlar? orada yukarı çıkmak için tek alternatif yürüyen merdiven değil ki? yürümeyen sabit merdiven de var? yani yürüyerek çıkmak iste
şimdi yine biri bi başlığa yazmış da aklıma geldi.
gençler merak ediyorum, yürüyen merdivenden çıkan insanların niye sağda beklemesini, sol şeridi boş bırakmasını istiyorlar? orada yukarı çıkmak için tek alternatif yürüyen merdiven değil ki? yürümeyen sabit merdiven de var? yani yürüyerek çıkmak isteyen normal merdivenden de çıkabilir.
ha anlıyorum, amaç kendi hızına yürüyen merdiven hızını da katıp yukarıya daha hızlı varmak. peki bu durumda insanlardan yürüyen merdivenin sağında beklemelerini istemek, o yürüyen merdivene, yürüyen merdivenin kapasitesinin yarısı kadar insan binmesini istemek değil midir? bu nasıl bir bencilliktir? o yürüyen merdiven insanlar yan yana dururken 100 kişi alıyorsa, sırf bu paşa normal merdivenden çıkmayıp yürüyen merdivenin hızını da ekleyip 30 saniye erken çıkacak, az yorulacak diye niye 50 kişi eksik binecek merdivene?
hayır bu nasıl bir düşünce yapısı, nasıl bir bencillik, "ulan herkes sağda durursa bu yürüyen merdivene %50 daha az adam biner, ben 30 saniye hızlı çıkıcam diye 50 kişiyi merdivene eksik bindirmek istiyorum" diye empati kuramıyorlar mı? kaçırdığım bir nokta mı var, yanlış mı hesaplıyorum biri bana açıklasın lütfen.
gençler merak ediyorum, yürüyen merdivenden çıkan insanların niye sağda beklemesini, sol şeridi boş bırakmasını istiyorlar? orada yukarı çıkmak için tek alternatif yürüyen merdiven değil ki? yürümeyen sabit merdiven de var? yani yürüyerek çıkmak isteyen normal merdivenden de çıkabilir.
ha anlıyorum, amaç kendi hızına yürüyen merdiven hızını da katıp yukarıya daha hızlı varmak. peki bu durumda insanlardan yürüyen merdivenin sağında beklemelerini istemek, o yürüyen merdivene, yürüyen merdivenin kapasitesinin yarısı kadar insan binmesini istemek değil midir? bu nasıl bir bencilliktir? o yürüyen merdiven insanlar yan yana dururken 100 kişi alıyorsa, sırf bu paşa normal merdivenden çıkmayıp yürüyen merdivenin hızını da ekleyip 30 saniye erken çıkacak, az yorulacak diye niye 50 kişi eksik binecek merdivene?
hayır bu nasıl bir düşünce yapısı, nasıl bir bencillik, "ulan herkes sağda durursa bu yürüyen merdivene %50 daha az adam biner, ben 30 saniye hızlı çıkıcam diye 50 kişiyi merdivene eksik bindirmek istiyorum" diye empati kuramıyorlar mı? kaçırdığım bir nokta mı var, yanlış mı hesaplıyorum biri bana açıklasın lütfen.
0
yanlışlardasın kirpit. aynı kuralı otoyollara da uygularsan mantıksızlık ortaya çıkar. hızlı gidenler soldan yavaş gidenler sağ şeritten gidiyor. yani senin mantığınla yollar %50 veya &33 daha az araç alıyor ve trafik sorunu yaşanıyor gibi bir şey. yürüyen merdivenlerde dikkat edersen binerken sıra falan olmuyor. hatta izmirde yaşıyorsan seni metro üyol durağına davet ediyorum. devasa uzunlukta merdivenler var ve sanırım yürümeyen merdiven seçeneği yok. toplamda 2 upuzun merdivenden sonra metroya veya yer yüzüne ulaşıyorsun. hatta 2 adette kısa merdiven vardı galiba epeydir kullanmadığımdan hatırlamıyorum.iddianızın aksine sağda duranlar ve soldan ekstra yürüynlerle daha çok insan alıyor bu nalet olası merdivenler.
0
Teoride öyle ama pratikte öyle olmuyor. Yürüyen merdivende sürekli bir insan sirkülasyonu olduğu için normal şartlar altında yürüyen merdiven dolu olmuyor ve sağ tarafta boş yer oluyor. Bu durumda illa solda duranlar biraz rahatsız edici bence.
Tabii ki kalabalık oldu mu kimse "Soldan hızlı gidicem, sağda dursunlar" demiyor ama merdiven boşken, insanların dama tahtası dizilimine sahip olması sinir bozucu bir şey.
Bu arada ben yürüyen merdivende yürümem, sağda dururum insan gibi.
Tabii ki kalabalık oldu mu kimse "Soldan hızlı gidicem, sağda dursunlar" demiyor ama merdiven boşken, insanların dama tahtası dizilimine sahip olması sinir bozucu bir şey.
Bu arada ben yürüyen merdivende yürümem, sağda dururum insan gibi.
0
50 kişi merdivene eksik binmiyor, bilakis sol taraftakiler yürürken daha fazla kişi kullanmış oluyor merdiveni.
sağda beklemek zorunda kalanlar ise soldan sağa geçerken en fazla 1-2 saniye kaybeder.
kim bencil acaba?
rusya daki yürüyen merdivenlerde- ki aşağı inmesi 5 dk falan sürer- yürüyen merdivende sol tarafta mal gibi bekleyenleri uyarmakla görevli çalışanlar var. adamların tek işi bu.
sağda beklemek zorunda kalanlar ise soldan sağa geçerken en fazla 1-2 saniye kaybeder.
kim bencil acaba?
rusya daki yürüyen merdivenlerde- ki aşağı inmesi 5 dk falan sürer- yürüyen merdivende sol tarafta mal gibi bekleyenleri uyarmakla görevli çalışanlar var. adamların tek işi bu.
0
* mod on
yürürken çıktığın/indiğin 3,50 merdiven rıht yüksekliği+basamak genişliği ortalama)
yürüyenlerde aynı işleme 1 basamak karşılığında denk geliyor.
* mod off
ayrıca şahsen insanlar dururken merdivende yürüme bandında falan çok komik geliyorlar.
yürürken çıktığın/indiğin 3,50 merdiven rıht yüksekliği+basamak genişliği ortalama)
yürüyenlerde aynı işleme 1 basamak karşılığında denk geliyor.
* mod off
ayrıca şahsen insanlar dururken merdivende yürüme bandında falan çok komik geliyorlar.
0
sonuna kadar katılıyorum. yürüyerek çıkacaksam normal merdiveni kullanırım, kimseyi rahatsız etmem. Yürüyen merdivende de paşa paşa dururum merdiven sen yürüme diye yapılmış zaten. 5 adım az atmak için böyle bir kültür yaratılmış olması mantık sınırlarının tamamen dışında. akıllılar ya ben den önce binecekler metroya. 15 saniye sonra vagonda yan yana duruyoruz.
0
Anam ben ne cahal kalmışım bu dünyada :) yürüyen merdivende, duracakların sağda durduğunu, ekstradan yürüyüp gideceklerin de soldan yol aldığını ilk defa duydum. Zibilyon kere kullandığım o alette de daha önce hiç sağı solu yardırarak koşa koşa çıkmaya çalışan kimseyi görmedim. Yoksa ben Mars'ta mıyım? Herkes biner ve yukarı çıkar, kalabalıksa zaten koşturamazsın, değilse de insanlara takılmak gibi bir sorununun olmaz.
0
filmlerde falan rastgeldiğimiz bir elemanı takipte metro geçişlerinde elemanı kaybetmemek için bile önem arzediyor solun boş olması:) artık modern kent hayatında 3-5-10 saniye önemli hale gelmiş. ha bir de örneğin bir hatunun fordçu-abaza bir tip varsa arkasında 1 dakika süren bir merdiven macerası bile ızdırap olsa gerek, soldan yardırma ile bir nebze daha rahat edebilir insan.
0
soldakilerin yurumesiyle yuruyen merdivenin kalabalik zaman diliminde tasimis olacagi insan sayisi artmis olacak. 50 kisi kalmayacak.
otoyol ornegi de guzel orneklemis daha rahat anlayasiniz diye.
hafif oturup sistem modellemesi mantigiyla bakilsa, objektif dusunulse gorulebilecek seyler bunlar.
pardon gecebilir miyim diye seslenenlerden biriyim.
otoyol ornegi de guzel orneklemis daha rahat anlayasiniz diye.
hafif oturup sistem modellemesi mantigiyla bakilsa, objektif dusunulse gorulebilecek seyler bunlar.
pardon gecebilir miyim diye seslenenlerden biriyim.
0
otoyol örneği iyi olmuş da dediğiniz sistem alternatifi olmayan, tek çıkışın yürüyen merdiven olduğu durumlarda mantıklı. otoyolun bir başka alternatifi olsa haklısınız, onun başka bir alternatifi yok, daha hızlı gidene yol açmak lazım. kimse size illa yürüyen merdivende dur, tıngır tıngır çık demyior ki, sabit merdivenden çık?
inanmazsınız ama kalabalıkta bile "solda durmayın ben koşayım" diyenler mevcut. kızılay metro istasyonunun çıkışına yazı bile asmışlar ki kızılay metro istasyonunun çıkışlarını bilen bilir ben anlatmayayım. "kuyruk olmuyor" diyenler gelsin bi görsün.
ayrıca da herkes sol şeridi boş bırakıp sağda dursa gören de zanneder soldaki boşluktan gürül gürül adam yürüyor. belki 2-3 kişi yürür oradan, merdivenin solu boş boş durur. bu "solda durmayın" diyenler de o 2-3 kişi olur zaten. zira yine ankara'daki bilumum metro istasyonunda merdiven bomboşken bile daha fazlasını görmedim.
peki niye normal merdivenden yürümediğinizi sorabilir miyim? hususi saniye tutarak ölçtüm yine kızılay istasyonunda, trenden inip yeryüzüne varmam (3 kat) tüm yürüyen merdivenlerde beklemek ve yürüyen merdivende koşmak arasında 1,5 dakika falan fark ediyor. yürüyen merdivenden koşmak ile sabit merdivenden koşmak arasındaki fark ise taş çatlasın 30 saniye. hatta ikişer üçer atlayarak çıkarsanız yürüyen merdivenden daha hızlı bile çıkıyorsunuz. yürüyen merdivenin basamakları geniş olduğu için ikişer üçer atlamak zor. ama biraz yoruyor.
sen yorulmayacaksın ve sadece 30 saniye kazanacaksın diye niye insanları hizaya sokuyorsun ki buyur sabit taraftan koş, azıcık yorul ve sadece 30 saniye kaybet. hatta hızlı koşarsan erken bile varırsın. hem yorulmayayım, hem hızlı çıkayım, herkes de bana yol versin. engelli asansörü de var, en hızlı o çıkıyor. zerre kadar da yormuyor?
ha diyorsanız ki "yürüyen merdivenden başka sabit merdiven yok, tek yol yürüyen merdiven", o zaman sonuna kadar haklısınız.
inanmazsınız ama kalabalıkta bile "solda durmayın ben koşayım" diyenler mevcut. kızılay metro istasyonunun çıkışına yazı bile asmışlar ki kızılay metro istasyonunun çıkışlarını bilen bilir ben anlatmayayım. "kuyruk olmuyor" diyenler gelsin bi görsün.
ayrıca da herkes sol şeridi boş bırakıp sağda dursa gören de zanneder soldaki boşluktan gürül gürül adam yürüyor. belki 2-3 kişi yürür oradan, merdivenin solu boş boş durur. bu "solda durmayın" diyenler de o 2-3 kişi olur zaten. zira yine ankara'daki bilumum metro istasyonunda merdiven bomboşken bile daha fazlasını görmedim.
peki niye normal merdivenden yürümediğinizi sorabilir miyim? hususi saniye tutarak ölçtüm yine kızılay istasyonunda, trenden inip yeryüzüne varmam (3 kat) tüm yürüyen merdivenlerde beklemek ve yürüyen merdivende koşmak arasında 1,5 dakika falan fark ediyor. yürüyen merdivenden koşmak ile sabit merdivenden koşmak arasındaki fark ise taş çatlasın 30 saniye. hatta ikişer üçer atlayarak çıkarsanız yürüyen merdivenden daha hızlı bile çıkıyorsunuz. yürüyen merdivenin basamakları geniş olduğu için ikişer üçer atlamak zor. ama biraz yoruyor.
sen yorulmayacaksın ve sadece 30 saniye kazanacaksın diye niye insanları hizaya sokuyorsun ki buyur sabit taraftan koş, azıcık yorul ve sadece 30 saniye kaybet. hatta hızlı koşarsan erken bile varırsın. hem yorulmayayım, hem hızlı çıkayım, herkes de bana yol versin. engelli asansörü de var, en hızlı o çıkıyor. zerre kadar da yormuyor?
ha diyorsanız ki "yürüyen merdivenden başka sabit merdiven yok, tek yol yürüyen merdiven", o zaman sonuna kadar haklısınız.
0
50 basamaklık bir yer için;
yürüyen merdivende 20 adım atarak o mesafeyi çıkarken,
normal merdivende 50 adım atarak çıkarsınız.
yürüyen merdivende bir adım için bir birim yorucuyken,
normal merdivende üç-dört birim yorucudur.
o saniyeler bazı insanlar için sandığınızdan daha değerli olabilir.
önümdeki insanların ter kokularını çekmekten hoşlanmıyorum.
önümdeki arkamdaki insanların gerizekalıca ve bağırakak konuşmalarına maruz kalmaktan da hoşlanmıyorum.
müzik dinlemesini bilmeyenlerin saygısızlığına da maruz kalmak istemiyorum.
yarım adım ile sağda durma herkes için çözüm oluyorken, bunun bu kadar sorun olmasını da ben anlamıyorum.
***
ekleme:
kitap okuyorsam ve yukarıda sebeplerden herhangi birisi mevcut DEĞİLSE sağda dururum, diğer hallerde ve/veya acelem varsa soldan geçerim.
yürüyen merdivende 20 adım atarak o mesafeyi çıkarken,
normal merdivende 50 adım atarak çıkarsınız.
yürüyen merdivende bir adım için bir birim yorucuyken,
normal merdivende üç-dört birim yorucudur.
o saniyeler bazı insanlar için sandığınızdan daha değerli olabilir.
önümdeki insanların ter kokularını çekmekten hoşlanmıyorum.
önümdeki arkamdaki insanların gerizekalıca ve bağırakak konuşmalarına maruz kalmaktan da hoşlanmıyorum.
müzik dinlemesini bilmeyenlerin saygısızlığına da maruz kalmak istemiyorum.
yarım adım ile sağda durma herkes için çözüm oluyorken, bunun bu kadar sorun olmasını da ben anlamıyorum.
***
ekleme:
kitap okuyorsam ve yukarıda sebeplerden herhangi birisi mevcut DEĞİLSE sağda dururum, diğer hallerde ve/veya acelem varsa soldan geçerim.
0
@holy diver: peki bunların hiçbirini istemiyorsan normal merdivenden çık tutan mı var? haa onca şey istiyorum, bir de yorulmayayım istiyorum. hepsini de aynı anda istiyorum. bence bu kadarı fazla.
boş merdivende sağda dur, nerede istersen dur. kalabalık olmayan merdivende zaten nerede durursan dur çok fazla makas atmadan çıakrsın yukarı yürüyerek. ama kalabalık merdiven. makaslaya makaslaya çıkamayacağın kadar kalabalık demek ki. hesap yapmışsın, ben de yapayım. kalabalık bir metro çıkışında 50 basamaklı merdivene yan yana durarak 100 kişi biner. sol şeridi boş bırakırsan 50 kişi biner. metrodan 120 kişi indiyse, o merdiven 100 tanesini tek seferde yukarı taşır. solda durmadan merdivene binerlerse 50 kişi merdivene biner, en yukarıdaki tepeye vardığında daha 51. kişi daha en aşağıda merdivene yeni biniyor olur, 100. kişi ise epey gerilerde olur. niye? kalan 20 kişi daha az yorularak azıcık daha hızlı çıkabilsin diye mi? mantıklı mı peki?
boş merdivende sağda dur, nerede istersen dur. kalabalık olmayan merdivende zaten nerede durursan dur çok fazla makas atmadan çıakrsın yukarı yürüyerek. ama kalabalık merdiven. makaslaya makaslaya çıkamayacağın kadar kalabalık demek ki. hesap yapmışsın, ben de yapayım. kalabalık bir metro çıkışında 50 basamaklı merdivene yan yana durarak 100 kişi biner. sol şeridi boş bırakırsan 50 kişi biner. metrodan 120 kişi indiyse, o merdiven 100 tanesini tek seferde yukarı taşır. solda durmadan merdivene binerlerse 50 kişi merdivene biner, en yukarıdaki tepeye vardığında daha 51. kişi daha en aşağıda merdivene yeni biniyor olur, 100. kişi ise epey gerilerde olur. niye? kalan 20 kişi daha az yorularak azıcık daha hızlı çıkabilsin diye mi? mantıklı mı peki?
0
@kibritsuyu,
evet tutan var valla;) 160cm ve 47 kiloyum. ve sırtımda da sürekli bir sırt çantası oluyor genelde kitaplar,vs olan. ve beni yoruyor o kadar merdiveni çıkmak. ama yürüyen merdivenin hızıyla çıktığım/indiğim zaman o kadar yorulmuyorum.
ve saydığım diğer sebepler de bu yorulmadan daha da önemli bir yere sahip. işe gidip gelirken metroyu kullanıyorum. daha biraz önce gelirken, arkamda duran kişinin hemen altta basamakta durup ağzımın içine girmesinni verdiği rahatsızlığı burada hangi kelimelerle hangi cümlelerle anlatabilirim acaba bilmiyorum ki. aslında ben anlatabilsem de anlaşılacağından o kadar şüpheliyim ki... insanlar daha "özel alan" diye bir şeyden haberdar değil, bunu kadını da erkeği de yapıyor. ve istanbul'un maslak gibi en büyük en lüks iş alanlarından birinden bahsediyorum. her sabah/akşam birileriyle tartışayım mı, özel alandan haberleri olmadığı için ağzımın içine girdiklerinden dolayı?
artı, hiç taksim metrosunun maslak çıkışını iş saatlerinde kullandın mı bilmiyorum ama insanların o kalabalığını ve sağda durmak için nasıl sıra oluşturduğunu görmek lazım. bak soldan gitmek için bile değil, sırf beklemek için.
"hem bla bla bla hem de bla bla istiyorsun" tarzı bir şey söylemişsin ya;
benim (ve benim gibi düşünen hatta hali hazırda yıllardır da uygulayan) kişilerin bu davranışları beklemek isteyenlerin hiç birine bir zararı yok ki? 20 cm sağa kaymak mı bu kadar büyük dert olan. sanki bekleyen kişilerden dünyanın en büyük lütfunu istemişiz gibi ifade etmişsin. solda bekleyen insanlar da oluyor, ben onlara denk gelince ya bekliyorum ya da müsaitse yol istiyorum. senin gibi birine denk gelirse ve negatif bir şeyler sayarsa zaten "peki" diyerek beklerim, konuyu uzatmam bile.
neyse, ben seni gördüğüm zaman sağda beklerim bundan sonra, yeter ki senin istediğin olsun;)
****
önemli bir noktayı eklemeyi unutmuşum;
insanların saygısızlıklarına dair saydığım o maddelerde; bahsettiğim insanların görgüsüzlükleri/saygısızlıkları/medeniyetsizlikleri/yetersizlikleri olarak görmek yerine, insanların saygısızlıklarına maruz kalmak istemiyorsam normal merdivenden çıkmam gerektiğini düşünerek o saydığım şeyleri meşrulaştırma mantığı da derin düşüncelere gark etmedi değil.
o maddeler bile bana soldan geçme hakkını veremedi yani, tüh ya;)
öğrendiklerimi tekrarlıyorum; yürüyen merdiven kullanmak istiyorsam mutlaka durmak zorundayım ve diğer insanların yapacağı her türlü görgüsüzlük ve terbiyesizliğe boyun eğeceğim, bağırarak yaptıkları konuşmaları dinleyeceğim, kulaklıktan zorla bana da dinletmek isteyenlerin müzik olmaktan çıkmış gürültülerini dinleyeceğim ve ağzımın içine giren insanların pis kokularını çekeceğim (burnum fazla hassas).
namaste,
evet tutan var valla;) 160cm ve 47 kiloyum. ve sırtımda da sürekli bir sırt çantası oluyor genelde kitaplar,vs olan. ve beni yoruyor o kadar merdiveni çıkmak. ama yürüyen merdivenin hızıyla çıktığım/indiğim zaman o kadar yorulmuyorum.
ve saydığım diğer sebepler de bu yorulmadan daha da önemli bir yere sahip. işe gidip gelirken metroyu kullanıyorum. daha biraz önce gelirken, arkamda duran kişinin hemen altta basamakta durup ağzımın içine girmesinni verdiği rahatsızlığı burada hangi kelimelerle hangi cümlelerle anlatabilirim acaba bilmiyorum ki. aslında ben anlatabilsem de anlaşılacağından o kadar şüpheliyim ki... insanlar daha "özel alan" diye bir şeyden haberdar değil, bunu kadını da erkeği de yapıyor. ve istanbul'un maslak gibi en büyük en lüks iş alanlarından birinden bahsediyorum. her sabah/akşam birileriyle tartışayım mı, özel alandan haberleri olmadığı için ağzımın içine girdiklerinden dolayı?
artı, hiç taksim metrosunun maslak çıkışını iş saatlerinde kullandın mı bilmiyorum ama insanların o kalabalığını ve sağda durmak için nasıl sıra oluşturduğunu görmek lazım. bak soldan gitmek için bile değil, sırf beklemek için.
"hem bla bla bla hem de bla bla istiyorsun" tarzı bir şey söylemişsin ya;
benim (ve benim gibi düşünen hatta hali hazırda yıllardır da uygulayan) kişilerin bu davranışları beklemek isteyenlerin hiç birine bir zararı yok ki? 20 cm sağa kaymak mı bu kadar büyük dert olan. sanki bekleyen kişilerden dünyanın en büyük lütfunu istemişiz gibi ifade etmişsin. solda bekleyen insanlar da oluyor, ben onlara denk gelince ya bekliyorum ya da müsaitse yol istiyorum. senin gibi birine denk gelirse ve negatif bir şeyler sayarsa zaten "peki" diyerek beklerim, konuyu uzatmam bile.
neyse, ben seni gördüğüm zaman sağda beklerim bundan sonra, yeter ki senin istediğin olsun;)
****
önemli bir noktayı eklemeyi unutmuşum;
insanların saygısızlıklarına dair saydığım o maddelerde; bahsettiğim insanların görgüsüzlükleri/saygısızlıkları/medeniyetsizlikleri/yetersizlikleri olarak görmek yerine, insanların saygısızlıklarına maruz kalmak istemiyorsam normal merdivenden çıkmam gerektiğini düşünerek o saydığım şeyleri meşrulaştırma mantığı da derin düşüncelere gark etmedi değil.
o maddeler bile bana soldan geçme hakkını veremedi yani, tüh ya;)
öğrendiklerimi tekrarlıyorum; yürüyen merdiven kullanmak istiyorsam mutlaka durmak zorundayım ve diğer insanların yapacağı her türlü görgüsüzlük ve terbiyesizliğe boyun eğeceğim, bağırarak yaptıkları konuşmaları dinleyeceğim, kulaklıktan zorla bana da dinletmek isteyenlerin müzik olmaktan çıkmış gürültülerini dinleyeceğim ve ağzımın içine giren insanların pis kokularını çekeceğim (burnum fazla hassas).
namaste,
0
ssyumusakg
2 - 3 cm kısa ölçtüğünü iddia eden bir arkadaşım var da böyle bir şey var mı?
2 - 3 cm kısa ölçtüğünü iddia eden bir arkadaşım var da böyle bir şey var mı?
0
sabah ölçülen boy ile akşam ölçülen boy arasında (yanlış hatırlamıyorsam 1-2 cm) fark vardır. gece uyurken yatağa yere yatay şekilde yattığımızdan omurların arası açılırmış. sabah ayağa kalktıktan geceye kadar geçen sürede de yere dik olduğumuzdan yer çekiminin etkisiyle omurlar birbirine yaklaştığı için kapanır. bu durumda boy da kısa ölçülür.
(ng ya da discovery tv'den hatırladığım)
(ng ya da discovery tv'den hatırladığım)
0
şu boy konusu insanların kendisini kandırmayı en çok sevdiği konu. sabah akşam arası biraz farkeder o kadar. o eczanelerde ölçülenler ayakkabı giydiklerini unutuyorlar ya da eczacının ayakkabıyı dikkate aldığını düşünüyorlar herhalde.
0
holy diver
sevgili beethoven'lar mozart'lar. yıllardır hastası olduğum bir müzük vardı. ama melodisini pek beceremediğim için kimseye de soramadım. şimdi haber türk tv'de sinpaş gyo'nun yeni reklamına denk geldim. bahsettiğim müzik orada çalıyor. hemen nette aradım belki birileri daha sormuş ve cevap bulmuştur
sevgili beethoven'lar mozart'lar.
yıllardır hastası olduğum bir müzük vardı. ama melodisini pek beceremediğim için kimseye de soramadım. şimdi haber türk tv'de sinpaş gyo'nun yeni reklamına denk geldim. bahsettiğim müzik orada çalıyor. hemen nette aradım belki birileri daha sormuş ve cevap bulmuştur diye. cıks.
firmanın kendi sitesinde reklamı buldum ama orada müzik o kadar geride kalıyor ki, hiç anlaşılamayacak gibi geliyor. yine de belki bilenler hatırlayanlar olur diye şansımı denemek istedim;
şuradaki en üstte soldan birinci; "gelecek geldi" isimli reklam filminde çalan müzüğün adını duyan bilen var mı?
www.sinpasgyo.com
yıllardır hastası olduğum bir müzük vardı. ama melodisini pek beceremediğim için kimseye de soramadım. şimdi haber türk tv'de sinpaş gyo'nun yeni reklamına denk geldim. bahsettiğim müzik orada çalıyor. hemen nette aradım belki birileri daha sormuş ve cevap bulmuştur diye. cıks.
firmanın kendi sitesinde reklamı buldum ama orada müzik o kadar geride kalıyor ki, hiç anlaşılamayacak gibi geliyor. yine de belki bilenler hatırlayanlar olur diye şansımı denemek istedim;
şuradaki en üstte soldan birinci; "gelecek geldi" isimli reklam filminde çalan müzüğün adını duyan bilen var mı?
www.sinpasgyo.com
0
sinpasgyo ceo detected diyecektim de holy diver yapmaz dedim sonra içimden:)
neyse aradığın müzik muhakkak ki zamunda'daki entrumental chill out, gold enstrumentals vs. albümlerinin birinin içinde mevcuttur. spesifik bilindik bir müzik değil çünkü.
neyse aradığın müzik muhakkak ki zamunda'daki entrumental chill out, gold enstrumentals vs. albümlerinin birinin içinde mevcuttur. spesifik bilindik bir müzik değil çünkü.
0
bana cafe del mar serisinden hatırlıyorum gibi geldi. bir kaç ayın varsa hepsini dinle derim.
0
bir yemeğe gittim geldim;
hem cevabın bulunmuş olmasına şaşırdım, çok ümitsizdim çünkü..
ondan daha fazla da resmen böyle muhteşem bir müziği bizim bir değerimizin yapmış olmasına şaşırdım. gurur duydum daha doğrusu..
*****
@inancsiz deve;
bırak dirimi, ölüm bile yapmaz öyle şeyler;)
o linki mecburen vermem gerekiyordu, çünkü öyle bariz bir örnek olmadan anlatmam mümkün değildi;)
@aquarium;
ne diyeceğimi bilmiyorum.. "oha" diyeceğim sevinçten; tanımıyorum, samimiyetim yok kabalık etmek istemem.. ama gerçekten çok teşekkürler;)
@swallowed arsenic,
listeye alıyorum. müzik dinleme dönemlerimde değerlendireceğim.
@welcome to turkey,
evet bir çok yerde karşıma çıkıyordu ama sonradan nerede çıktığını unutuyordum. ve melodiyi anlatmak da zor (en azından benim için). en son katıldığım bir kaç düğünde kullanıldı. bir türlü sormaya fırsatım olmamıştı.
hem cevabın bulunmuş olmasına şaşırdım, çok ümitsizdim çünkü..
ondan daha fazla da resmen böyle muhteşem bir müziği bizim bir değerimizin yapmış olmasına şaşırdım. gurur duydum daha doğrusu..
*****
@inancsiz deve;
bırak dirimi, ölüm bile yapmaz öyle şeyler;)
o linki mecburen vermem gerekiyordu, çünkü öyle bariz bir örnek olmadan anlatmam mümkün değildi;)
@aquarium;
ne diyeceğimi bilmiyorum.. "oha" diyeceğim sevinçten; tanımıyorum, samimiyetim yok kabalık etmek istemem.. ama gerçekten çok teşekkürler;)
@swallowed arsenic,
listeye alıyorum. müzik dinleme dönemlerimde değerlendireceğim.
@welcome to turkey,
evet bir çok yerde karşıma çıkıyordu ama sonradan nerede çıktığını unutuyordum. ve melodiyi anlatmak da zor (en azından benim için). en son katıldığım bir kaç düğünde kullanıldı. bir türlü sormaya fırsatım olmamıştı.
0
rica ederim.google söyledi 2 dakkada sağolsun. :) ama ben de Melih Kibar ismine şaşırdım gerçekten.
0
@aquarium,
nasıl soruyorsun da söylüyor bana da anlatır mısın? en azından bundan sonrası için öğrenmiş olayım, önce kendim bulmayı denerim.
nasıl soruyorsun da söylüyor bana da anlatır mısın? en azından bundan sonrası için öğrenmiş olayım, önce kendim bulmayı denerim.
0
valla "enstrumantal sinpaş gyo" yazdım. 2. sonuçta yazıyor mesela.sonra aşağıda itü sözlükte de yazılmış."melih kibarın mesaj adlı eserini sinpaş gyo'nun reklamlarında kullanması" şeklinde.görüp fark etmemişsinizdir muhtemelen.
0
neoyazin
bugün bu gece bu saatte uyanık olup, burayı okuyanların görüşlerini merak ettim sadece.
bugün bu gece bu saatte uyanık olup, burayı okuyanların görüşlerini merak ettim sadece.
0
hayatın bir anlamı olmasına gerek yok da bence yapmamız gereken hayattan en fazla zevk alacak bir şekilde kendi kişiliğimizi oturtmamız.
0
basitçe kendini mutlu etmek. bunun içinde kendini nasıl mutlu edebileceğini bilmek , kendini tanımak kendini deneylemek..
0
@acemiyazar 42 evet o kitabı okudum.
@dogushowbiz hayattan en fazla zevk alacak bir şekilde kendi kişiliğimizi oturtmamız, zevk makinesi miyiz zevkin sonu yok mudur ?
@mortac kendini mutlu etmek kendini tanımak kendini deneylemek, bir tek kendimiz için mi yaşamalıyız o zaman ?
@bilemedimonu eğer sen yazdıkların gibi düşünseydin, bu sorunun altına yazmazdın, yatıp kalkardın sadece.
@devilred boşluk gibi bir şey mi ?
@dogushowbiz hayattan en fazla zevk alacak bir şekilde kendi kişiliğimizi oturtmamız, zevk makinesi miyiz zevkin sonu yok mudur ?
@mortac kendini mutlu etmek kendini tanımak kendini deneylemek, bir tek kendimiz için mi yaşamalıyız o zaman ?
@bilemedimonu eğer sen yazdıkların gibi düşünseydin, bu sorunun altına yazmazdın, yatıp kalkardın sadece.
@devilred boşluk gibi bir şey mi ?
0
@sttc o zaman aradığımız şeyi bulamayacağız ama bulanlar arayanlardır mıdır ? aramadan bulmak mümkün mü ?
0
@neoyazin sanırım şöyle desem daha doğru olurdu. seni hayatta mutsuz eden kişilik özelliklerinden arınırsan hayattan aldığın zevki de maksimize edebilirsin. insan doyumsuz olduğu için zevkin de sonu olmayacağını düşünüyorum ayrıca.
0
birde neden yazdım bu kadar, çünkü hayattaki en değerli insanlar ünlü şairler düşünürler yazarlar hatta sevgilim bile değil. şu anda sizsiniz ondan.
0
özgürlük yanılsamasına girmeden sadece bir hayvan kadar özgür olabilmektir. sadece nefes almak, yiyeceğini bulmak, eşini bulmak, üremek ve nefes almaktır.
0
@dogushowbiz çok güzel bir düşünce fakat hajı beni (aynı zamanda hepinizi) hayatta mutsuz eden kişilik özelliklerinden arındım ama ya beni mutsuz eden şeyler kendi kişilik özelliklerim değil de sen isen. ( burdaki "sen" yani başka insanlar ise)
0
@mlky lvn öyle olmadığını ikimizde biliyoruz, o yanılsamanın içinde kaldığın için bugün burada bu saatte buraya yazıyorsun, bak hayvanlar uyuyor.
0
@neoyazin eğer seni mutsuz eden bir kişi ise onun hayatında var olmasının sana verdiği yararla zararı tartıp ona göre hayatından çıkarmalı veya onunla devam etmelisin. eğer sevgili gibi özel biriyse de bu geçerli. zor olsa da eğer o kişi seni mutsuz ediyorsa hayatından çıkarman seni uzun vadede mutlu eder, ayrıca böyle bir karar alabilmen de seni olgunlaştırır.
0
@neoyazin --- kendini mutlu etmenin pek çok yolu var , mesela başkalarını mutlu etmek senin mutluluk / tatmin sebebin olabilir.
0
@dogushowbiz o zaman şöyle bir şey çıkıyor senin düşüncelerinden; hayatımı mutsuz edenleri çıkardım kendimdeki mutsuz edici yönleride giderdim ve olgun bir adam (yada kadın oldum). hayatın anlamını bulmuş mu oldum ? hayatın anlamının böyle bir şey olduğuna, bu yaşam tarzına yüreğinden inanıyor musun ? eğer öyleyse tüm dünyada duyurcam :)
0
@neoyazin ben hayatta bir anlam aramaktan bahsetmedim, başta da dedim zaten genel olarak hayattan nasıl zevk alınabileceğini anlatmaya çalıştım. hayatta bir anlam aramaya çalışmak fazla boş bir çaba olur :)bahsettiğim yaşam tarzına da inanıyorum ama söylediklerimi yapacak kadar erdem sahibi değilim belki de hiç olamam ama en azından o yönde çabalamak gerektiğini düşünüyorum.
0
@mortac çok güzel demişsin. başkalarını mutlu eden ve bundan mutlu olan birisi, kendisi gibi birisini bulunca mı hayatın anlamını bulmuş olur ?
hayatın anlamı mutluluk mudur o zaman, uyuşturucu maddelerde mutluluk vermez mi ?
@hophophoba yazdığından bir şey anlamadım aga.
@mlky lvn üzüldüm. gerçekten üzüldüm kelimelerine baktım hakikaten üzüldüm sen mutsuzsun.
hayatın anlamı mutluluk mudur o zaman, uyuşturucu maddelerde mutluluk vermez mi ?
@hophophoba yazdığından bir şey anlamadım aga.
@mlky lvn üzüldüm. gerçekten üzüldüm kelimelerine baktım hakikaten üzüldüm sen mutsuzsun.
0
@dogushowbiz dediklerin gerçekten çok doru şeyler, ve galiba eksik olan şey erdem değilde cesaret galiba ha ? cesaretimiz olmadığı için mi hayatın anlamını bulmaktan uzaktayız ?
0
@ermanen belki de en doğru cevap budur, ama sormak istediğim biraz da şu, cevap yazanlarda aradığım şey; bundan eminsen onu yapıyor olman lazım değil mi ?
ermanen yaşıyor musun ?
ermanen yaşıyor musun ?
0
@neoyazin evet dediklerimle paralel bir şekilde yaşamam için daha cesaretli olmam gerekiyor kesinlikle. ama erdemli olmak gibi bir amacın yoksa cesaretli olsan da söylediklerim anlamsız gelir. kısacası ikisi de lazım.
0
''@neoyazin
başkalarını mutlu eden ve bundan mutlu olan birisi, kendisi gibi birisini bulunca mı hayatın anlamını bulmuş olmaz. hayat arkadaşını / ruh eşini bulmuş olur..
hayatın anlamı kendini mutlu etmek demiştim -- kendini mutlu etmenin pek çok yolu var bro ; baskalarını mutlu ederek mutlu olmak , yada uyusturucu kullanarak mutlu olmak , yada eline fırsatı geçerse '' dünyayı yok et butonuna '' basarak mutlu olmak.. hepsi kişiye has , öznel.
kişinin karakteri , deneyimleri , beyni - zihnibelirleyici fucktör..herkes kendi hayatını yaşıyor özünde bu sebeble kişiyi mutlu eden - doyuma ulaştıran - tatmin eden - ''hayatımın anlamı bu işte'' dedirten durumlar / olasılıklar farklı farklı.
başkalarını mutlu eden ve bundan mutlu olan birisi, kendisi gibi birisini bulunca mı hayatın anlamını bulmuş olmaz. hayat arkadaşını / ruh eşini bulmuş olur..
hayatın anlamı kendini mutlu etmek demiştim -- kendini mutlu etmenin pek çok yolu var bro ; baskalarını mutlu ederek mutlu olmak , yada uyusturucu kullanarak mutlu olmak , yada eline fırsatı geçerse '' dünyayı yok et butonuna '' basarak mutlu olmak.. hepsi kişiye has , öznel.
kişinin karakteri , deneyimleri , beyni - zihnibelirleyici fucktör..herkes kendi hayatını yaşıyor özünde bu sebeble kişiyi mutlu eden - doyuma ulaştıran - tatmin eden - ''hayatımın anlamı bu işte'' dedirten durumlar / olasılıklar farklı farklı.
0
@mortac anladım, kişiye göre değişir. çok kişi vardır çok değişir o zaman. çok mantıklı.
0
@dogushowbiz mortac 'ın dediğine dayanırsak, farklı hayatların farklı anlamları olur. o zaman senin ki erdemle cesaretin oralarda geziniyor diyebiliriz.
0
cevaplarınız için sağolun lan.
hakkaten sağolun. size şarkı hediye etmekten başka bir şey gelmiyor elimden
www.youtube.com
ama bir gün bira ısmarlarım size.
sağolun.
hakkaten sağolun. size şarkı hediye etmekten başka bir şey gelmiyor elimden
www.youtube.com
ama bir gün bira ısmarlarım size.
sağolun.
0
@ince elemece sık dokumaca okudum hepsini hatta biyografini bile okudum ne güzel demişsin, çok güzel demişsin. ama sonsuz olana ulaşma çabası sonlu insanlar için bir sonsuz kısır döngü meydana getirir. sonsuz olana ulaşıp sonumu beklerim diyen hiç görmedim.
ama diğer yazdıklarını da okuyorum şimdi ne kadar güzel düşünen insan diye sevindim sebepsiz yere ama hayatın anlamı kelimelerin arasında olamaz diye düşünmeden de edemiyorum.
ama diğer yazdıklarını da okuyorum şimdi ne kadar güzel düşünen insan diye sevindim sebepsiz yere ama hayatın anlamı kelimelerin arasında olamaz diye düşünmeden de edemiyorum.
0
@neoyazin öncelikle güzel görüşlerin için teşekkürler. sozsuza ulaşan sonunu beklemez yahu, çünkü o kişi artık son kavramını aşmıştır. sanatıyla var olan sanatçı gibi.
hayatın anlamı kelimelerin arasında olamaz elbette; ama kelimeler insanı tetikler. bu mecrada yaniyim ve kalıcı olabilme ümidindeyim. her zaman beklerim =)
hayatın anlamı kelimelerin arasında olamaz elbette; ama kelimeler insanı tetikler. bu mecrada yaniyim ve kalıcı olabilme ümidindeyim. her zaman beklerim =)
0
@ince elemece sık dokumaca yanılmaktasın sanatçı son kavramını aşmaz aşsa sonsuz olamaz. örnek : picaso bir adet resim yapıp tamam bu güzel oldu sonsuzluğa ulaştı bi daha bir şey yapmayım gidip çerkesköyde ev alayım demez. sanatçı aslında tam örnek teşkil etmeyebilir, sanatçı rahatsızdır, sanatçı duramaz uykusunda bile yazar, çizer boyar hayatın anlamını bir sanatçıda aramak zordur, onlar sadece göstermeyi becermişlerdir bir şeyler açıklamazlar. sanatıyla var olan sanatçı örneği tam açıklamaz gibi geliyor bizim konuyu.
kelimeler insanı tetikler belki ama tetiklenecek bir şeyse insan, hiç olmasın daha iyi.
kelimeler insanı tetikler belki ama tetiklenecek bir şeyse insan, hiç olmasın daha iyi.
0
her kişiye göre değişik cevabı olan bir soru bu.
bence kişide baskın olan ne ise hayatın anlamı da onun için odur. belki de eksikliğini duyduğu şey.
kendi adıma, bana göre hayatın anlamı; yedi milyarlık dünya nüfusu içinde, seni (en az) senin (onu) sevdiğin kadar seven/sevecek birini bulmak ve hayatı onunla yaşamaktır. herkesin yarım olduğunu ve diğer yarısını bulduğu zaman her şeyinin tamamlanacağına inanıyorum.
ve insanın hayatında, iş durumu, aile durumu, arkadaşlarıyla durumu ne kadar iyi olursa olsun; ikili ilişkisi/evliliği (misal o an için) kötü ise diğer şeyleri ne kadar iyi olursa olsun hepsini mutlaka dolaylı ya da dolaysız olarak etkiliyor, insanın tadı tuzu kaçıyor. her şey kül rengine dönüşüyor, alınan zevkler yüzeysel kalıyor. hangi şeyden ne kadar zevk alırsan al ne kadar mutlu olursan ol; hep bir şeyler eksik oluyor.
ama karşında sana olan sevgisine, saygısına, dürüstlüğüne, aşkına ve hayatı seninle paylaşma arzusuna güvendiğin, inandığın biri varsa; diğer hangi konuda sorunların olursa olsun, acayip bir cesaret, direnme ve mücadele etme gücü geliyor.
belki benim hayata bu anlamı yüklememin sebebi, bahsettiğim şekilde bir ilişki yaşamamış/bulamamış olmanın bilinçaltımdaki etkisinin bilinçüstüne yansımasıdır kimbilir?
belki yukarıdaki cevaplarda verilenler de o kişilerin hayatlarında yaşayamadıkları, eksik olan şeyler..
yine de, o sayılanların hepsi yüzde yüz gerçekleştirilse bile; kalplerine koyacakları, aşık oldukları biri olmamasının eksikliğinin hep hissedileceğine inanıyorum. hep bir şeyler yarım olacak o anlamlarda..
karışık olmamıştır umarım..
bence kişide baskın olan ne ise hayatın anlamı da onun için odur. belki de eksikliğini duyduğu şey.
kendi adıma, bana göre hayatın anlamı; yedi milyarlık dünya nüfusu içinde, seni (en az) senin (onu) sevdiğin kadar seven/sevecek birini bulmak ve hayatı onunla yaşamaktır. herkesin yarım olduğunu ve diğer yarısını bulduğu zaman her şeyinin tamamlanacağına inanıyorum.
ve insanın hayatında, iş durumu, aile durumu, arkadaşlarıyla durumu ne kadar iyi olursa olsun; ikili ilişkisi/evliliği (misal o an için) kötü ise diğer şeyleri ne kadar iyi olursa olsun hepsini mutlaka dolaylı ya da dolaysız olarak etkiliyor, insanın tadı tuzu kaçıyor. her şey kül rengine dönüşüyor, alınan zevkler yüzeysel kalıyor. hangi şeyden ne kadar zevk alırsan al ne kadar mutlu olursan ol; hep bir şeyler eksik oluyor.
ama karşında sana olan sevgisine, saygısına, dürüstlüğüne, aşkına ve hayatı seninle paylaşma arzusuna güvendiğin, inandığın biri varsa; diğer hangi konuda sorunların olursa olsun, acayip bir cesaret, direnme ve mücadele etme gücü geliyor.
belki benim hayata bu anlamı yüklememin sebebi, bahsettiğim şekilde bir ilişki yaşamamış/bulamamış olmanın bilinçaltımdaki etkisinin bilinçüstüne yansımasıdır kimbilir?
belki yukarıdaki cevaplarda verilenler de o kişilerin hayatlarında yaşayamadıkları, eksik olan şeyler..
yine de, o sayılanların hepsi yüzde yüz gerçekleştirilse bile; kalplerine koyacakları, aşık oldukları biri olmamasının eksikliğinin hep hissedileceğine inanıyorum. hep bir şeyler yarım olacak o anlamlarda..
karışık olmamıştır umarım..
0
click here to see her naked
"wraps" kelimesi spa, masaj, terapi gibi alanlarda ne anlamda kullanılıyor?ekleme: sanırım "body wrap" anlamında. o zaman ne olduğunu da kestiremedim...buldum vücut maskesiymiş. teşekkürler.
"wraps" kelimesi spa, masaj, terapi gibi alanlarda ne anlamda kullanılıyor?
ekleme: sanırım "body wrap" anlamında. o zaman ne olduğunu da kestiremedim...
buldum vücut maskesiymiş. teşekkürler.
ekleme: sanırım "body wrap" anlamında. o zaman ne olduğunu da kestiremedim...
buldum vücut maskesiymiş. teşekkürler.
0
yok şöyle bir şeymiş www.memorialmedikalestetik.com
ama türkçe'de terimsel bir kullanımı var mıdır onu merak ediyorum. mesela çok atıyorum "vücut boyama" gibi.
ama türkçe'de terimsel bir kullanımı var mıdır onu merak ediyorum. mesela çok atıyorum "vücut boyama" gibi.
0
wrap diye düşünürsek sarmak, sarmalamak, örtmek anlamında maske vb. şeylerin uygulanmasında kullanılıyor olabilir.
0
"vücudu bir şeyle sarma" anlamında.
fırsat sitelerinden aldığım bir güzellik salonu fırsatı vardı. adı body wrap olarak geçiyordu. iç çamaşırlara kadar soyunuyorsunuz. dizlerden göğüs altına kadar vücudunuza çamur maskesi sürülüyor. ve sıcak suda bekleyen uzun sargı bezleri sıkılıp o çamur maskesinin üstüne sarılıyor, mumya gibi. x süre beklenip çıkarılıyor falan..
fırsat sitelerinden aldığım bir güzellik salonu fırsatı vardı. adı body wrap olarak geçiyordu. iç çamaşırlara kadar soyunuyorsunuz. dizlerden göğüs altına kadar vücudunuza çamur maskesi sürülüyor. ve sıcak suda bekleyen uzun sargı bezleri sıkılıp o çamur maskesinin üstüne sarılıyor, mumya gibi. x süre beklenip çıkarılıyor falan..
0
morte
dogru mudur pampalar
dogru mudur pampalar
0
kız yada erkek kimse için üzülmeye değmez. ancak kendin için üzülmelisin. hayatta ki önceliğin daima kendin olsun. ilk benim mutluluğum benim rahatım benim huzurum diye düşün.. sonra cevrende ki insanları hayatında bir yerlere koy
0
morte
evlendikten sonra falan ne oluyor?
evlendikten sonra falan ne oluyor?
0
Hayır bitiyor. Aşk yerini sevgiye bırakır. Bu çok daha kalıcı bir şey ayrıca.
0
Evlenen kisilerle alakali bu durum ama bitmemeli aksine surekli artarak devam etmeli.
0
(bkz: alper hasanoğlu): aşkın bitmesi değil, sevgiye dönüştürülemeyişidir sorun. 15 yıl deli gibi heyecan duyuyorum diyen? var mı öyle insanlar? ben hiç rastlamadım. bence sevgiye dönüştürdükleri aşklarını anlatıyorlar. aşk çok heyecanlı bir şey. insan organizmasının buna sürekli dayanması mümkün değil. istatistiki verilere bakıldığında bir buçuk-iki yıl sürer aşk. evlilik ise yıllarca sürebiliyor. artık herkes çok hızlı zaping uyapıyor, hemen öbür kanala geçiyor. zapping yapmayı bırakmak lazım.
etkilenmekicinkotuarkadasariyorum: aşık olunca kalbimiz küt küt atar ya, fazla çalışır. işte insan kalbi fizyolojik olarak bu kadar enerjiyi kaldıramıyor. ya aşkı öldürmesi lazım ya da vücut kendisini ödürmesi lazım. insan kalbi de kendini kurtarmak için aşkı öldürüyor. (bkz: savunma) (bkz: homeostasi)
etkilenmekicinkotuarkadasariyorum: aşık olunca kalbimiz küt küt atar ya, fazla çalışır. işte insan kalbi fizyolojik olarak bu kadar enerjiyi kaldıramıyor. ya aşkı öldürmesi lazım ya da vücut kendisini ödürmesi lazım. insan kalbi de kendini kurtarmak için aşkı öldürüyor. (bkz: savunma) (bkz: homeostasi)
0
bence aşk biter.ama sevgi 2 tarafın tutum,davranışlarına bağlı olarak sürer.zaten bir süre sonra alışkanlık oluşur.e o zaman da kopmak zorlaşıyor.(gözlem)
0
ruhibirbanyo
az önce bir duyurum bu yüzden silindi. oysa ben kimseye küfretmiyordum, hakaret yoktu, kendime yönelttiğim bir küfür içeren bir deyim vardı. sözlükte geçerli olmayan bu kural, burada niçin var?
az önce bir duyurum bu yüzden silindi. oysa ben kimseye küfretmiyordum, hakaret yoktu, kendime yönelttiğim bir küfür içeren bir deyim vardı. sözlükte geçerli olmayan bu kural, burada niçin var?
0
bahsettiğin duyuruyu görmedim. ama ben şahsen küfürlü duyuruları ya da yazılan cevapları okumak istemiyorum. küfür ortamı basitleştiriyor, değerini düşürüyor. bana göre. bana bir şey vermiyor, hatta itici geliyor.
kullanmam da edilen ortamlardan da uzak dururum.
ama illa da burada küfür kullanılacaksa, en azından duyuruların küfür içerdiğini belirten bir ikon vs olursa, benim gibi küfür görmek okumak istemeyenler hiç açmadan direk geçer o duyuruları.
kullanmam da edilen ortamlardan da uzak dururum.
ama illa da burada küfür kullanılacaksa, en azından duyuruların küfür içerdiğini belirten bir ikon vs olursa, benim gibi küfür görmek okumak istemeyenler hiç açmadan direk geçer o duyuruları.
0
o halde hepimizin yanındaki "es" ikonlarını kaldıralım. eğer sözlüğe yapılmış bir referans varsa, kural bağlamında da olmalı.
holy diver'ın söylediği şey mantıklı aslında.
"amıma koyuldu sabah sabah" yazmıştım. birine yöneltilmiş hakaret değildi. "moralim bozuldu, darmadağın oldum" demek yerine, sokak ağzıyla yazdım. ne de olsa vurguyu kuvvetlendirmek adına, her cümlenin sonuna .munakoyum yazan bir milletin evlatlarıyız.
neyse, gördük ki buranın moderatörleri, rtük zihniyeti taşıyormuş, bi daha yazmayız.
holy diver'ın söylediği şey mantıklı aslında.
"amıma koyuldu sabah sabah" yazmıştım. birine yöneltilmiş hakaret değildi. "moralim bozuldu, darmadağın oldum" demek yerine, sokak ağzıyla yazdım. ne de olsa vurguyu kuvvetlendirmek adına, her cümlenin sonuna .munakoyum yazan bir milletin evlatlarıyız.
neyse, gördük ki buranın moderatörleri, rtük zihniyeti taşıyormuş, bi daha yazmayız.
0
"es" ikonlarının kaldırılma mantığını anlamadım?
ben sözlükte de yazarım. on yıldır. ve bugüne kadar yazdığım hiç bir entry'de (5 bin küsür) sözlüğün izin verdiği çerçevede bir kere bile küfür kullanmadım bugüne kadar.
eee???
sözlüğü, küfür edilebilecek ortamı sağlayan bir yer olarak görmek çok acayip geliyor bana.
ben sözlükte de yazarım. on yıldır. ve bugüne kadar yazdığım hiç bir entry'de (5 bin küsür) sözlüğün izin verdiği çerçevede bir kere bile küfür kullanmadım bugüne kadar.
eee???
sözlüğü, küfür edilebilecek ortamı sağlayan bir yer olarak görmek çok acayip geliyor bana.
0
saçma olmuş. benim açtığım duyuruların yarısını da silmeleri lazım o halde. dediğin gibi sözlük ile bir paralellik olmak zorunda bence de üslup konusunda.
0
@holy diver
eğer burası sözlük değil, aynı kurallar işlemez mantığı varsa, ekşi sözlük yazarı olduğumuzu vurgulayan o ikonlar kaldırılsın diyorum. ama senin söylediğin şu "rahatsız edici içerik" belirten bir gösterge olayı mantıklı.
eğer sözlükte küfür edebiliyorsam, sözlük yazarlığımla geldiğim bu platformda neden bir anda değişiyor kurallar, argo sözcük kullanmak bile yasaklanıyor, anlamış değilim.
eğer burası sözlük değil, aynı kurallar işlemez mantığı varsa, ekşi sözlük yazarı olduğumuzu vurgulayan o ikonlar kaldırılsın diyorum. ama senin söylediğin şu "rahatsız edici içerik" belirten bir gösterge olayı mantıklı.
eğer sözlükte küfür edebiliyorsam, sözlük yazarlığımla geldiğim bu platformda neden bir anda değişiyor kurallar, argo sözcük kullanmak bile yasaklanıyor, anlamış değilim.
0
bir de bir şeyi anlamıyorum;
küfürü bu kadar seven ve meşrulaştırmaya çalışan zihniyetler, acaba nasıl ki kendileri küfürü seviyor ve kendilerince meşru görmeye ve görmeyeni de enteresan şekilde yamuk yapıyormuş gibi gösterme çabalarının yanında, başka birilerinin de küfürü sevmeme, kullanmama, görmek istememe hakkı olabileceğini neden düşünmüyor ve x hakkını kendinde görürken başkalarının da y hakkı olduğunu görmezden gelir ki?
rtük mantığı yakıştırması o yüzden çok enteresanmış. "ben küfür ediyorum ve zevk alıyorum bundan, (hatta küfür bile değil onlar) ve okuyan herkes görsün lan!"
işte rtük mantığıyla bakmak yerine; benim de önerdiğim tür (belki daha iyileri çıkacaktır) çözümler düşünerek çözümün bir parçası olmak daha mı kötü veya zararlı..
neyse. ben bu tür fikir karşılaştırmalarında yalnız kalacağımı ve hiç bir yere gidilemeyeceğini çok iyi biliyorum, o yüzden bu konuda yazmaya son veriyorum;)
selamlar,
küfürü bu kadar seven ve meşrulaştırmaya çalışan zihniyetler, acaba nasıl ki kendileri küfürü seviyor ve kendilerince meşru görmeye ve görmeyeni de enteresan şekilde yamuk yapıyormuş gibi gösterme çabalarının yanında, başka birilerinin de küfürü sevmeme, kullanmama, görmek istememe hakkı olabileceğini neden düşünmüyor ve x hakkını kendinde görürken başkalarının da y hakkı olduğunu görmezden gelir ki?
rtük mantığı yakıştırması o yüzden çok enteresanmış. "ben küfür ediyorum ve zevk alıyorum bundan, (hatta küfür bile değil onlar) ve okuyan herkes görsün lan!"
işte rtük mantığıyla bakmak yerine; benim de önerdiğim tür (belki daha iyileri çıkacaktır) çözümler düşünerek çözümün bir parçası olmak daha mı kötü veya zararlı..
neyse. ben bu tür fikir karşılaştırmalarında yalnız kalacağımı ve hiç bir yere gidilemeyeceğini çok iyi biliyorum, o yüzden bu konuda yazmaya son veriyorum;)
selamlar,
0
@holy diver
dostum, bu ben küfrü seviyorum herkes de sevsin mantığı değil. sadece internet gibi kamuya açık bir platformda, kimseye hakaret amacı taşımayan bir sözcüğün neden yasak olduğunu tartışıyoruz. sokakta küfürlü konuşan bir insanı terbiyesiz bulabilirsin, beni de bul. ama adamın konuşma hakkını elinden alamıyorsun değil mi? keza sözlük için de aynı kural geçerli. fakat buraya geldiğimizde bir anda işin rengi değişiyor. tartıştığımız küfür etmenin ahlaki yönü yönü değil, sözlük-duyuru ilişkisindeki kural uyumsuzluğu aslında.
dostum, bu ben küfrü seviyorum herkes de sevsin mantığı değil. sadece internet gibi kamuya açık bir platformda, kimseye hakaret amacı taşımayan bir sözcüğün neden yasak olduğunu tartışıyoruz. sokakta küfürlü konuşan bir insanı terbiyesiz bulabilirsin, beni de bul. ama adamın konuşma hakkını elinden alamıyorsun değil mi? keza sözlük için de aynı kural geçerli. fakat buraya geldiğimizde bir anda işin rengi değişiyor. tartıştığımız küfür etmenin ahlaki yönü yönü değil, sözlük-duyuru ilişkisindeki kural uyumsuzluğu aslında.
0
@ruhibirbanyo,
son yazdığın şeyde, farklı bir nokta için cevap vereyim;
misal bakış açılarının farklılığına bak;
sen yazar olarak buraya gelmeyi, burada da rahat küfür edebilme hakkı olması açısından görüyorsun.
ben ise, burada yazar olarak görünmeyi o kişiyle ilgili "güven" göstergesi olarak görüyorum. yarın bir gün bir olay olduğunda (bir şey alma, satma, verme, herhangi bir ticari ya da özel alışveriş) o kişinin sözlük yazarı olmasıyla internet yazarı olması arasında benim için fark olacak. sözlük yazarı diğerine göre daha güvenilir gelir 1-0 önde gelir. insiyatifimi daima sözlük yazarları tarafında kullanırım.
yani işte böyle farklı farklı "olaylar olaylar";)
son yazdığın şeyde, farklı bir nokta için cevap vereyim;
misal bakış açılarının farklılığına bak;
sen yazar olarak buraya gelmeyi, burada da rahat küfür edebilme hakkı olması açısından görüyorsun.
ben ise, burada yazar olarak görünmeyi o kişiyle ilgili "güven" göstergesi olarak görüyorum. yarın bir gün bir olay olduğunda (bir şey alma, satma, verme, herhangi bir ticari ya da özel alışveriş) o kişinin sözlük yazarı olmasıyla internet yazarı olması arasında benim için fark olacak. sözlük yazarı diğerine göre daha güvenilir gelir 1-0 önde gelir. insiyatifimi daima sözlük yazarları tarafında kullanırım.
yani işte böyle farklı farklı "olaylar olaylar";)
0
@holy diver,
ben de senin yazdığın saçma entryyi görmek istemiyorum ama görüyorum mesela.
irade diye bir şey var.
ben de senin yazdığın saçma entryyi görmek istemiyorum ama görüyorum mesela.
irade diye bir şey var.
0
@holy diver
bu söylediğin şey konunun çok dışında. fakat bu siteye ekşi sözlük üzerinden giriş yapabiliyorum. üye bile olmadım, yazar olunca tanımlandı buradaki kullanıcı hesabım. kısaca burası ekşi sözlüğün bir altkolu diyebilir miyiz? sonuna kadar deriz, adı bile bunu ortaya koyuyor zaten.
durum böyleyken, özellikle yazım üslubu ile ilgili genel kuralların bir anda değişmesi hangi gerekçeyle açıklanabilir? kimse gelip de burada küfür çok iyidir demiyor. ama gg dışında bir nedenle, sırf argo sözcük var diye bir içeriğin silinmesi sözlüğün ruhuna aykırı.
her neyse, uzaması anlamsız bir tartışmaydı, herhangi bir moderatörden de açıklayıcı bir cevap alamadık...
bu söylediğin şey konunun çok dışında. fakat bu siteye ekşi sözlük üzerinden giriş yapabiliyorum. üye bile olmadım, yazar olunca tanımlandı buradaki kullanıcı hesabım. kısaca burası ekşi sözlüğün bir altkolu diyebilir miyiz? sonuna kadar deriz, adı bile bunu ortaya koyuyor zaten.
durum böyleyken, özellikle yazım üslubu ile ilgili genel kuralların bir anda değişmesi hangi gerekçeyle açıklanabilir? kimse gelip de burada küfür çok iyidir demiyor. ama gg dışında bir nedenle, sırf argo sözcük var diye bir içeriğin silinmesi sözlüğün ruhuna aykırı.
her neyse, uzaması anlamsız bir tartışmaydı, herhangi bir moderatörden de açıklayıcı bir cevap alamadık...
0
@agazade,
keşke kapasiteni ve terbiyesizliğini ortaya koymadan önce okuduklarını bir anlasaydın.
okuma yazma bilmiyorsan bile nick'imi ezberle ve yazdıklarımı okuma?
****
@ruhibirbanyo,
duyuru'ya sözlükten geliyorsun ama duyuru sözlüğe resmi olarak ait bir alt bölüm değil. duyuru compumaster'ın benim bildiğim. aynı şekilde limon ve sub-etha'daki diğer şeyler de (hangisi kime ait çok net bilmiyorum o yüzden tek tek sayamayacağım)
buranın sahibi compumaster ve ek olarak filancalar ise, buranın kurallarını da onlar belirler. bu kadar basit.
ekşi'den gelenlerin direk girebiliyor olmasını, olsa olsa compumaster'ın ekşi'ye olan sevgisi ve yazarlarını şık bir şekilde kucaklama olarak adlandırıyorum ben.
aslında bu konuda en net cevabı compumaster (veya moderatörler?) verebilir herhalde.
keşke kapasiteni ve terbiyesizliğini ortaya koymadan önce okuduklarını bir anlasaydın.
okuma yazma bilmiyorsan bile nick'imi ezberle ve yazdıklarımı okuma?
****
@ruhibirbanyo,
duyuru'ya sözlükten geliyorsun ama duyuru sözlüğe resmi olarak ait bir alt bölüm değil. duyuru compumaster'ın benim bildiğim. aynı şekilde limon ve sub-etha'daki diğer şeyler de (hangisi kime ait çok net bilmiyorum o yüzden tek tek sayamayacağım)
buranın sahibi compumaster ve ek olarak filancalar ise, buranın kurallarını da onlar belirler. bu kadar basit.
ekşi'den gelenlerin direk girebiliyor olmasını, olsa olsa compumaster'ın ekşi'ye olan sevgisi ve yazarlarını şık bir şekilde kucaklama olarak adlandırıyorum ben.
aslında bu konuda en net cevabı compumaster (veya moderatörler?) verebilir herhalde.
0
buraya ekşi'den doğrudan gelmemi de, compumaster'ın "sözlük yazarlarını şuraya çekeyim de ilgi artsın, kalite artsın" şeklindeki düşüncesi olarak görüyorum o halde ben. sözlükte yazdıklarına da baktım, hayatta asla ortak bir payda da buşamayacak iki insan olduğumuzu gördüm :)
yine de sonuna kadar arkasındayım düşüncemin; küfür iyi bir şey olmayabilir, fakat duyuru ve sözlük üzerinde kural çelişkisi olmamalı, konu ne olursa olsun.
yine de sonuna kadar arkasındayım düşüncemin; küfür iyi bir şey olmayabilir, fakat duyuru ve sözlük üzerinde kural çelişkisi olmamalı, konu ne olursa olsun.
0
@ruhibirbanyo,
sub-etha'daki bölümler, tamamen sözlük yazarlarının,zaman içinde yazarlar tarafından belirtilen konular, ihtiyaçlar, istekler doğrultusunda ortaya çıkarıldı.
limon'dan önce (ve sadece) summitz zirve aparatı vardı mesela. daha sonra yeni bölümler eklendi. dediğim gibi her birini bir başka yazar yaptı. gerek kendi fikri olarak gerek işte ortak bir ihtiyaç olduğu düşünülerek. konular ssg'ye açılıp hemfikir olunca da sub-etha bölümünde yer almaya başladılar.
yani sözlükçülerin yine sözlükçülere faydası olacağını, keyifli olacağını düşünerek yapılmış şeyler.
ama hiç birinin yetkilisi ssg veya sözlük modları değil. ki zaten her birinin ana sayfasında kimlerin neler yaptıkları görünmesi lazım hala.
*****
compumaster veya sub-etha'daki diğer bölümleri yapan hiç bir yazarın amacının o dediğin şey olduğuna inanmıyorum. yine compumaster'ın entry yedekleri alma programı vardı mesela. (hala var mı bilmiyorum)
hiç bir ortak paydada buluşamayacak olmamız, insan gibi fikirlerimizi paylaşmamıza engel değildir umarım?;)
ben kimseye ısrar etmem merak etme;) bana çok saçma geliyor çünkü. düşünceleri doğru ve düzgün şekilde paylaşmaktır önemli olan. karşındaki senin ne dediğini anlıyorsa bu yeterlidir benim için. çünkü anlamak her zaman herkes için kabul etmek anlamına gelmez. isteyen kabul eder, isteyen etmez. ama karşı tarafın seni senin anlatmak istediğin gibi anlamış olması önemli.
şu nokta da bahsettiğim şeylerin gayet net şekilde anlaşıldığına inanıyorum. yani bunları kabul etmen gerekmiyor, raad ol;)
zaten söyleyeceğim bir şey de kalmadı gibi. patlamış mısırı alıp yan tarafa geçiyorum..
sub-etha'daki bölümler, tamamen sözlük yazarlarının,zaman içinde yazarlar tarafından belirtilen konular, ihtiyaçlar, istekler doğrultusunda ortaya çıkarıldı.
limon'dan önce (ve sadece) summitz zirve aparatı vardı mesela. daha sonra yeni bölümler eklendi. dediğim gibi her birini bir başka yazar yaptı. gerek kendi fikri olarak gerek işte ortak bir ihtiyaç olduğu düşünülerek. konular ssg'ye açılıp hemfikir olunca da sub-etha bölümünde yer almaya başladılar.
yani sözlükçülerin yine sözlükçülere faydası olacağını, keyifli olacağını düşünerek yapılmış şeyler.
ama hiç birinin yetkilisi ssg veya sözlük modları değil. ki zaten her birinin ana sayfasında kimlerin neler yaptıkları görünmesi lazım hala.
*****
compumaster veya sub-etha'daki diğer bölümleri yapan hiç bir yazarın amacının o dediğin şey olduğuna inanmıyorum. yine compumaster'ın entry yedekleri alma programı vardı mesela. (hala var mı bilmiyorum)
hiç bir ortak paydada buluşamayacak olmamız, insan gibi fikirlerimizi paylaşmamıza engel değildir umarım?;)
ben kimseye ısrar etmem merak etme;) bana çok saçma geliyor çünkü. düşünceleri doğru ve düzgün şekilde paylaşmaktır önemli olan. karşındaki senin ne dediğini anlıyorsa bu yeterlidir benim için. çünkü anlamak her zaman herkes için kabul etmek anlamına gelmez. isteyen kabul eder, isteyen etmez. ama karşı tarafın seni senin anlatmak istediğin gibi anlamış olması önemli.
şu nokta da bahsettiğim şeylerin gayet net şekilde anlaşıldığına inanıyorum. yani bunları kabul etmen gerekmiyor, raad ol;)
zaten söyleyeceğim bir şey de kalmadı gibi. patlamış mısırı alıp yan tarafa geçiyorum..
0
şahika
merhaba,akşam saatlerinde teras katta yapılacak bir düğün var. benim elbisem de siyah ince askılı sırtı da beline kadar açık bir elbise. klasik sayılabilecek bir model ama kumaşıyla, duruşuyla gayet şık ve gösterişli bir elbise. soruma gelecek olursam malum havalar serinledi hele güneş battıktan son
merhaba,
akşam saatlerinde teras katta yapılacak bir düğün var. benim elbisem de siyah ince askılı sırtı da beline kadar açık bir elbise. klasik sayılabilecek bir model ama kumaşıyla, duruşuyla gayet şık ve gösterişli bir elbise. soruma gelecek olursam malum havalar serinledi hele güneş battıktan sonra evde bile üşüyorum neredeyse. bu elbisenin üstüne ne alabilirim. şal var ama yetmez gibi geldi. ceket de elbiseyi kapatacak. sizin öneriniz nedir?
akşam saatlerinde teras katta yapılacak bir düğün var. benim elbisem de siyah ince askılı sırtı da beline kadar açık bir elbise. klasik sayılabilecek bir model ama kumaşıyla, duruşuyla gayet şık ve gösterişli bir elbise. soruma gelecek olursam malum havalar serinledi hele güneş battıktan sonra evde bile üşüyorum neredeyse. bu elbisenin üstüne ne alabilirim. şal var ama yetmez gibi geldi. ceket de elbiseyi kapatacak. sizin öneriniz nedir?
0
valla kadın değilim, çok da anlamam ama bence kıyafete uygun bi ceket al yanına, elbiseyi kapatacak diyosun ama hemen giymezsin zaten. 1 saat sonra falan giydiğinde zaten herkes görmüş olur elbiseni :) havalar soğudu evet, bunu 10 gündür hasta olan ve yenice iyileşen biri olarak söylüyorum. herkes hapşırıyor bu ara. üşüme boşuna.
0
paşmina şallar kalın oluyor. onlardan var mı? arkadaşlarına söylesen getirmezler mi? onlarla idare edebilirsin gibi.
yine de yanına ceket de al istersen ama elin kolun dolu mu gideceksin düğüne?
yine de yanına ceket de al istersen ama elin kolun dolu mu gideceksin düğüne?
0
cikolataligofret
efendim, 5-6 yıldır uzattığım saçlarımı kestirme kararı verdim. nasıl kesim yaptırmalıyım, kime yaptırmalıyım hiç fikrim yok. 1-2 yıldır istanbulda yaşıyorum ama buralarda hiç berbere gitmedim. size sorum, istanbulda gittiğim kişi veya kurumda gerçekten bu işi bilen, bana uyacak alternatifleri söyle
efendim, 5-6 yıldır uzattığım saçlarımı kestirme kararı verdim. nasıl kesim yaptırmalıyım, kime yaptırmalıyım hiç fikrim yok. 1-2 yıldır istanbulda yaşıyorum ama buralarda hiç berbere gitmedim.
size sorum, istanbulda gittiğim kişi veya kurumda gerçekten bu işi bilen, bana uyacak alternatifleri söyleyebilecek yerler önerebilir misiniz?
çok acayip paralar istemedikleri sürece parası da önemli değil(acayipten kastım da ev kirası, araba taksiti parası falan).
size sorum, istanbulda gittiğim kişi veya kurumda gerçekten bu işi bilen, bana uyacak alternatifleri söyleyebilecek yerler önerebilir misiniz?
çok acayip paralar istemedikleri sürece parası da önemli değil(acayipten kastım da ev kirası, araba taksiti parası falan).
0
Bende uzun saçlıyım,benim gittiğim belli başlı bi yer var.Kesim için 55tl alıyorlar ama o saçı her türlü beğeniyorsun kesildiği andan itibaren uzasa da güzel uzuyor,isteğe göre bakım falan da yapıyor.Palladium'daki Bayram BAL (ben Palladium'daki şubesine gidiyorum) ...
www.bayrambal.com
www.bayrambal.com
0
valla berber işi hiç belli olmaz. bizim 5 liraya kesen dükkan var burada, daha önce gitmiştim yemin etmiştim gitmem bi daha diye, o kadar kötüydü ama parasızlıktan gitmek zorunda kaldım, farklı bi çocuğa traş oldum hayatımda ilk defa bi berber kafamdaki modeli yaptı, çok kesme dediğim yerleri çok kesmedi ayrıca güzel detaylarla düzgün bi hale getirdi ki benim saçım çok yoğun olduğundan çok zor şekil vermesi. seneler önce 25 liraya bi boka benzetemeyen berber de gördüm.
0
kestirme yazıktır. yıllarca emek vermişsin, kim bilir kaç kişi özeniyordur. uzun saç herkesin harcı değil, çoğu kişi istese de ya saçlar yeterli değil, ya da uzasa da kötü kaliteli olduğundan çirkin duruyor.
yok illa kestireceksen en azından aşama aşama yap. hepsini kestirip de bir boşluk hissettiğinde pişmanlığın faydası olmayacak. üçte birini kestir mesela. biraz öyle gez. baktın bir sıkıntı yok, sonra hislerine göre ya hepsini ya da yarısını kestirirsin. alıştıkça da en son istediğin kadar kısa kestirirsin.
yok illa kestireceksen en azından aşama aşama yap. hepsini kestirip de bir boşluk hissettiğinde pişmanlığın faydası olmayacak. üçte birini kestir mesela. biraz öyle gez. baktın bir sıkıntı yok, sonra hislerine göre ya hepsini ya da yarısını kestirirsin. alıştıkça da en son istediğin kadar kısa kestirirsin.
0
google da bulamadim
http://www.eksiduyuru.com/index.php?m=d&id=476275az önce personel müdürü aradi, geliyormusun diye sordu. yoo dedim gelmiyorum artik, calistigim güne kadar olan parami ödeyeceksin tazminat falan da istemiyorum dedim. yok o isler öyle degil dedi, ceza ödeyeceksin dedi. adammi sikiyon lan sen orospu ev
www.eksiduyuru.com
az önce personel müdürü aradi, geliyormusun diye sordu. yoo dedim gelmiyorum artik, calistigim güne kadar olan parami ödeyeceksin tazminat falan da istemiyorum dedim. yok o isler öyle degil dedi, ceza ödeyeceksin dedi. adammi sikiyon lan sen orospu evladi dedim. kanun kitap biz de biliyoruz dedim, ne cezasi yavsak dedim (yemin ediyorum aynen dedim bunlari)
sonra yumusadi bu, ya sen aslinda bi kac günlügüne rapor alsan sonra geri gelsen hem bak patron da senin gelmeni istiyor dedi. gelmiyorum arkadasim ya dedim, artik o is yerini görmek bile istemiyorum dedim. patronla sorunum yok onu ben bi ara arayacam zaten dedim kapattim.
simdi de patron aradi ben bu duyuruyu yazarken, telefonu acmadim bile.
öyle yazayim da size icimi dökeyim dedim. saolun destekleriniz icin.
az önce personel müdürü aradi, geliyormusun diye sordu. yoo dedim gelmiyorum artik, calistigim güne kadar olan parami ödeyeceksin tazminat falan da istemiyorum dedim. yok o isler öyle degil dedi, ceza ödeyeceksin dedi. adammi sikiyon lan sen orospu evladi dedim. kanun kitap biz de biliyoruz dedim, ne cezasi yavsak dedim (yemin ediyorum aynen dedim bunlari)
sonra yumusadi bu, ya sen aslinda bi kac günlügüne rapor alsan sonra geri gelsen hem bak patron da senin gelmeni istiyor dedi. gelmiyorum arkadasim ya dedim, artik o is yerini görmek bile istemiyorum dedim. patronla sorunum yok onu ben bi ara arayacam zaten dedim kapattim.
simdi de patron aradi ben bu duyuruyu yazarken, telefonu acmadim bile.
öyle yazayim da size icimi dökeyim dedim. saolun destekleriniz icin.
0
kardeş ilk duyuruyu okumadım da iyi yapmışsın her türlü. kodamanlar her şeyi hakediyor
0
bi çok insanın yapmak isteyipte yapamadığını yapmışsın,dün de bugünde.maddi durumunu bilmiyorum ama ufaktan iş arayışına başla derim.
0
iyi yapmışsın. yeter ulan harbiden. sonra da kafamıza sokuyorlar "ya bak sakin ol, geçer" falan. ulan it geçiyor da, geçince unutuyorsun, hissizleşiyorsun, robotlaşıyorsun. "olsun olsun büyütme bu kadar" diyen adamın ağzını yüzünü kırasım geliyor. hayatım lan bu benim. gs-fb maçı mı lan bu. bitane var elimde. onu da birileri götüne buzlu badem soksun diye heba mı edeyim. yemin ederim alırım kitabımı derme çatma evde okurum daha huzurlu yaşarım.
0
helal panpa. yalnız küfürler sıradan olmuş, daha etkili küfürler beklerdim senden.
0
dün aksam bi arkadas dedi ki, abi patron bütün elemanlari isten atar, senin maasina 1000 euro zam yapar seni tekrar geri alir.
la dedim, sen olayi yanlis anlamissin, parayi pulu sorun etsem zaten isten cikmazdim, olay oraya geri gitmek istemiyorum, bunu anla dedim.
la dedim, sen olayi yanlis anlamissin, parayi pulu sorun etsem zaten isten cikmazdim, olay oraya geri gitmek istemiyorum, bunu anla dedim.
0
dostum dünkü duyurunu şimdi okudum.
personel müdürü doğru demiş.
kafana göre işi bırakamazsın. işi bırakmadan önce (çalışma sürene göre) haber vermen gerekiyor. İş kanununda var bu madde. işverenin senin boşluğunda zarar etmemesi için yasal bir zorunluluk. aksi taktirde cezası var.
Kanun bunu söylüyor, iyi-kötü yapmışsın demiyorum.
personel müdürü doğru demiş.
kafana göre işi bırakamazsın. işi bırakmadan önce (çalışma sürene göre) haber vermen gerekiyor. İş kanununda var bu madde. işverenin senin boşluğunda zarar etmemesi için yasal bir zorunluluk. aksi taktirde cezası var.
Kanun bunu söylüyor, iyi-kötü yapmışsın demiyorum.
0
aferin. ama haklıyken haksız duruma düşmüşsün bence. tamam sinirlisin de o küfürler aleyhine kullanılabilir sonradan..
0
hacı dünkü helal olsunların gazıyla bugün güzel hikaye yazmışsın,
iş hukukuna göre çat diye işi bırakırsan tazminat ödemen gerekecek, senden tazminat alırlar mı almazlar mı bilmem ama habersiz iş bırakamazsın iş yeri zarara uğrarsa sen de sorumlusun bundan.
bence daha fazla gaza gelme, onu geçtim adama küfür etmişsin onun için bile tazminat ödersin mahkemeye verse..
fazla gaza gelme gerçi hikayenin bugünkü kısmına inanmadım da neyse.
iş hukukuna göre çat diye işi bırakırsan tazminat ödemen gerekecek, senden tazminat alırlar mı almazlar mı bilmem ama habersiz iş bırakamazsın iş yeri zarara uğrarsa sen de sorumlusun bundan.
bence daha fazla gaza gelme, onu geçtim adama küfür etmişsin onun için bile tazminat ödersin mahkemeye verse..
fazla gaza gelme gerçi hikayenin bugünkü kısmına inanmadım da neyse.
0
hayır dün çocukça kavgalardan sıkıldım filan diyordun bugün liseli gibi küfür etmişsin adama sende de var dengesizlik.
0
eğer patronla bir sorunun yoksa; bence patronu aradığında, o işe neden geri dönmek istemediğini güzel bir üslupla, açık ve net olarak anlat. belki sorun yaşadığın şeylerden haberi yok ve sen söyleyince çözmeyi teklif edecek?
0
livaneli-kadir ve orange coffee,
yasadigim ülkede öyle bir kanun yok, is kontratimda bile böyle bi sey yazmiyor. avukat bir abla var burda 3 dakika önce aradim onu, cikip gitmissin yapabilecekleri tek sey, senin calistigin güne kadar olan parani ödemek dedi.
patrona biraz ayip oldu o konuda haklisiniz evet. ama sagligimdan önemli degil.
yasadigim ülkede öyle bir kanun yok, is kontratimda bile böyle bi sey yazmiyor. avukat bir abla var burda 3 dakika önce aradim onu, cikip gitmissin yapabilecekleri tek sey, senin calistigin güne kadar olan parani ödemek dedi.
patrona biraz ayip oldu o konuda haklisiniz evet. ama sagligimdan önemli degil.
0
@google da bulamadim iş kanunun 17.maddesinde işveren veya işçi iş akdini feshetmeden önce çalışma süresine göre 2 hafta ile 8 hafta öncesinden ayrılacağını/işten çıkaracağını bildirmesi gerekir.
Aksi taktirde bu sürede kazanacağı maaşı ve bu süre içinde işverenin zararı halinde bu zararı da karşı tarafa ödemek zorundadır.
o avukat ablana da selamlar...
edit: www.youtube.com inanmayana ispatıdır...
Aksi taktirde bu sürede kazanacağı maaşı ve bu süre içinde işverenin zararı halinde bu zararı da karşı tarafa ödemek zorundadır.
o avukat ablana da selamlar...
edit: www.youtube.com
inanmayana ispatıdır...
0
livaneli-kadir avusturyada yasiyorum. avukat ablam da avusturyada.
0
arkadaşım desene avusturya'dan katılıyorum diye...
avusturya iş hukukuna hakim değilim :)
avusturya iş hukukuna hakim değilim :)
0
az önce patron aradi yine,
actim telefonu, kusura bakma seninle problemim yok, sadece calisanlardan dolayi isten cektim gittim dedim.
benim de seninle problemim yok .. dedi. ben sadece calistigim güne kadar olan parami almak istiyorum, tazminat hakkimi zaten kaybettigimi biliyorum dedim, beni iyi dinle .. senin olayini ben ögrendim, senin tazminatini da ödeyecegim, onu sorun etme, kendine iyi bak 10 gün dinlen yanima gel, parani elden al dedi.
actim telefonu, kusura bakma seninle problemim yok, sadece calisanlardan dolayi isten cektim gittim dedim.
benim de seninle problemim yok .. dedi. ben sadece calistigim güne kadar olan parami almak istiyorum, tazminat hakkimi zaten kaybettigimi biliyorum dedim, beni iyi dinle .. senin olayini ben ögrendim, senin tazminatini da ödeyecegim, onu sorun etme, kendine iyi bak 10 gün dinlen yanima gel, parani elden al dedi.
0
in vino veritas
"siparişiniz hala geçerli mi?""is your order still standing?" diye çevirebilir miyim? still valid diyecek oldum ama tam istediğim anlamı verip vermediğine emin olamadım. daha resmi nasıl söylerim? ya da bu kullanımlar doğru mudur?
"siparişiniz hala geçerli mi?"
"is your order still standing?" diye çevirebilir miyim? still valid diyecek oldum ama tam istediğim anlamı verip vermediğine emin olamadım. daha resmi nasıl söylerim? ya da bu kullanımlar doğru mudur?
"is your order still standing?" diye çevirebilir miyim? still valid diyecek oldum ama tam istediğim anlamı verip vermediğine emin olamadım. daha resmi nasıl söylerim? ya da bu kullanımlar doğru mudur?
0
bach birdir
kime sorsam sarımsak , kesinlikle çok etkili diyor. öyle midir?öyleyse nasıl uygulamalı? ezip suyunu pamukla mı sürmeli? zeytinyağında mı bekletmeli, herkes farklı birşey diyor.teşekkürler.
kime sorsam sarımsak , kesinlikle çok etkili diyor. öyle midir?
öyleyse nasıl uygulamalı? ezip suyunu pamukla mı sürmeli? zeytinyağında mı bekletmeli, herkes farklı birşey diyor.
teşekkürler.
öyleyse nasıl uygulamalı? ezip suyunu pamukla mı sürmeli? zeytinyağında mı bekletmeli, herkes farklı birşey diyor.
teşekkürler.
0
bir arkadaşım yapmıştı. önce iğne ile kafayı çizip kanatıyor sonra sarımsağı sürüyordu. ama kokusu berbat. uzun süre çıkmadığı gibi biraz terleyince etrafı sarımsak kokusu sarıyordu.
0
once dokulmenin sebeplerini ogrenmek lazim. genetik mi, b-bilmemkac vitamini mi eksik, demir mi eksik, bunlari bilmeli, sonra sarimsakla, hebelek otuyla haşır neşir olmalısın.
0
boşver sarımsağı-soğanı, alabiliyorsan, aylık 52 tl ye minoxil al. 4-5 ay sonra gelişme görmezsen bırakırsın.
ed: tabii ki erkek tipi saç dökülmesinden bahsediyorum
ed: tabii ki erkek tipi saç dökülmesinden bahsediyorum
0
sakalkıranda işe yaradığını bizzat gördüm. ama saç dökülmesine yardımcı olmaz diye düşünüyorum.
0
saçkıranda işe yaramamıştı.
benim bildiğim birden ortadan kesip elinle hafifçe sıkarak suyunu salması şeklinde sürülüyor.
benim bildiğim birden ortadan kesip elinle hafifçe sıkarak suyunu salması şeklinde sürülüyor.
0
yakın zamanda bir arkadaşım saç dökülmesinden doktora gitti, bilenler bilir dr. kolsuz agop'u. sana bir sürü akıl verenler olmuştur, sarımsak falan sürmedin umarım, demiş. sürmeyin.
0
"entele" diye bir bitki var (toz da olabilir bilemedim). aktarlarda satılıyor ama her yerde bulunmuyor. ve çok pahalı 10 gr'ı 25-30 tl idi en son.
eğer kıl kökleri ölmemiş ise; o kılların tekrar çıkmasını sağlıyormuş. hem de o kadar etkiliymiş ki, yaparken çok dikkat edilmesi, eldiven kullanılması ve başka yerlere bulaştırılmaması gerekiyormuş.
nereden biliyorum; kardeşim güzellik & estetisyenlik kursuna gitmişti. orada hocası anlatmış. belirli oranda su ile karıştırılıyormuş. saç veya kaş çıkması istenen yere sürülüp bir süre bekleniyor. haftada bir, birkaç kez uygulanıyormuş sanırım. zaten 2-3 uygulamadan sonra inanılmaz etkisi görülüyormuş.
bazı aktarlar satmıyordu, "göze kaçtığında kör edebiliyor çok tehlikeli" diyerek.
eğer kıl kökleri ölmemiş ise; o kılların tekrar çıkmasını sağlıyormuş. hem de o kadar etkiliymiş ki, yaparken çok dikkat edilmesi, eldiven kullanılması ve başka yerlere bulaştırılmaması gerekiyormuş.
nereden biliyorum; kardeşim güzellik & estetisyenlik kursuna gitmişti. orada hocası anlatmış. belirli oranda su ile karıştırılıyormuş. saç veya kaş çıkması istenen yere sürülüp bir süre bekleniyor. haftada bir, birkaç kez uygulanıyormuş sanırım. zaten 2-3 uygulamadan sonra inanılmaz etkisi görülüyormuş.
bazı aktarlar satmıyordu, "göze kaçtığında kör edebiliyor çok tehlikeli" diyerek.
0
innatedesire
Günlük hayatta giyildiğinde itici mi? Öyleyse en çok hangi türü? (dolgu/yüksek/hafif/ince/kalın vs..)Teşekkürler.
Günlük hayatta giyildiğinde itici mi?
Öyleyse en çok hangi türü? (dolgu/yüksek/hafif/ince/kalın vs..)
Teşekkürler.
Öyleyse en çok hangi türü? (dolgu/yüksek/hafif/ince/kalın vs..)
Teşekkürler.
0
valla starbucksa filan gelirken gece davete katılır gibi giden kızlara uyuz oluyorum bana çok itici gelıyor , belki de ben pek topuklu sevdalısı olmadıgım ıcındır, belkı de kıskanıyorum valla bilemedim simdi:))) . eger gece düzgün biryerlere giderken giyilıyorsa uygun bence. apartman topuk gun ıcınde gıyılmeye daha musaıt, uzun elbise altına filan.
0
günlük hayatta platform topugu inanılmaz itici buluyorum özellikle cafcaflı renkleri ve rugan olanlarını ki herkesin ayakkabılarına bakma gibi bi hastalıgım vardır en kötüsü onlar bence cook agır kacıyor günlük hayatta.
ama dolgu topuk gayet iyidir yinede liseliyseniz itici geldiği de dogrudur.
ama dolgu topuk gayet iyidir yinede liseliyseniz itici geldiği de dogrudur.
0
yoo, niye itici olsun? gayet de hos durur, rahat ve kaliteli olan bulundu mu. ucuz ve kalitesiz, rukus olmadigi surece tum zarif modeller degisik zevklere gore iyidir. yani hangi kiyafetle hangi topukluyu giyecegini bilirsen turu onemli degil bence.
0
dolgu topuk var, dolgu topuk var diğerleri için de öyle. yani ayakkabıya göre değişir, topukluyum diye bağırmicak. çok yüksek topuk olsada zarif olabilir, dolgu topuk bile.
0
çok yüksek platformlular bir de sivri burunlular çok itici..bence işe giderken de itici..düğün vs belllkiii..
0
ben çok beğeniyorum. hangisi olursa olsun ortamı güzelleştiriyor.. günlük hayatta da kişilerin kendine özendiğini görmek hoşuma gidiyor. bakımlı olmak çekici bir şey hem kadınlar hem erkekler için. üstelik kişilikle ilgili önemli ipuçları verir.
itici olan şey ayakkabıların dolgu veya platform olanları değil de, bazen aşırı platform ya da çok yüksek topuklu giyince; yamuk yumuk, çok rahatsız şekilde yürüşleri oluyor.
onun dışında ortamı güzelleştiriyor bence.. gülümseyerek bakıyorum, pozitifleştiriyor, içimi yumuşatıyor..
itici olan şey ayakkabıların dolgu veya platform olanları değil de, bazen aşırı platform ya da çok yüksek topuklu giyince; yamuk yumuk, çok rahatsız şekilde yürüşleri oluyor.
onun dışında ortamı güzelleştiriyor bence.. gülümseyerek bakıyorum, pozitifleştiriyor, içimi yumuşatıyor..
0
Bana kalırsa ince ve orta yükseklikte olanlar her zaman daha şık duruyor. Dolgu topuk ve platform itici olduğu kadar avam gösteriyor. Hasır topuk konusuna girmiyorum bile. İnce orta yükseklikte veya biraz daha yüksek olan topuklar favorimdir, hele bir de bunun bilekten bağlamalı burnu kapalı modelleri 10 numara.
Ekleme: mümkünse ucu hafif açık ayakkabı giymesin kızlar. Ordan çıkan 2 tane parmak fena halde çirkin. Ayağına güvenen ucu full açık olanı giysin.
Ekleme: mümkünse ucu hafif açık ayakkabı giymesin kızlar. Ordan çıkan 2 tane parmak fena halde çirkin. Ayağına güvenen ucu full açık olanı giysin.
0
of dream and drama
Soru başlıkta zaten. Pendik'ten her tarafa minibüs var buraya da var mıdır?
Soru başlıkta zaten. Pendik'ten her tarafa minibüs var buraya da var mıdır?
0
bi bitmedi anasını satayım akıllıların bilmediği konularda atıp tutması.
volvo'nun dünyada üretim yeri ve montaj yapılan fabrikaları aynen duruyor. adamlar volvo'nun şimdiye kadar sahip olduğu üretim prosedür ve zihniyetine hiç bir şekilde karışmıyor. "madem kendisi daha iyisini biliyormuş, niye kendisi yapmamış şimdiye kadar?" diye sorarlar adama...
ama anlatamıyorsun işte.. adam atıyor da atıyor..
o çok bilenlere not;
orhanlı'da volvo'nun türkiye yedek parça deposu var. "yedek parça".
*******
soruya cevap;
bir kaç kez parça almaya ben de gittim ama biz şirket aracıyla gittiğimiz için toplu taşıma aracıyla gidişi tarif edemeyeceğim... aydınlı köprüsü'nden yukarı çıkılıyordu sanırım. oralarda işleyen minibüs veya otobüsler mutlaka vardır. çünkü oraya giderken sabancı üniversitesi'nin önünden geçiyorduk. yani okula giden araçlar mutlaka vardır. bu, volvo tarafına giden araç da var demektir.
(bir volvo yetkili bayi çalışanı)
volvo'nun dünyada üretim yeri ve montaj yapılan fabrikaları aynen duruyor. adamlar volvo'nun şimdiye kadar sahip olduğu üretim prosedür ve zihniyetine hiç bir şekilde karışmıyor. "madem kendisi daha iyisini biliyormuş, niye kendisi yapmamış şimdiye kadar?" diye sorarlar adama...
ama anlatamıyorsun işte.. adam atıyor da atıyor..
o çok bilenlere not;
orhanlı'da volvo'nun türkiye yedek parça deposu var. "yedek parça".
*******
soruya cevap;
bir kaç kez parça almaya ben de gittim ama biz şirket aracıyla gittiğimiz için toplu taşıma aracıyla gidişi tarif edemeyeceğim... aydınlı köprüsü'nden yukarı çıkılıyordu sanırım. oralarda işleyen minibüs veya otobüsler mutlaka vardır. çünkü oraya giderken sabancı üniversitesi'nin önünden geçiyorduk. yani okula giden araçlar mutlaka vardır. bu, volvo tarafına giden araç da var demektir.
(bir volvo yetkili bayi çalışanı)
0
soljenitsin
suyu kaynaması için koydum..kaynadıktan sonra içine tuz ve makarna atacağım..peki ya sonra ?
suyu kaynaması için koydum..kaynadıktan sonra içine tuz ve makarna atacağım..peki ya sonra ?
0
Kaynamadan tuzu koy 6-8 kasik kadar sonra makarnayi at sonra o yumusayinca suzceksin sonra tekrar tencereye tereyagiyla biraz cevir afiyet olsun.
0
kaynar suyun içine 1 tatlı kaşığı tuz koy.
sonra makarnayı at.
10 dk sonra tadına bak. bir kaç kere bakarsın. zaten anlarsın olup olmadığını.
eğer süzdükten sonra hemen sosla ya da yağ ile karıştırmayacaksan, süzgeçin içinde bekleteceksen soğuk sudan geçir. yoksa hepsi birbirine yapışır.
kaynarken de arada karıştır.
kapağını kapatma.
yüksek ateşte kaynasın.
sonra makarnayı at.
10 dk sonra tadına bak. bir kaç kere bakarsın. zaten anlarsın olup olmadığını.
eğer süzdükten sonra hemen sosla ya da yağ ile karıştırmayacaksan, süzgeçin içinde bekleteceksen soğuk sudan geçir. yoksa hepsi birbirine yapışır.
kaynarken de arada karıştır.
kapağını kapatma.
yüksek ateşte kaynasın.
0
cilgin fantezilerin adami
bilmek ister miydiniz? yoksa bilmeden geri kalan zamanınızı yaşamak mı isterdiniz?
bilmek ister miydiniz? yoksa bilmeden geri kalan zamanınızı yaşamak mı isterdiniz?
0
bilmek isterdim. 3 ay sonra öleceksem neden çalışayım ki. istifa ederim tüm paramı harcarım.
0
isterim. ona göre her istediğimi yaparım üç ayda, sevgiliye vs olayı açıklayıp onu da alıştırırım bu fikre.
0
bilmek isterdim.
çünkü 3 ay ve sonrasında da yaşayabilmek için neyle savaştığımı bilmem gerekiyor.
ismini bildiğim şeyi alt edebilme ihtimalim var.
çünkü 3 ay ve sonrasında da yaşayabilmek için neyle savaştığımı bilmem gerekiyor.
ismini bildiğim şeyi alt edebilme ihtimalim var.
0
bilmek isterdim. herkese istediğimi söylerdim. 43857 bankadan kredi çekerim, mis gibi sevdiklerimle eğlenirim. bütün uyuşturucuları denerim. bütün tehlikeli görülen şeyleri yaparım.
0
bilerek yasamak isterdim.
her şey çok güzel olacak diye aklına geçiriyon ama ertesi gun 90. günmüs mesela, kütedek ölüyon, olacak iş mi?
3 ay sonra öleceğimizi bilmeden yaşadığımız hayat şu andaki değil mi zaten?
her şey çok güzel olacak diye aklına geçiriyon ama ertesi gun 90. günmüs mesela, kütedek ölüyon, olacak iş mi?
3 ay sonra öleceğimizi bilmeden yaşadığımız hayat şu andaki değil mi zaten?
0
bilmek isterdim ki ölmeden önce yemedk istediğim haltları yiyeyim öyl eöleyim. ha bi de sınırsız fast food:) yeter lan diyetten ölecez. kahrolsun spor.
0
ben 3 ay boyunca her boku yiyip ondan sonra "pardon bir yanlışlık olmuş" demesini isterdim birinin.
0
karafaki
hani genelde karşılaşmamız olası olmayan, yeni ve alakasız bir şeyle karşılaşıyoruz ya da öğreniyoruz. sonra hemen akabinde farklı bir ortamda pat diye tekrar karşımıza çıkıyor. bir haftadır düşünüp duruyorum, ne sendromuydu bu?ve neden bir şekilde karşıma çıkıp hatırlatmıyor da beni böyle debelendi
hani genelde karşılaşmamız olası olmayan, yeni ve alakasız bir şeyle karşılaşıyoruz ya da öğreniyoruz. sonra hemen akabinde farklı bir ortamda pat diye tekrar karşımıza çıkıyor. bir haftadır düşünüp duruyorum, ne sendromuydu bu?
ve neden bir şekilde karşıma çıkıp hatırlatmıyor da beni böyle debelendiriyor?
edit : fenomeniymiş bi de zaten
ve neden bir şekilde karşıma çıkıp hatırlatmıyor da beni böyle debelendiriyor?
edit : fenomeniymiş bi de zaten
0
kesinlikle çok yaşadığım ve adını merak ettiğim bir şey..
****
geçen pazar biriyle konuşuyorduk. radyoda zafer arapkirli'nin programını sevdiğini ama şimdi bir tv kanalına geçtiğini söylemişti. hangisi olduğunu ve programının adını hatırlayamadı.
son 7-8 yıldır tv izlemiyorum. şu an evde tv yok bile. işyerinde müşteri salonunda kocaman tv'de sabahları genelde cnn türk veya ntv açık olur.
pazartesi günü işe gittim. sabah çay almaya gittiğimde, televizyonda zafer arapkirli sabah programını yapıyordu. habertürk kanalı açıktı! dumur oldum..
benim orada olduğum dakikada, o kanalın ve programın denk gelmesinin bir adı varsa bilmek istiyorum!..
****
geçen pazar biriyle konuşuyorduk. radyoda zafer arapkirli'nin programını sevdiğini ama şimdi bir tv kanalına geçtiğini söylemişti. hangisi olduğunu ve programının adını hatırlayamadı.
son 7-8 yıldır tv izlemiyorum. şu an evde tv yok bile. işyerinde müşteri salonunda kocaman tv'de sabahları genelde cnn türk veya ntv açık olur.
pazartesi günü işe gittim. sabah çay almaya gittiğimde, televizyonda zafer arapkirli sabah programını yapıyordu. habertürk kanalı açıktı! dumur oldum..
benim orada olduğum dakikada, o kanalın ve programın denk gelmesinin bir adı varsa bilmek istiyorum!..
0
holy diver
sevgili steve jobs'lar, bill gates'ler... mesela film veya dizi indirmişim çoklu veya tek parçalı, izledikten sonra silmek istiyorum. bazısı siliniyor, bazısı silinmiyor? the tall man var parçalıydı. birinci parçası silinmiyor kaç gündür. leyla ile mecnun'un 62. bölümü silinmiyor kaç gündür. yalan d
sevgili steve jobs'lar, bill gates'ler...
mesela film veya dizi indirmişim çoklu veya tek parçalı, izledikten sonra silmek istiyorum. bazısı siliniyor, bazısı silinmiyor?
the tall man var parçalıydı. birinci parçası silinmiyor kaç gündür. leyla ile mecnun'un 62. bölümü silinmiyor kaç gündür. yalan dünya'nın 22. bölümü duruyor hala yahu!??
silmek istediğimde şöyle bir uyarı penceresi çıkıyor;
"(dosya adı) silinemiyor. başkası ya da bir program kullanıyor. dosyayı kullanabilecek programı kapatıp yeniden deneyin."
günde en az 2-3 kere ccleaner ile temizliyorum bsayarı.
ertesi gün bsayarı açtığımda tekrar deniyorum ve tekrar silinmiyor.
bu olay nedir, çözümü nasılsın bilen eden anneanneye anlatır gibi paylaşabilir mi?
mesela film veya dizi indirmişim çoklu veya tek parçalı, izledikten sonra silmek istiyorum. bazısı siliniyor, bazısı silinmiyor?
the tall man var parçalıydı. birinci parçası silinmiyor kaç gündür. leyla ile mecnun'un 62. bölümü silinmiyor kaç gündür. yalan dünya'nın 22. bölümü duruyor hala yahu!??
silmek istediğimde şöyle bir uyarı penceresi çıkıyor;
"(dosya adı) silinemiyor. başkası ya da bir program kullanıyor. dosyayı kullanabilecek programı kapatıp yeniden deneyin."
günde en az 2-3 kere ccleaner ile temizliyorum bsayarı.
ertesi gün bsayarı açtığımda tekrar deniyorum ve tekrar silinmiyor.
bu olay nedir, çözümü nasılsın bilen eden anneanneye anlatır gibi paylaşabilir mi?
0
acaba torrentten falan seed mi ediyor? en iyisi silmeden once task managerdan kontrol et supheli bir dosya varsa kapatip tek tek dene.
0
google desktop veya avafind gibi bir program veyahut anvirus programi dosyaya erisim yaptigindan silinemiyor olabilir. bu tur dosyalarla erisime gecebilecek program neyse onu durdurup tekrar silmeyi deneyin.
bir ihtimal surada da gorunebilir hangi programin o dosyaya eristigi:
(win 7 anlatimi) gorev yoneticisi (ctrl + shift + esc) > performans > kaynak izleyici > disk
burada dosyanizi arayin. erisen programi gorecek misiniz bakalim?
bir ihtimal surada da gorunebilir hangi programin o dosyaya eristigi:
(win 7 anlatimi) gorev yoneticisi (ctrl + shift + esc) > performans > kaynak izleyici > disk
burada dosyanizi arayin. erisen programi gorecek misiniz bakalim?
0
hayır hayır torrent'ten falan hiç anlamam da kullanamam da;).. videoların kalitesini araştıracak lüksüm (ve bilgim) olmadığı için, "izleyeyim yeter" düşüncesiyle bildiğiniz youtube veya diğer film&dizi izleme sitelerinden indiriyorum, realplayer ile.
@keltikfrost,
"task manager" nedir nerededir, nasıl bakılır bilmiyorum;)
@entrapmen,
"google desktop", "avafind" nedir onları da bilmiyorum:/ işyerindeki bsayar bu. server'a bağlı oluşunun bir etkisi var mıdır bilmiyorum. g data antivirüs programı var bsayarda.
bendeki win 7 olduğu için açıklamalarını uygulamaya çalışacağım birazdan ilk fırsatta. ama "erişen programı" nasıl göreceğim o kısmı anlayamadım:/ belki yapınca göreceğim..
düzeltme:
evdeki win 7 idi. işyerindeki xp. söylediğin yolu izledim ama "performans" sekmesinden sonra gidemedim. çünkü "kaynak" diye bir şey yok.
- cpu kullanımı
- cpu kullanımı geçmişi
- sd kullanımı
- sayfa dosyası kullanımı geçmişi
diye hareketli yeşil tablolar var.
aşağıda da şu başlıklarla dört bölüm var;
1- toplam
2- fiziksel bellek
3- ayrılmış bellek
4- çekirdek bellek
@keltikfrost,
"task manager" nedir nerededir, nasıl bakılır bilmiyorum;)
@entrapmen,
"google desktop", "avafind" nedir onları da bilmiyorum:/ işyerindeki bsayar bu. server'a bağlı oluşunun bir etkisi var mıdır bilmiyorum. g data antivirüs programı var bsayarda.
bendeki win 7 olduğu için açıklamalarını uygulamaya çalışacağım birazdan ilk fırsatta. ama "erişen programı" nasıl göreceğim o kısmı anlayamadım:/ belki yapınca göreceğim..
düzeltme:
evdeki win 7 idi. işyerindeki xp. söylediğin yolu izledim ama "performans" sekmesinden sonra gidemedim. çünkü "kaynak" diye bir şey yok.
- cpu kullanımı
- cpu kullanımı geçmişi
- sd kullanımı
- sayfa dosyası kullanımı geçmişi
diye hareketli yeşil tablolar var.
aşağıda da şu başlıklarla dört bölüm var;
1- toplam
2- fiziksel bellek
3- ayrılmış bellek
4- çekirdek bellek
0
@cetoxim,
duyurudaki "anneanneye anlatır gibi" ibaresi bir şey ifade etmemiş anlaşılan;9
çünkü ne bahsettiklerinin ne olduğunu ne de nasıl yapılacağını biliyorum:/
sanal & teknolojik olaylar hiç ilgimi çekmeyen ve hiç anlamadığım konular ne yazık ki..
duyurudaki "anneanneye anlatır gibi" ibaresi bir şey ifade etmemiş anlaşılan;9
çünkü ne bahsettiklerinin ne olduğunu ne de nasıl yapılacağını biliyorum:/
sanal & teknolojik olaylar hiç ilgimi çekmeyen ve hiç anlamadığım konular ne yazık ki..
0
öncelikle bilgisayarı kapatıyorsun(başlat->bilgisayarı kapat)
bilgisayar kapandıktan sonra bilgisayarın açma düğmesine basıyorsun
bilgisayar açılıncaya kadar F8 düğmesine basıyorsun( bu düğme klavyenin en üst tarafında oratalarda)
sonra karşına bir ekran gelecek ve orada "Güvenli Mod" yazan kısmı klavyenin "aşağı, yukarı" tuşları ile gelip "Enter" ile seç
daha sonra bilgisayar güvenli modda açılacaktır ve dosya neredeyse onu bulup sil
eğer bu yol olmazsa söyle iobit i anlatayım :)
bilgisayar kapandıktan sonra bilgisayarın açma düğmesine basıyorsun
bilgisayar açılıncaya kadar F8 düğmesine basıyorsun( bu düğme klavyenin en üst tarafında oratalarda)
sonra karşına bir ekran gelecek ve orada "Güvenli Mod" yazan kısmı klavyenin "aşağı, yukarı" tuşları ile gelip "Enter" ile seç
daha sonra bilgisayar güvenli modda açılacaktır ve dosya neredeyse onu bulup sil
eğer bu yol olmazsa söyle iobit i anlatayım :)
0
@cetoxim,
şu anda inen şeyler var. onlar bitince dediğini yapmaya çalışacağım. sonra da sonucu buraya yazarım. bu arada çok teşekkür ederim;)
f8 ile güvenli mod'da açtım. ve dosyayı sildim diyelim. sonra o şekilde (güvenli mod'da) kullanmaya devam etmeyip herhalde kapa-aç yapmam gerekiyor değil mi?
şu anda inen şeyler var. onlar bitince dediğini yapmaya çalışacağım. sonra da sonucu buraya yazarım. bu arada çok teşekkür ederim;)
f8 ile güvenli mod'da açtım. ve dosyayı sildim diyelim. sonra o şekilde (güvenli mod'da) kullanmaya devam etmeyip herhalde kapa-aç yapmam gerekiyor değil mi?
0
@cetoxim,
güvenli mod'da açtım bsayarı dediğin gibi. ve silindi valla!:)
tekrar teşekkür ederim.
bunu (güvenli mod'da açıp silmeyi) sık sık yapmanın bir zararı var mı peki?
güvenli mod'da açtım bsayarı dediğin gibi. ve silindi valla!:)
tekrar teşekkür ederim.
bunu (güvenli mod'da açıp silmeyi) sık sık yapmanın bir zararı var mı peki?
0
sakarkral
canlar babama diş implantı yaptırmam lazım, parası benden çıkacak. dolayısıyla istanbul'da adamcağızın diş sağlığı ve benim ruh sağlığım açısından bu tür işleri parasal anlamda can yakmadan yapan kimi/nereyi önerirsiniz? telefonu var mıdır?sağolunuz.
canlar babama diş implantı yaptırmam lazım, parası benden çıkacak. dolayısıyla istanbul'da adamcağızın diş sağlığı ve benim ruh sağlığım açısından bu tür işleri parasal anlamda can yakmadan yapan kimi/nereyi önerirsiniz? telefonu var mıdır?
sağolunuz.
sağolunuz.
0
ille özel mi olacak? ssk ile okmeydanı ağız ve diş hastanesi var. gayet ucuza yapıyorlar, implant için galiba diş başına 17 lira mı ne ödeniyor.
0
sağolasın başkan.
ama özel olsa iyi olur çünkü babam şehir dışından gelip gidecek, sıra almakla falan uğraşmasın, bi sorun çıkarsa dönüp geldiğinde yine aynı doktora rahat görünebilsin falan derdindeyim.
ama özel olsa iyi olur çünkü babam şehir dışından gelip gidecek, sıra almakla falan uğraşmasın, bi sorun çıkarsa dönüp geldiğinde yine aynı doktora rahat görünebilsin falan derdindeyim.
0
şehir dışından gelecek derken bursa dan gelecekse uygun doktor tanıyorum yardımcı olabilirim ama bursa değilse elimden bir şey gelmez
0
mecidiyeköy'de yakın bir arkadaşımın diş kliniği var. benim çevremden gidenlere de biraz daha uygun fiyat veriyorlar.
şu an web sitelerini yeniliyorlar.
ama telefonlardan ulaşıp doktor mesut ile görüşebilirsiniz.
www.dentagra.com
şu an web sitelerini yeniliyorlar.
ama telefonlardan ulaşıp doktor mesut ile görüşebilirsiniz.
www.dentagra.com
0
hope ender
bazı(tatil günleri falan) 2 pakede çıktığım oluyor. nasıl oluyosa artık zırt diye bitiyor namert.normal haftaiçi günlerde 1 pakedi birazcık geçiyorum. nasıl azaltayım? ne ekmek ne de su, sensizlik korkusu, istemem yeter ki sen, yanımda ol yeter?fiston layt içiyore.
bazı(tatil günleri falan) 2 pakede çıktığım oluyor. nasıl oluyosa artık zırt diye bitiyor namert.
normal haftaiçi günlerde 1 pakedi birazcık geçiyorum. nasıl azaltayım? ne ekmek ne de su, sensizlik korkusu, istemem yeter ki sen, yanımda ol yeter?
fiston layt içiyore.
normal haftaiçi günlerde 1 pakedi birazcık geçiyorum. nasıl azaltayım? ne ekmek ne de su, sensizlik korkusu, istemem yeter ki sen, yanımda ol yeter?
fiston layt içiyore.
0
demek oluyor ki el boşluğundan içiliyor. o zaman eli doldur. tesbik?
evet ben aynştayn.
evet ben aynştayn.
0
2 paket çok.
günde 10'a indir. kimi saatlere yasak koy. diğer saatlerde saatbaşı 1 tane iç.
günde 10'a indir. kimi saatlere yasak koy. diğer saatlerde saatbaşı 1 tane iç.
0
el boşluğundan olduğu doğru bence de. ya da beklerken mesela. ben 6 senedir içiyorum. mesela alkol alırken 1-2 paket bitebilirken bazı günler hiç içmiyorum bile. ya da kahvenin yanında günde 1 tane 2 tane ancak içiyorum. evde mesela aklıma bile gelmiyor doğru dürüst. amma velakin çevremde pis içici arkadaşlar var, onlarla takılırken sigara üstüne sigara yakıyorsun. karşımda biri içtiği zaman benim de içesim geliyor. belki bu etmenlerden biri sana uyar, farkına varırsın. zaten formlarda falan sigara içiyor musunuz bölümüne "sosyal içici" yazıyorum. bana en fazla uyan da bu olmalı. bu arada tesbih vallahi işe yarayabilir lan :D
0
leblebi ye, demişti bir ihtiyar amca bana. ne alakaysa...
tesbihi ben de denedim, kolumda nikotin bandıyla birlikte. hiç elime de yakışmıyor(muş). bant desen, üç paket gücünde nikotin basıyor ve vantuz gibi yapışıyor.
herkes cevabını, yolunu kendisi buluyor sanırım. ben de bulamadım henüz.
tesbihi ben de denedim, kolumda nikotin bandıyla birlikte. hiç elime de yakışmıyor(muş). bant desen, üç paket gücünde nikotin basıyor ve vantuz gibi yapışıyor.
herkes cevabını, yolunu kendisi buluyor sanırım. ben de bulamadım henüz.
0
she aint you
ya da televizyonda mı öyle görünüyor bilmiyorum ama bildiğin yeşil dövme yani ??
ya da televizyonda mı öyle görünüyor bilmiyorum ama bildiğin yeşil dövme yani ??
0
adi mürekkeptense olabilir belki. ya da belki de fazla güneşe maruz kalmaktan. ama evet, bazı dövmelerin rengi açılabiliyor, yeşile yaklaşabiliyor.
0
kullanılan kötü malzeme ve işçilikten oluyormuş o.
benden çok sonra dövme yaptırmış bir arkadaşın dövmesi öyle solmuş ve yeşillenmişti. benimki hala siyah.
benden çok sonra dövme yaptırmış bir arkadaşın dövmesi öyle solmuş ve yeşillenmişti. benimki hala siyah.
0
çok kaliteli olsa bile üzerinden uzun zaman geçince rengi ister istemez soluyor diye biliyorum. sanırım hemen her dövmenin belli bir süre sonra üstünden geçilmesi gerekiyor.
0
17december
2-3 öncesine kadar ortalama 50-55 gelirken birden bire her ay 10-15 tl artmaya başladı bu ay ise tam 79 tl gelmiş anlamadığım her ay aynı şeyler açık,elektrik harcamamız da ek olarak çok elektrik harcayacak bir şeyde yok ama nedense sanki evimizde tekstil atölyesi varmışcasına artıyor,komplo teorisi
2-3 öncesine kadar ortalama 50-55 gelirken birden bire her ay 10-15 tl artmaya başladı bu ay ise tam 79 tl gelmiş anlamadığım her ay aynı şeyler açık,elektrik harcamamız da ek olarak çok elektrik harcayacak bir şeyde yok ama nedense sanki evimizde tekstil atölyesi varmışcasına artıyor,komplo teorisi gibi olacak ama ülkeye doldurdukları sığınmacı kılıklı teröristlerin masraflarını bize ödetiyorlar gibi geliyor!
0
uff bayağı yüksekmiş tutar.
ben de dün akşam yeni gelmiş elektrik faturasını gördüm çok şaşırdım.
tek kişi;
- sürekli çalışan tek şey buzdolabı.
- 3 kere çamaşır makinesi çalıştırdım.
- 1 kere süpürge açtım (sık sık vileda yapınca çok gerek kalmıyor, zaten tek kişi)
- akşamları 8-12 arası bsayar açık. ama internet yok.
- akşamları 8-12 arası odanın ışığı açık. (ekonomik beyaz ışıklardan)
- kombi fişi ne kadar yakıyorsa bilmiyorum. sıcak suyu sadece banyo için kullanıyorum. bulaşık zaten çıkmıyor evde pek yemek yemediğim için. (çıksa da bir tabak, çatal, bardak?)
başka elektrik namına hiç bir şey yok.
ve gelen fatura 20 tl.
ilk bakışta 20 tl az gibi görünüyor evet ama; kullanım yer ve miktarına bakınca saçma bir tutar yani. en fazla 15tl falan olması lazım.
bir de faturada farklı saat aralıkları var kullanımın bölündüğü. her birinde de ilk endeks son endeks diye rakamlar var. fatura fiyatlandırmaları o farklı saat aralıklarındaki kullanımlara göre ayrı ayrı mı hesaplanıyor bilmiyorum.
ama öyle ya da böyle bir şekilde acayip öpülüyoruz onu biliyorum..
ben de dün akşam yeni gelmiş elektrik faturasını gördüm çok şaşırdım.
tek kişi;
- sürekli çalışan tek şey buzdolabı.
- 3 kere çamaşır makinesi çalıştırdım.
- 1 kere süpürge açtım (sık sık vileda yapınca çok gerek kalmıyor, zaten tek kişi)
- akşamları 8-12 arası bsayar açık. ama internet yok.
- akşamları 8-12 arası odanın ışığı açık. (ekonomik beyaz ışıklardan)
- kombi fişi ne kadar yakıyorsa bilmiyorum. sıcak suyu sadece banyo için kullanıyorum. bulaşık zaten çıkmıyor evde pek yemek yemediğim için. (çıksa da bir tabak, çatal, bardak?)
başka elektrik namına hiç bir şey yok.
ve gelen fatura 20 tl.
ilk bakışta 20 tl az gibi görünüyor evet ama; kullanım yer ve miktarına bakınca saçma bir tutar yani. en fazla 15tl falan olması lazım.
bir de faturada farklı saat aralıkları var kullanımın bölündüğü. her birinde de ilk endeks son endeks diye rakamlar var. fatura fiyatlandırmaları o farklı saat aralıklarındaki kullanımlara göre ayrı ayrı mı hesaplanıyor bilmiyorum.
ama öyle ya da böyle bir şekilde acayip öpülüyoruz onu biliyorum..
0
en başta kwh ücretine ciddi zam geldi. bir de kayıp/kaçak bedeli faturaya yedirilmekte. %40 civarı da vergi vs. ödemektesin. eh o zmn fırlıyo fatura..
@holy diver, elektrik saatin "çok zamanlı saat" değilse yani elektronik sayaç değilse farklı ücret uygulayamazlar. eğer öyleyse de senin başvurman gerekir "ben çok zamanlı faturaya geçmek istiyorum" diye. böyle bi durumda da feci girer fatura. çünkü 17:00-22:00 arası normal değerin iki katı ile çarpılıyor. ancak 22:00 sonrası yaşam sürüyorsan çok karlı. çünkü o vakitten sonra normalin yarısını almaktalar.
@holy diver, elektrik saatin "çok zamanlı saat" değilse yani elektronik sayaç değilse farklı ücret uygulayamazlar. eğer öyleyse de senin başvurman gerekir "ben çok zamanlı faturaya geçmek istiyorum" diye. böyle bi durumda da feci girer fatura. çünkü 17:00-22:00 arası normal değerin iki katı ile çarpılıyor. ancak 22:00 sonrası yaşam sürüyorsan çok karlı. çünkü o vakitten sonra normalin yarısını almaktalar.
0
winston insani
Merhabalar. Orjinal bir parfümü vücudun neresine sıkmak en doğru seçim? Klasik olarak herker boynuna sıkıyor da..
Merhabalar. Orjinal bir parfümü vücudun neresine sıkmak en doğru seçim? Klasik olarak herker boynuna sıkıyor da..
0
Bence klasiğe devam etmeli, çünkü; kan akışıyla birlikte parfümün kokusu daha çok yayılıyor. Hem kıyafetlerle kapatılmayan bir bölge olduğu için kokuyu serbest bırakmış oluyorsunuz.
0
öncelikle parfümü giysilere değil çıplak tene kullanıyoruz.
kulak arkaları, göğüs arası, bilekler, dekolte, vs gibi alanlar parfümü absorbe etme ve uzun süre tutma konusunda diğer bölgelere göre daha verimlidir..
cilt dokusu ince olduğu için oralardan kolay emilirmiş yanlış hatırlamıyorsam.
kulak arkaları, göğüs arası, bilekler, dekolte, vs gibi alanlar parfümü absorbe etme ve uzun süre tutma konusunda diğer bölgelere göre daha verimlidir..
cilt dokusu ince olduğu için oralardan kolay emilirmiş yanlış hatırlamıyorsam.
0
bilekler, dizlerin arkası, boyun, gögüs, kollar, eklem yerleri. ama zararsız olan giysilere sıkmak tabiki.
0
boyun, ense, bilekler ya da avuc icinin tersi(adi ne bilemedim) buralar verimli yerler.
10 dakika önce 25 parfüm denedim bu da üstüne denk geldi :)
10 dakika önce 25 parfüm denedim bu da üstüne denk geldi :)
0
sarızeybek
1. anyone who has ever pulled weeds from a garden ....... roots firmly anchor plants to the soil. boşluk yerine "is well aware that" gelir diye düşündüm, testin cevap anahtarı "well aware" diyor. 2. A person of ...... age may suffer from defects of vision. başta "every" diye düşündüm, sonra "certain
1. anyone who has ever pulled weeds from a garden ....... roots firmly anchor plants to the soil.
boşluk yerine "is well aware that" gelir diye düşündüm, testin cevap anahtarı "well aware" diyor.
2. A person of ...... age may suffer from defects of vision.
başta "every" diye düşündüm, sonra "certain" dedim. cevap anahtarı "any" diyor.
3. a major concern among archaeologists today is the preservation of archaeological sites, ..... are threatened by development.
"many of which" dedim, anahtar "which many" diyor.
bu 3 soruyu açıklamaca
boşluk yerine "is well aware that" gelir diye düşündüm, testin cevap anahtarı "well aware" diyor.
2. A person of ...... age may suffer from defects of vision.
başta "every" diye düşündüm, sonra "certain" dedim. cevap anahtarı "any" diyor.
3. a major concern among archaeologists today is the preservation of archaeological sites, ..... are threatened by development.
"many of which" dedim, anahtar "which many" diyor.
bu 3 soruyu açıklamaca
0
1. testin cevap anahtarı yanlış söylüyor.
2. "may" yüzünden öyle o. her yaştan insan görme bozukluğu çekebilir, ama buradaki "her", "herhangi bir"e yakınsıyor. ilk cevabın daha yakınmış yani. ("any" doğrudur demek istiyorum)
3. testin cevap anahtarı yanlış söylüyor. which many ne be?
edit: toefl'a girilecek sanırım. bu çinli, vietnamlı sitelerinden mi yararlandın? onlarda böyle dallamalıklar olabiliyor. ben biraz daha bakayım netten.
bir tane buldum gene uzakdoğulu. onda da yanlış. sorudaki tümceleri tırnak içerisine alarak google'dan bir bak sağlama yapmak açısından. ama dediğim gibi pek sağlıklı değil. normalde toefl soru ve cevapları resmen açıklanmıyor çünkü. amcamlar kendileri çözüp koymuş sitelerine.
2. "may" yüzünden öyle o. her yaştan insan görme bozukluğu çekebilir, ama buradaki "her", "herhangi bir"e yakınsıyor. ilk cevabın daha yakınmış yani. ("any" doğrudur demek istiyorum)
3. testin cevap anahtarı yanlış söylüyor. which many ne be?
edit: toefl'a girilecek sanırım. bu çinli, vietnamlı sitelerinden mi yararlandın? onlarda böyle dallamalıklar olabiliyor. ben biraz daha bakayım netten.
bir tane buldum gene uzakdoğulu. onda da yanlış. sorudaki tümceleri tırnak içerisine alarak google'dan bir bak sağlama yapmak açısından. ama dediğim gibi pek sağlıklı değil. normalde toefl soru ve cevapları resmen açıklanmıyor çünkü. amcamlar kendileri çözüp koymuş sitelerine.
0
iddia etmiyorum, sadece tahminlerim;
1- hiç birinin doğruluğunu kafamda yerleştiremedim. genelde "to be (well) aware of" olarak kullanılır benim bildiğim.
geniş zaman anlamlı bir cümle olduğu için "is" kullanımı doğru gelmiyor bana.
"bir bahçeden yabancı otları bir kere temizlemiş olan herkes köklerin toprağa sıkıca yapıştığının(yerleştiğinin) bilincindedir / farkındadır / çok iyi bilir."
de olabilir.
"bahçedeki yabancı otları temizlemiş ve köklerin sıkıca toprağa yapışmış olduğunu çok iyi bilen herhangi biri."
de olabilir? bilemedim.
2- cümlenin bütününde anlam olarak "every/her" olmuyor zaten. "herhangi" anlamındaki 'any' olması gerekiyor.
"herhangi yaşta olan birisi görme sorunları yaşayabilir."
"her (bir) yaşta olan birisi görme sorunları yaşayabilir." (oldu mu? olmadı)
***
i go to the cinema every saturday. (her cumartesi gidiyorum. düzenli)
i go to cinema any saturday. (herhangi bir cumartesi gidiyorum. düzenli değil)
3- which many.
"bugün arkeologlar arasındaki esas sorunlardan birisi, arkeolojik alanların korunmasıdır."
-hangi arkeolojik alanların?
"WHICH many are threatened by development."
- (cümlenin geneline bakınca sanırım burada development "imara açma" anlamında kullanılmış.)
- ÇOĞU(1) imara açılmış "OLAN"(2) arkeolojik alanlar.
1: sayılabilir olduğu için MANY.
2: WHICH
cümleyi tamamlarsak;
"bugün arkeologlar arasındaki esas sorunlardan birisi, çoğu imara açılmış olan arkeolojik alanların korunmasıdır."
1- hiç birinin doğruluğunu kafamda yerleştiremedim. genelde "to be (well) aware of" olarak kullanılır benim bildiğim.
geniş zaman anlamlı bir cümle olduğu için "is" kullanımı doğru gelmiyor bana.
"bir bahçeden yabancı otları bir kere temizlemiş olan herkes köklerin toprağa sıkıca yapıştığının(yerleştiğinin) bilincindedir / farkındadır / çok iyi bilir."
de olabilir.
"bahçedeki yabancı otları temizlemiş ve köklerin sıkıca toprağa yapışmış olduğunu çok iyi bilen herhangi biri."
de olabilir? bilemedim.
2- cümlenin bütününde anlam olarak "every/her" olmuyor zaten. "herhangi" anlamındaki 'any' olması gerekiyor.
"herhangi yaşta olan birisi görme sorunları yaşayabilir."
"her (bir) yaşta olan birisi görme sorunları yaşayabilir." (oldu mu? olmadı)
***
i go to the cinema every saturday. (her cumartesi gidiyorum. düzenli)
i go to cinema any saturday. (herhangi bir cumartesi gidiyorum. düzenli değil)
3- which many.
"bugün arkeologlar arasındaki esas sorunlardan birisi, arkeolojik alanların korunmasıdır."
-hangi arkeolojik alanların?
"WHICH many are threatened by development."
- (cümlenin geneline bakınca sanırım burada development "imara açma" anlamında kullanılmış.)
- ÇOĞU(1) imara açılmış "OLAN"(2) arkeolojik alanlar.
1: sayılabilir olduğu için MANY.
2: WHICH
cümleyi tamamlarsak;
"bugün arkeologlar arasındaki esas sorunlardan birisi, çoğu imara açılmış olan arkeolojik alanların korunmasıdır."
0
lalalalla
4 sene öncesine kadar hayatım olabilecek en iyi şekilde gidiyordu. okulsa okul, ilişkiyse ilişki, eş dostsa eş dost, hobiyse hobi. her şey tamam gibiydi. yaş 20 o zaman. sonra bana bi şeyler oldu. kaç yıllık sevgilimden ayrıldım. 4.00 civarı ortalamalardan 1.50'lere düşürdüm. hayatta en zevk aldığım
4 sene öncesine kadar hayatım olabilecek en iyi şekilde gidiyordu. okulsa okul, ilişkiyse ilişki, eş dostsa eş dost, hobiyse hobi. her şey tamam gibiydi. yaş 20 o zaman. sonra bana bi şeyler oldu. kaç yıllık sevgilimden ayrıldım. 4.00 civarı ortalamalardan 1.50'lere düşürdüm. hayatta en zevk aldığım şey dediğim şeyleri bıraktım falan. hiçbiri de umurumda değildi o zaman. derslere gitmez, insan içine çıkmaz oldum. saçma sapan oyunlarda ömür törpüledim. sevinç, endişe, acı falan hiçbir şey hissetmiyor gibiydim. sonra gittim, malın birine aşık oldum. o gel yarim ol deyince döndüm arkamı gittim falan. şimdi hayatımı toparlamaya çalışıyorum ama hala yeterince istemiyorum hiçbi şeyi. hala hiçbi şey yapmıyo denmesin diye rölantide bi şeyler yapıyorum.
bana ne oldu? bana ne olmuş? nasıl çıkıcam ben ahvalin içinden?
bana ne oldu? bana ne olmuş? nasıl çıkıcam ben ahvalin içinden?
0
ben duşa girip yatıcam, bence sen de öyle yap. sıkıntılı işler bunlar geçmişi düşünme madem dersini aldın önüne bak.
0
herkesin bi yükseliş, bi de çöküş dönemi vardır, iyice soyutlanır, başarısızlıklar yaşar, ebenin örekesini görürsün. yalnız kalırsın, herkes sırt çevirir bir şeyler olur böyle. sonra tekrar değişir hayat, 3 vakte kadar güzel günler gelir.
0
kötü bir şey değil ki bu, o da lazım o da lazım. depresyonik dönemlerden de zevk alıyorum normalden de.
artı ben de 20'den sonrasını sıçış olarak görüyorum, 22.5 oldum, 20'den sonra hep yokuş aşağı gitti.
artı ben de 20'den sonrasını sıçış olarak görüyorum, 22.5 oldum, 20'den sonra hep yokuş aşağı gitti.
0
@Adram3lech dersimi pek alamadım ama hala. sorun da o.
@roket adam şimdi senin yaşında ben de öyle düşünüyordum, sallamıyordum durumumu da bi süre sonra öyle yapamıyorsun. okul bitti mesela, resmen hiçbir şey istemediğimden hazır burs da var dedim, master yaptım. şimdi o da bitiyo. ee ben ne yapıcam? bi isteğim abi benim. hayattan bi beklentim yok, bi amacım yok. tamam olmasın amacın da ben baba parasıyla keyfime bakabilecek genişlik ve zenginlikte bi aileye de sahip değilim. fakir halimle zengin dertlerimin olması çok manasız değil mi?
@roket adam şimdi senin yaşında ben de öyle düşünüyordum, sallamıyordum durumumu da bi süre sonra öyle yapamıyorsun. okul bitti mesela, resmen hiçbir şey istemediğimden hazır burs da var dedim, master yaptım. şimdi o da bitiyo. ee ben ne yapıcam? bi isteğim abi benim. hayattan bi beklentim yok, bi amacım yok. tamam olmasın amacın da ben baba parasıyla keyfime bakabilecek genişlik ve zenginlikte bi aileye de sahip değilim. fakir halimle zengin dertlerimin olması çok manasız değil mi?
0
valla birebir ben de öyleyim. okulumun 5. senesi, bol bol boş vaktim var, ne yapıyosam egomu tatmin etmek için yapıyorum. mesela çok da gerekmediği helde staj yapıcam şimdi 1 ay. maksat şurada çalıştım demek olsun.
artık çalışıcan yalnız, öyle bi durum var. ben zaten bayaadır çalıştığım için yine çalışıcam mezun olunca yani, normal. hayat bu yani, alış derim. hayat tatminiyetim on üzerinden 4 falan.
artık çalışıcan yalnız, öyle bi durum var. ben zaten bayaadır çalıştığım için yine çalışıcam mezun olunca yani, normal. hayat bu yani, alış derim. hayat tatminiyetim on üzerinden 4 falan.
0
yalnız değilsin.. hoş geldin..
çıkmak istiyor olman, bu durumdan kurtuluş için senin avantajın...
bu durumdan çıkma isteğin yeterince baskın olduğunda, çözüm bulmak için adım atma aşamasına geleceksin..
davranışlarımız, genelde içimizde en baskın olan neyse ona göre oluşuyor.
çıkmak istiyor olman, bu durumdan kurtuluş için senin avantajın...
bu durumdan çıkma isteğin yeterince baskın olduğunda, çözüm bulmak için adım atma aşamasına geleceksin..
davranışlarımız, genelde içimizde en baskın olan neyse ona göre oluşuyor.
0
denizzz
taşınacağım evde internet olacak o yüzden adslyi kapatayım diyorum ama dondur diyenler de var. tavsiye eder misinizi dondurmayı. fatura ödeme durumu yok değil mi o durumda? tşk.
taşınacağım evde internet olacak o yüzden adslyi kapatayım diyorum ama dondur diyenler de var. tavsiye eder misinizi dondurmayı. fatura ödeme durumu yok değil mi o durumda? tşk.
0
yok evet. ama süresi kısa olabilir. yine de dondur, sonra iptal edersin. biz öyle yapmıştık.
0
üç ay dondurabiliyorsunuz. eğer son tarihten önce iptal etmezseniz aktif olup işlemeye devam ediyor.
0
bebic
Sevgili İstanbulzedeler,Aşırı talep sonrası dayanamadım sizler için Ankara'yı bırakıp İstanbul'a geliyorum. Fakat bütçeme uygun ev nerelerde bulunur bilmiyorum. Tamam Pendik'e falan gitsem bulurum ama ben merkezde olsun istiyorum. Bu bir ön çalışma gibi bisey. Onun için şimdilik hangi yakada olduğu
Sevgili İstanbulzedeler,
Aşırı talep sonrası dayanamadım sizler için Ankara'yı bırakıp İstanbul'a geliyorum. Fakat bütçeme uygun ev nerelerde bulunur bilmiyorum. Tamam Pendik'e falan gitsem bulurum ama ben merkezde olsun istiyorum. Bu bir ön çalışma gibi bisey. Onun için şimdilik hangi yakada olduğu önemli değil. Tek isteğim maksimum 650 lira veriim, eli yüzü düzgün bi ev olsun, Kadıköy, Üsküdar, Şişli, Beşiktaş gibi merkezi ilçelerin sınırlarında olsun. Çok mu şey istedim?
Bi el atın be!!!
Aşırı talep sonrası dayanamadım sizler için Ankara'yı bırakıp İstanbul'a geliyorum. Fakat bütçeme uygun ev nerelerde bulunur bilmiyorum. Tamam Pendik'e falan gitsem bulurum ama ben merkezde olsun istiyorum. Bu bir ön çalışma gibi bisey. Onun için şimdilik hangi yakada olduğu önemli değil. Tek isteğim maksimum 650 lira veriim, eli yüzü düzgün bi ev olsun, Kadıköy, Üsküdar, Şişli, Beşiktaş gibi merkezi ilçelerin sınırlarında olsun. Çok mu şey istedim?
Bi el atın be!!!
0
60-70 metrekare gunes gormeyen bir daireye tamam dersen besiktasta belki bulursun. Tramvay metro fatihte-bahcelievlerde ulasimi cok kolaylastiriyor fatih-eminonu on dk mesafesi var oralara bak derim. Sisli'de ara yerlerde de bir umut diyim hevesler kirilmasin ama kadikoy besiktas falan baya cep yakar
0
su anda bu butceyle, oralarda, bir eve 2., 3. kiraci olursun. sonra duzeltirsin durumu.
0
uzun süre ankarada yaşamış , senin gibi bir istanbula gidiyip deyip istanbula taşınmayı düşünmüş ama 1ay sonunda pılıyı pırtıyı toplayıp ankaraya dönmüş biriyim. üzülerek söylüyorum ki orası ankaraya benzemez ve dedikleri gibi üsküdar dışında bulman imkansız o fiyata , o fiyata yakın rakama. beşiktaşda 1+1 minnacık temiz evler 1000tl diyim ben sana.. ki küçük ev bulmak da zor daima. moral bozmak gibi olmasın ama bütcende ev kirasına ayırdığın kısmı arttırma veya ortak ev kullanımı tercihini gözden geçirmelisin diye düşünüyorum.
0
www.sahibinden.com
hepsi üsküdar merkez değil tabii mümkün olduğunca haritadan yeri gösterilenlere bak.
hepsi üsküdar merkez değil tabii mümkün olduğunca haritadan yeri gösterilenlere bak.
0
bu bütçenle şişliden beşiktaştan kadıköyden bulamazsın. anca bodrumda filan bulursun oralarda. anadoluda fındıklı mahallesi, kayışdağı tarafı var. normal apartman tipi evler. ama ben üsküdarın üst mahallelerini öneririm. daha sakin, ulaşımı zor olmayan yerlerdir. mesela libadiye, bulgurlu, emniyet mahallesi filan.
0
O fiyata biraz zor bulursun.Sahibinden bulabilrsen ne ala.Onun dışında senin verdiğin fiyattan yola çıkarsak 650 kira+ 650 depozito + 750 yada 1000tl emlakçı komisyonu. En iyimser tabloya göre sana 2050tl ye patlar.Eşyaları saymıyorum bile (tutacağın ev eşyasızsa tabi) ..
0
malesef bu saydıkların içerisinde en ucuzu üsküdar, onun da mümkün olduğunca sahile yakın taraflarına çıkmak gerekli, o da bütçeyi aşıyor.
ayrıca malesef bu yaz ayları evler normale göre 100-200 lira artıyor. özellikle en kötü öğrencilere iteleriz kafası yüzünden ev sahipleri boktan evlerine fazla fazla istiyorlar.
benim tavsiyem de 4. levent ve levent metrosuna yakın alternatifler olabilir. orada da metrodan fazla uzaklaşmaman iyidir.
ben de bir ankaralı olarak uzun süre sevemedim istanbulu. umarım senin için güzel olur. hoşgeldin.
ayrıca malesef bu yaz ayları evler normale göre 100-200 lira artıyor. özellikle en kötü öğrencilere iteleriz kafası yüzünden ev sahipleri boktan evlerine fazla fazla istiyorlar.
benim tavsiyem de 4. levent ve levent metrosuna yakın alternatifler olabilir. orada da metrodan fazla uzaklaşmaman iyidir.
ben de bir ankaralı olarak uzun süre sevemedim istanbulu. umarım senin için güzel olur. hoşgeldin.
0
libadiyede bulursun ama kışın çok zor olur doğalgaz parası fılan iliğini kurutur. kombili olması lazım onu da sitelerde bulursun onlar da pahalı. ama her yere de rahatça gidersin o var. lıbadıyenın aşağısı unalan orda bulabılırsın daha ucuza. ama yasanır mı yasamak ıster mısın oralarda bilemem.
0
söylenenlere kulak asmayın. ısrarla aramaya devam edin.
4. levent'in arka kısmı çeliktepe'de (safir metro girişine 10 dk yürüme mesafesi) 650 tl'ye sıfır daire kiraladım. 2+1 ve 85 m2. ve markalı birinci sınıf malzemeler kullanılmış. her şey pırıl pırıl. 700-800 tl'ye ahır gibi yerleri gördükten sonra buldum burayı hatta.
dediğim gibi bıkmadan aramanız, dolaşmanız gerekiyor. vakit ayırmanız, ilgilenmeniz gerekiyor.
4. levent'in arka kısmı çeliktepe'de (safir metro girişine 10 dk yürüme mesafesi) 650 tl'ye sıfır daire kiraladım. 2+1 ve 85 m2. ve markalı birinci sınıf malzemeler kullanılmış. her şey pırıl pırıl. 700-800 tl'ye ahır gibi yerleri gördükten sonra buldum burayı hatta.
dediğim gibi bıkmadan aramanız, dolaşmanız gerekiyor. vakit ayırmanız, ilgilenmeniz gerekiyor.
0
genel geçer bir kural olarak anadolu yakasında ev fiyatlarının avrupaya göre daha uygun olduğunu belirtmek lazım
0
all girls dream
olur mu?
olur mu?
0
Nilüfer'in öyle bir şarkısı bilem vardı, aşkta gurur olmaz affet barışalım deyü. Bok gibi bir şarkıydı ya neysı.
0
gururdan kastın ne olduğuna bağlı. yerli yersiz kasıntı olmaksa,olmamalı. yüzsüzlüğe yaklaşıyorsa olmalı.
0
@ aseton
yerli yersiz kasıntı olmaktn bahsetmiyorum da ama mesale dielm bi taraf ilişkıyı bitirmek istiyor diğer tarafta asık, gururu hiçe saymalı mı? ya da nedir bunun sirri?
yerli yersiz kasıntı olmaktn bahsetmiyorum da ama mesale dielm bi taraf ilişkıyı bitirmek istiyor diğer tarafta asık, gururu hiçe saymalı mı? ya da nedir bunun sirri?
0
olmadı ki bir kullanıcı adım
İngilizce'de nasıl "gerçekleşmesini istemediğin bir şey" deriz?Something you don't want to happen? Çok havada kalmıyor mu sanki bu cümle. Bilemedim.
İngilizce'de nasıl "gerçekleşmesini istemediğin bir şey" deriz?
Something you don't want to happen? Çok havada kalmıyor mu sanki bu cümle. Bilemedim.
Something you don't want to happen? Çok havada kalmıyor mu sanki bu cümle. Bilemedim.
0
yazdığın cümle doğru. havada kalmıyor. happen yerine transipre, come to pass, occur, take place falan gibi bir şey de kullanabilirsin.
0
"a thing that you don't want to happen" gibi de olabilir, the thing olur something olur you we olur olur da olur duruma göre.
0
sth you don't want to be happened olur gibi geldi bana nedense. edilgen bir şeyler var sanki.
0
Saçma bi' örnek olabilir ama "görmesini istediğin biri" nasıl diyeceğiz öyleyse?
"Someone you want to see" olmalı bu mantığa göre. Ama "görmek istediğin" mi yoksa "görmesini istediğin" mi denmek istenmiş muamma kalıyor böyle olduğunda da.
"Someone you want to see" olmalı bu mantığa göre. Ama "görmek istediğin" mi yoksa "görmesini istediğin" mi denmek istenmiş muamma kalıyor böyle olduğunda da.
0
Görmesi istenen kişi yine o, yani "someone". Neyi göreceğini belirtmedik. Yani burada "someone" görülmesi istenen değil, görmesi istenen. Öyleyse nasıl bir cümle kurmalıyız?
0
hayır, someone görülmesi istenen. yazdığın cümledeki "biri" sözcüğünü "someone" karşılıyor.
-bu kim?
-ahmet'in görmesini istediğim biri.
-who is this?
-someone i want ahmet to see.
-bu kim?
-ahmet'in görmesini istediğim biri.
-who is this?
-someone i want ahmet to see.
0
-bu kim?
-(gerçekleri) görmesini istediğim biri.
Şimdi, burda görüldüğü gibi bu "biri" görülmesi istenen değil "bir şeyleri görmesi istenen". Neyi görmesi isteniyor, önemli değil. Ama bir şeyleri görmesi isteniyor bu "biri"nin. İşte benim sorduğum da bu cümleyi nasıl kurmamız gerektiği.
"Someone I want to see (the truth)" mu olmalı? Ve eğer öyleyse, "benim görmek istediğim biri" gibi bi' anlam da çıkamaz mı aynı cümleden?
-(gerçekleri) görmesini istediğim biri.
Şimdi, burda görüldüğü gibi bu "biri" görülmesi istenen değil "bir şeyleri görmesi istenen". Neyi görmesi isteniyor, önemli değil. Ama bir şeyleri görmesi isteniyor bu "biri"nin. İşte benim sorduğum da bu cümleyi nasıl kurmamız gerektiği.
"Someone I want to see (the truth)" mu olmalı? Ve eğer öyleyse, "benim görmek istediğim biri" gibi bi' anlam da çıkamaz mı aynı cümleden?
0
"someone i want to see the truth" demen gerekir. dediğin manayla karışmaz. çünkü bu biri'nin bir şeyi görmesini istiyorsan see'nin arkasına buradaki örnekteki gibi görmesini istediğin şeyi ekliyorsun. someone i want to see dersen dediğin gibi "görmek istediğim birisi olur".
ama dediğin gibi bir karışıklık yok, zira senin anlattığın şekilde olunca türkçe'de de karışıklık çıkıyor. kurduğun cümleden parantezli kısmı atarsan "görmesini istediğim biri" cümlesi "x'in görmesini istediğim biri" gibi anlaşılıyor.
ama dediğin gibi bir karışıklık yok, zira senin anlattığın şekilde olunca türkçe'de de karışıklık çıkıyor. kurduğun cümleden parantezli kısmı atarsan "görmesini istediğim biri" cümlesi "x'in görmesini istediğim biri" gibi anlaşılıyor.
0
Kafamı kurcalayan buydu işte: "see"den sonra nesne belirtilmediğinde ortaya çıkan o karışıklık... Böyle bir cümle kurulduğunda "see"nin ardından nesne belirtilmesi elzem o zaman, karışıklığı önlemek için. Çok teşekkür ederim yardımcı olduğunuz için.
0
"gerçekleşmesini istemediğin bir şey"
- something you dont want it come true
--------------------------------------------------------
- bu kim?
-(gerçekleri) görmesini istediğim biri.
*
- who is this?
1- someone i'd like him/her to see (the truths)
2- someone i want him/her to see (the truths)
- something you dont want it come true
--------------------------------------------------------
- bu kim?
-(gerçekleri) görmesini istediğim biri.
*
- who is this?
1- someone i'd like him/her to see (the truths)
2- someone i want him/her to see (the truths)
0
Evocati
Selam ahali,Şimdi ben er kişiyim.5 ay önce bir yıllık sevgilimden ayrılmıştım.Ondan sonra bir kişi daha girdi hayatıma ama fazla uzun sürmedi.Eski sevgili ile tekrar bir araya gelme şansı ise hemen hemen sıfır.Öyle kavgalı dövüşlü de ayrılmadık ama.Şimdi benim bu eski sevgilimi ara ara telefonla ara
Selam ahali,
Şimdi ben er kişiyim.5 ay önce bir yıllık sevgilimden ayrılmıştım.Ondan sonra bir kişi daha girdi hayatıma ama fazla uzun sürmedi.Eski sevgili ile tekrar bir araya gelme şansı ise hemen hemen sıfır.Öyle kavgalı dövüşlü de ayrılmadık ama.
Şimdi benim bu eski sevgilimi ara ara telefonla arayasım geliyor ama kendimi frenliyorum.Son zamanlarda ise daha bir arayasım geliyor.Nedenini ise tam olarak da bilemiyorum.
Ne düşünüyorsunuz bakalım bu konuda?Daha önce mutlaka tecrübe edenleriniz olmuştur bunun gibi bir durumu.
Not:Montla sıçmayı denedim ama pek işe yaramadı.
Şimdi ben er kişiyim.5 ay önce bir yıllık sevgilimden ayrılmıştım.Ondan sonra bir kişi daha girdi hayatıma ama fazla uzun sürmedi.Eski sevgili ile tekrar bir araya gelme şansı ise hemen hemen sıfır.Öyle kavgalı dövüşlü de ayrılmadık ama.
Şimdi benim bu eski sevgilimi ara ara telefonla arayasım geliyor ama kendimi frenliyorum.Son zamanlarda ise daha bir arayasım geliyor.Nedenini ise tam olarak da bilemiyorum.
Ne düşünüyorsunuz bakalım bu konuda?Daha önce mutlaka tecrübe edenleriniz olmuştur bunun gibi bir durumu.
Not:Montla sıçmayı denedim ama pek işe yaramadı.
0
burada bu kadar insan arama demiş, ben de arama diyorum. bir bildiğimiz var.
0
Yapma. Bi araya gelme şansı zaten az, gelseniz de güzel bi şeyler çıkmaz ortaya. Arama.
0
1 haftalık bi ilişki sonunda 5 ay ayrı kaldık, kavga etmiştik. sonra beni aradı, 1 hafta 4.5 seneye döndü. ayrılalı 2 ay oluyor gerçi kasşldklafg. ayrılma nedenine de bağlı şimdi, bir de gerçekten sevip sevmemene. otur bi düşün, artılarını ve eksilerini, ona göre davran.
0
ben kavgalı dövüşlü ayrıldım bi daha siksen suratına bakmam. sen niye aramıyosunki ? aramızda bir fark olmalı.
0
Sana bu "Arama" diyenlere yuh diyorum. Geçmiş ilişkine dair süre dışında detay vermemene, neler yaşayıp/yaşamadığından bahsetmemene rağmen ezbere "Arama" diyen insanlara göre hareket edeceksen bu hayatta daha katetmen gereken çok yol olduğunu söyleyebilirim. Kavgasız, gürültüsüz ayrıldıysanız gayet arayabilirsin.
0
bence ara
buraya yazabilecek kadar bu soru kafanı kurcalıyorsa ara en azından kafanda soru işareti kalmasın
buraya yazabilecek kadar bu soru kafanı kurcalıyorsa ara en azından kafanda soru işareti kalmasın
0
herkes kendi hayatlarında x,y,z kişileriyle yaşadıkları ilişkilere göre cevap vermiş/veriyor doğal olarak.
şöyle bir değişken göz ardı ediliyor çoğu kez; ne cevap verenlerin hepsi aynı kişi ne de ilişki yaşadıkları x,y,z kişileri aynı kişiler.
dolayısıyla; sen bahsettiğin a kişisiyle ne olacağını yaşamadan bilemezsin.
aramayıp duyacağın pişmanlık ömür boyu süreceğine, arayıp (belki devamını yaşayıp, belki iyi belki kötü sonuçlansa da) da duyacağın pişmanlık falanca süre sürer, sonrasında kafan rahatlar en azından.
iç sesini dinle. iç sesin; kişiliğimizin bilinçaltımızdan bize seslenişi olduğunu düşündüğümden, onu çok dinlerim... ne olursa olsun sonunu her zaman göze alarak tabi..
şöyle bir değişken göz ardı ediliyor çoğu kez; ne cevap verenlerin hepsi aynı kişi ne de ilişki yaşadıkları x,y,z kişileri aynı kişiler.
dolayısıyla; sen bahsettiğin a kişisiyle ne olacağını yaşamadan bilemezsin.
aramayıp duyacağın pişmanlık ömür boyu süreceğine, arayıp (belki devamını yaşayıp, belki iyi belki kötü sonuçlansa da) da duyacağın pişmanlık falanca süre sürer, sonrasında kafan rahatlar en azından.
iç sesini dinle. iç sesin; kişiliğimizin bilinçaltımızdan bize seslenişi olduğunu düşündüğümden, onu çok dinlerim... ne olursa olsun sonunu her zaman göze alarak tabi..
0
ahmet_04
bacımsın, kardeşimsin muhabbeti yapamıyorum yakın kız arkadaşlarımla bile. daha doğrusu ayakmış gibi geliyor bunlar. yapanların da samimi olduklarını düşünmüyorum samimi olsalar bile. dürtüler dolayısıyla kendimde böyle bir şey olamayacağını düşünüyorum. ama karşı tarafa da söylüyorum bunu hayal kır
bacımsın, kardeşimsin muhabbeti yapamıyorum yakın kız arkadaşlarımla bile. daha doğrusu ayakmış gibi geliyor bunlar. yapanların da samimi olduklarını düşünmüyorum samimi olsalar bile. dürtüler dolayısıyla kendimde böyle bir şey olamayacağını düşünüyorum. ama karşı tarafa da söylüyorum bunu hayal kırıklığı olmasın diye. ''abi kusura bakma ben böyle bir şey söyleyemem. bir alkole bakar benim işim. kontrol işi bu. hiç limanmış gibi bakma'' vs. diyorum. sonra hayvan mısın olm diyorum kendi kendime ve ''lan çok kırdım mı acaba'' diye bazen rahatsız oluyorum bu durumdan. sizin düşüncelerinizi merak ediyorum. kendimi kalıplaşmış ahlaki normlara uydurmak zorunda mıyım? yoksa içimden geldiği gibi yalansız ve ''kırıcı'' yaşamaya devam mı etmeliyim?
edit: tam anlatamadım sanırım ama özet olarak kimseye ''sana o gözle bakamam. olamaz öyle bir şey'' gibi kesin bir şey söyleyemiyorum. söyleme ihtiyacı da hissetmiyorum.
edit: tam anlatamadım sanırım ama özet olarak kimseye ''sana o gözle bakamam. olamaz öyle bir şey'' gibi kesin bir şey söyleyemiyorum. söyleme ihtiyacı da hissetmiyorum.
0
medeniyet dediğin şey kendini ahlaki normlara uydurmaktır güzel kardeşim. yoksa bin tane sapıkla yaşıyoruz her gün.
0
kardeşimsin, bacımsın gibi bir muhabbeti yapma zorunluluğu neden ki onu anlamadım
Samimi olduğum erkek arkadaşlarım var (hani bildiğin erkek muhabbeti yaparız)abim/bacım/ gardaşım lafı hiç olmadı aramızda
"bir alkole bakar benim işim. kontrol işi bu. hiç limanmış gibi bakma''deme böyle bi muhabbet olmasın yahu ne gerek var...
Samimi olduğum erkek arkadaşlarım var (hani bildiğin erkek muhabbeti yaparız)abim/bacım/ gardaşım lafı hiç olmadı aramızda
"bir alkole bakar benim işim. kontrol işi bu. hiç limanmış gibi bakma''deme böyle bi muhabbet olmasın yahu ne gerek var...
0
@niye ama +1
niye bunların konusu açılsın, baştan sınırlar koyulsun, sözler verilsin ki?
niye bunların konusu açılsın, baştan sınırlar koyulsun, sözler verilsin ki?
0
gayette yapılıyor, öyle bir biraya da bakmıyor, hoşlanmadığın bir kızla uzun süre arkadaşlık yapınca kardeşin gibi oluyor, orasına burasına bakmak keyif vermiyor insana, sende anormallik var bence, ama kız güzel ve alımlıysa ne kadar süre de arkadaşlık yapsan hep sikmek geçer aklından o ayrı.
0
onların samimiyetine ben de inanmıyorum. bişey olsa da yatağa atsam diye bekleyen fırsatçılar diye düşünüyorum. sorsan hepsi yok öyle şey olmaz der ama fırsatını bulsalar düşünmeden atlayacaklarına eminim.
kız ve erkekten "sadece arkadaş" olabileceğine de inanmıyorum.
ne kadar inkar etseniz de bu iş böyle hacılar. ve evet geri kafalıyım.
kız ve erkekten "sadece arkadaş" olabileceğine de inanmıyorum.
ne kadar inkar etseniz de bu iş böyle hacılar. ve evet geri kafalıyım.
0
fırsatını buldum mu çakarım diyosun. açık kapı bırakma baabında.
onlar demiyorlar işte. aradaki fark bu.
onlar demiyorlar işte. aradaki fark bu.
0
Bir gün kadının biri bana "Abla deme lazım olur" dediydi. O gün bu gün abla kardeş muhabbeti yapmam.. haklıydı
0
kızla erkek hiç bir zaman tamamen arkadaş kardeş vs olamıyor. senin gibi bir alkole bakar diyenler yüzünden.
0
birilerine "bacımsız, kardeşimsin" muhabbeti yapmak kalıplaşmış ahlaki normlar değil ki?
söyleyen kişinin içindeki gerçekleri açıklaması. ne hissediyorsa onu söylüyor. en azından biz medeni insanlar olarak öyle olduğuna inanıyoruz.
ha, öyle söyleyip de tam tersi davranan hayvanlar yüzünden, pek güvenilmiyor öyle diyenlere de ama insanların gerçekte ne oldukları alınlarında yazmadığı için söylediklerine verdikleri sözlere güvenmekten başka çare olmuyor. zaman içindeki tavır ve davranışları o kişilerin gerçekte ne olduklarını gösteriyor zaten.
söylenmiş zaten, birini kardeş olarak hissediyorsan kardeş gibi oluyor yani. "kadın ile erkekten arkadaş olmaz" diyenler, bu durumda ailelerindeki karşı cinslerle arkadaş/kardeş olamıyorlar mı merak ediyorum.
benim için ilk başta belli olur. o insan arkadaş (bacı)/kardeş ise ölene kadar öyledir. kardeş diye baktığım birine farklı gözle bakma düşüncesi bile "ensest" gibi geliyor midemi bulandırıyor.
söyleyen kişinin içindeki gerçekleri açıklaması. ne hissediyorsa onu söylüyor. en azından biz medeni insanlar olarak öyle olduğuna inanıyoruz.
ha, öyle söyleyip de tam tersi davranan hayvanlar yüzünden, pek güvenilmiyor öyle diyenlere de ama insanların gerçekte ne oldukları alınlarında yazmadığı için söylediklerine verdikleri sözlere güvenmekten başka çare olmuyor. zaman içindeki tavır ve davranışları o kişilerin gerçekte ne olduklarını gösteriyor zaten.
söylenmiş zaten, birini kardeş olarak hissediyorsan kardeş gibi oluyor yani. "kadın ile erkekten arkadaş olmaz" diyenler, bu durumda ailelerindeki karşı cinslerle arkadaş/kardeş olamıyorlar mı merak ediyorum.
benim için ilk başta belli olur. o insan arkadaş (bacı)/kardeş ise ölene kadar öyledir. kardeş diye baktığım birine farklı gözle bakma düşüncesi bile "ensest" gibi geliyor midemi bulandırıyor.
0
sen arkadaş olamayabilrisin ama başkası olur. açıkçası ben de pek beceremiyorum o işi. "bi alkole bakar" olarak da düşünmüyorum ama. herkesin değer yargıları farklı. insaların davranışlarını değerlendirirken elbette kendi değer yargılarımıza göre değerlendirip bir sonuca varırız ama iş o davranışları yargılamaya gelince "herkes seçtiği hayatın ahlakına göre yaşar" da bitiyor olay. o yüzden bu şekilde düşünüyorsun diye de sorunluymuş gibi hissetme kendini
0
